Erdoğana karşı olan cephe

Ankara'da işler iyiden iyiye karışıyor. Demirel, Ak Parti'ye karşı oluşturulan cephenin lideri!

Yazar  : Ahmet Hakan
Kaynak: Hürriyet

"BABA Süleyman", aldırmadan yaşına başına, atıldı cepheye!

"Halkın son 50 yıllık ortak hafızası", bir parça suyu bulandırsa da, ne gam!

Çünkü...

İlhan Abi vermişti icazeti.

Bir rüzgár esti Ankara"dan Isparta"ya doğru...

Bunu gören Deniz Bey durur mu?

O da salladı bayrağını soldan sağa...

Kuvvetlendirdi "Mürtecilere karşı omuz omuza" cephesini.

Ama "düşman" her şeye rağmen yüzde 38 idi ve "cephe" biraz daha genişlemeliydi.

İşte tam bu sırada geldi, "büyük koma"dan son bir hizmet fırsatı.

Rahşan Hanım, henüz ölmemiş eşinin vasiyetini açıkladı:

"Çıksın Eskişehir"den adı Yılmaz olan bir yiğit."

Eskişehir"deki yiğit "Yılmaz", sabırla meyvenin olgunlaşmasını beklerken, adı değil ama soyadı Yılmaz olan bir "fedai", "Rahşan affı"ndan yararlanarak, ses verdi mahkeme kapısından:

"Gövdemi taşın altına sokarım."

Hey gidi hey!

Bunu duyan Mumcu biraz telaşlansa da korudu metanetini.

Ağar "Hayırlı olsun" dedi.

Bahçeli her zamanki gibi susarak barajı aşma taktiğini sürdürdü.

Hepsi bu değildi tabii.

Çankaya da devreye girdi.

"Üçüncü adam"ın işaretiyle ayaklandı "partizan":

Mehmet Haberal, üniversitesi ve televizyonuyla geçti harekete.

Tek kişilik ordu Sinan Aygün, bir kez daha göründü "Ceviz"in kabuğunda.

Türk Metal İş"in ak tolgalı beylerbeyi, bir yaz günü haykırdı, kendi kurduğu televizyon kanalından: Arş yiğitler vatan imdadına!

Kendileri için bir şey istiyorlarsa namert diye adlandırılmayı göze almış bu "ekip", göz yaşartıcı bir özveri destanı yazıyordu vatan millet için...

Parola, "Hafızasızlık" idi, işareti ise "Cüretkárlık".

Cüreti besleyen ortak duygu ise şuydu:

Kasımpaşalı gitsin de kim gelirse gelsin!

* * *

Tam bu sırada...

Olup bitenleri keyifli bir şekilde gözlemleyen Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan, "Yaşasın! Bir beş yıl daha iktidarız" dedi.

Yüzü gülüyordu.

Ve kimsenin duyamayacağı bir şekilde, "Ne talihli bir adammışım ben yahu" diye fısıldadı.

Bir öngörü

HÜLYA Avşar, Kemer"de verdiği konserinde bir şarkısını Hıncal Usta"nın kucağında okumuş.

"Zararı yok" deyip geçelim.

Ancak...

Bu olay nedeniyle bir öngörüde bulunabiliriz. İşte buraya yazıyorum:

Göreceksiniz, övgüde de yergide de sınır tanımayan gazeteciler örgütü başkanı Hıncal Usta, "Hülya nasıl da devleşti! Bu bir konser değil! Bu bir ses ve görüntü ziyafeti" diyerek uçuşa geçecektir.

Beyaz Müslümanların yazılmamış minik sırrı

MODA devi Pierre Cardin, İstanbul"a geldi ve bir defile düzenledi.

Defilede manken Güzide Duran, transparan bir giysi giymişti.

Ancak eliyle göğsünü kapattı...

Böylece bir "namahrem vakası" da yaşanmamış oldu!

Bazıları bu durumu şöyle yorumladılar:

Defileyi AKP"li yetkililerin de izleyeceği Pierre Cardin"e söylendi, o da Güzide Duran"dan göğsünü kapatmasını istedi!

Yani "kapatılan göğsün sorumluluğu", bütünüyle AKP"lilere yüklendi.

Oysa olayın aslı hiç de öyle değildir.

Pierre Cardin"i Türkiye"ye getiren ve defileyi organize eden isim Aydınlı Giyim"in sahibi Mustafa Kavurmacı"dır.

Aynı zamanda Pierre Cardin"in Türkiye mümessili olan Kavurmacı, Fethullah Gülen cemaatine yakındır.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile de dünür olan Mustafa Kavurmacı, kelimenin tam anlamıyla dindar bir kişidir.

Said-i Nursi"nin risalelerine vakıftır.

Yani...

AKP"lilerin olaya dahil olmasına gerek kalmamıştır.

Bu işi Mustafa Kavurmacı gönüllü olarak yapmıştır.