Karikatürcüler dün bir basın toplantısı yaparak, Başbakan'ı
"kedi" şeklinde çizdiği için 5 Milyar lira para cezasına mahkum
edilen Musa Kart'a destek verdiler. Türk
karikatürünün abide isimleri
"karikatürcü-politikacı" ilişkilerini örneklerle
anlattılar.
Turhan Selçuk, İngiltere'nin büyük devlet adamı
Winston Churchill'i sürekli buldok köpeği gibi
sarkık yanaklı olarak çizen Low'la ilişkisine işaret etti.
Churchill bir gün Low'un kendisiyle ilgili çizimine itiraz
ediyor:
-Benim yanaklarım seni çizdiğin köpeğin yanaklarından daha
sarkık!
Bedri Koraman da kendi deneyimlerini anlattı.
Adalet Partisi iktidarlarının "zehir hafiyesi"
eski içişleri bakanı Seyfi Öztürk seçim
gezilerinde kendi aleyhinde olacak anekdotları not alır, Bedri
Koraman'a pusula ile iletirmiş. Bedri Ağabey, karikatürün
politikacı için ne anlama geldiğini anlatırken şöyle dedi:
-Karikatürü çizilmeyen politikacının misyonu bitmiştir! Üzülmesi
gerekir.
Dünkü toplantıda anlatılmayan bir şeyi de ben ekleyeyim. Rahmetli
Adnan Kahveci bakanlığı dönemlerinde İstanbul'a
geldiğinde sık sık karikatürcülerle toplanıp yemek yerdi. Turing'in
Sultanahmet'teki Yeşil Ev'inde yapılan toplantıların haber niteliği
olmasın diye basına da haber verilmezdi. Yani Kahveci
"şov" için karikatürcülerle biraya gelmezdi. O
yıllarda Kahveci aleyhinde çizilen karikatürlerin de haddi hesabı
yoktu. Hatta yemekte bile yine bu çizgi sürerdi. Peçetelere çizilen
karikatürlerde Kahveci'nin devlet parasıyla sanatçılara ziyafetler
çektiği hicvedilirdi. Hiç alınmaz sadece
"düzeltme" yapardı:
-Yemeği milletvekili maaşımdan ödüyorum!
Dünkü basın toplantısında Karikatürcüler Derneği Başkanı
Metin Peker, yazılı açıklamasında şöyle
diyordu:
-Bir zamanlar kendisi de fikir suçlusu olan Başbakan'dan,
sanatçıların eserleri nedeniyle mahkum edilemeyeceği ortamı
sağlamasını bekliyoruz.
Aynı cümleler Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi
Mithat Ali Kabaali'nin 23 Aralık 2004'te verdiği
karar metninde de görülüyor. Musa Kart'ın kedili karikatürünü
Eskişehir'de yayın hayatına devam eden Sakarya Gazetesi'nde iktibas
yoluyla yayınlayan Önder Baloğlu hakkında Başbakan
tarafından açılan 10 bin YTL'lik davayı karara bağlarken Kabaali
şöyle diyordu:
-Hiciv içeren sözkonusu karikatürün eleştiri sınırları
içinde kaldığı bu yüzden hukuka uygun bulunduğu; okuduğu şiir
yüzünden cezaevinde yatmak zorunda kalan Sayın Başbakan'ın bu tür
eleştirilere daha hoşgörülü yaklaşması kanaatiyle aşağıdaki kararı
vermek gerekmiştir. Davanın reddine, dava masraflarının davacı
taraf üzerine bırakılmasına...
Başbakan Erdoğan dün, NTV'ye verdiği özel
röportajda, çalışma temposunun yüksekliğinden yakınıyor, ailesine
bile yeteri zamanı ayıramadığını anlatıyordu. Milletvekilleri
arkadaşlarının görüşme taleplerini bu yoğunluk yüzünden geri
çevirdiğini söylüyordu.
Anlaşılan Başbakan, ailesiyle ilgilenemiyor, milletvekilleriyle
görüşemiyor, sadece kedili karikatürün peşinden dava açmak için
koşmaya zaman bulabiliyordu!