Erdoğan'a İspanya'da çirkin saldırı
Abone olErdoğan, İspanya'da düzenlenen ödül töreninde bir protestocunun saldırısına uğradı.
Başbakan Erdoğan'a İspanya'da çirkin saldırı! Erdoğan,
Kültürlerarası Sevilla NODO ödülü sonrası, PKK sempatizanı bir
protestocunun saldırısına uğradı. Şans eseri Erdoğan'ı sıyırıp
geçen ayakkabı, korumanın yüzüne patladı
Başbakan Erdoğan'a İspanya'da ayakkabılı saldırı! Erdoğan,
Kültürlerarası Sevilla NODO Ödülü'nü aldı. Törenin
düzenlendiği salondan ayrılıp arabasına binmek üzereyken Erdoğan'a
ayakkabı fırlatıldı. Ayakkabı Erdoğan'a isabet etmezken
ayakkabıyı fırlatan kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şahsın, ayakkabıyı atarken "Yaşasın
Kürdistan" diye bağırdığı bildirildi. Göstericinin terör
örgütü PKK sempatizanı olduğu iddia edildi.
ÖNCE BUSH'A ATILDI SONRA MODA OLDU
Başkanlık koltuğunu bırakmadan önce Bağdat'a ziyarette bulunan ABD
eski Başkanı Bush'a Iraklı gazeteci ayakkabı fırlatmıştı.
Bağdat'taki bu protesto daha sonra dünyanın değişik noktalarında
uygulandı. Türkiye'de de bir gazeteci Bilgi Üniversitesi'nde
konuşan IMF Başkanı Kahn'a ayakkabı fırlatmıştı.
SALDIRININ GÖRÜNTÜLERİ
VE ERDOĞAN'IN KONUŞMASI HABERİN
DEVAMINDA...
ERDOĞAN'A ÖDÜL
Başbakan Erdoğan, ''Medeniyetler İttifakı projesinin
harekete geçirilmesinde üstlendiği önemli rolü'' sebebiyle
Sevilla NODO Vakfı tarafından ödüle layık görüldü. Sevilla Belediye
Başkanı Alfredo Sanchez Menteseirin, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a ödülünü takdim etti.
ERDOĞAN'IN KONUŞMASI
Erdoğan ödül töreninde yaptığı konuşmada, İspanya'nın güzel
şehirlerinden Sevilla'da bulunmaktan çok büyük memnuniyet duyduğunu
belirtti.
NODO Vakfı tarafından bu yıl şahsına verilen ödülü almaktan dolayı
da ayrıca büyük gurur duyduğunu ifade eden Erdoğan,
''Ülkem, milletim ve şahsım adına Sevilla Belediye Başkanı
Sayın Monteseirin'e ve NODO Vakfına şükranlarımı
sunuyorum'' dedi.
Erdoğan şöyle devam etti:
''Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki, Sevilla NODO
Vakfı'nın bu ödülü, tüm bu ödüller arasında müstesna bir yer teşkil
ediyor. Sevilla'nın yetiştirdiği ya da etkilediği isimlerin bir
kaçını sıralayınca bu müstesna an, neyi kastettiğim daha iyi
anlaşılacaktır. İbn-i Arabi, İbn-i Haldun, İbn-i Hazm, Cervantes,
Kristof Kolomb, İbn-i Ferah, El Sit ve daha niceleri... Boğa
güreşinin, satrancın ve Flamenko'nun da ana vatanı. Ve elbette,
bilgin lakaplı 10'uncu Alfonso.
Lütfen telaffuzumu mazur görün: No me ha dejado (Beni terk etmedi).
NODO ödülü, Sevilla şehrine damgasını vuran 10'uncu Alfonso'nun
aziz hatırasını da yansıttığından dolayı ayrıca büyük anlam
taşıyor. 10'uncu Alfonso'nun, burada, Sevilla'da kurduğu engin
hoşgörü ortamı, kültürler arasında oluşturduğu barış ve diyalog
zemini, bugün bile saygıyla yad ediliyor.Alfonso, Mürsiye'de
Avrupa'nın üç dilde eğitim veren ilk okulunu kurmuştu. Bu üç dilin
Arapça, İbranice ve Latince olması ayrıca dikkat çekici.''
BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜ
''Bundan 7 yüzyıl önce Endülüs'te başarıyla tatbik edilmiş olan
'konvivensiya' yani 'birlikte yaşama kültürünün', bugün dünyamızın
en fazla ihtiyaç duyduğu örnek bir tecrübe olduğunu görüyoruz''
diyen Başbakan Erdoğan, ''Endülüs, üç semavi dinin barış ve
hoşgörü içinde yaşadığı masalsı bir tecrübeydi. Şurası da son
derece önemli: Üç semavi dinin barış ve hoşgörü içinde yaşadığı
Endülüs'te, bilimin ve sanatın seyrine yön verecek derecede büyük
isimler yetişti. Avrupa'nın aydınlanmasını sağlayan bu
bilim ve sanat ortamı, hiç kuşkusuz bizim tarihimizi, Osmanlı
İmparatorluğu'nu da çok yakından etkiledi'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı Projesinin eş
başkanlıklarının İspanya ve Türkiye tarafından, kendisi ve
İspanya Başbakanı Zapatero tarafından üstlenilmiş olmasının bu
açıdan önemli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
''Dostum Başbakan Zapatero, Türkiye'nin farklı din ve kültürler
arasındaki köprü rolünü görerek 2004 yılında Medeniyetler İttifakı
Projesi'nde birlikte çalışmamızı şahsıma teklif etti. Bu konuda
öncü olmak, sadece sorumluluk anlayışımızın değil, hoşgörüyle
yoğrulmuş geleneklerimizin de gereği idi. Nitekim, Türk halk şairi
Yunus Emre'nin, bundan tam 700 yıl önce ifade ettiği 'Yaradılanı
Severim Yaradandan Ötürü' sözleri, bugün bile kültürümüzün en
önemli dinamiğini oluşturur. Aynı şekilde Mevlana, yaklaşık 800 yıl
önce, 'Gel, ne olursan ol, yine gel' sözleriyle, bütün insanlığa
kucak açan bir felsefeyi ortaya koymuştur.
Bu girişimin bayraktarlığını dostum Zapatero ile birlikte
üstlenirken, farklı kültür ve medeniyetlerin çatışmak zorunda
olmadığını, aksine dostluk ve uyum içinde birlikte çalışmalarının
hem mümkün, hem de sürdürülebilir olduğunu kanıtlamayı
amaçlamıştık.''
GÖRÜNTÜLER HABERİN
DEVAMINDA...
MEDENİYETLER İTTİFAKI VE TÜRKİYE'NİN DIŞ
POLİTİKASI
Başbakan Erdoğan, söz konusu projenin geçen süre zarfında kurumsal
bir yapıya kavuştuğunu ve bir Birleşmiş Milletler girişimi niteliği
kazandığını anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Halen 115 ülke ile pek çok uluslararası kuruluşun üye olduğu
Medeniyetler İttifakı girişimi, uluslararası ilişkilerde
kutuplaşmayı değil, diyaloğu hakim kılmayı hedefliyor.
Hoşgörüsüzlüğün giderek yaygınlaştığı bir dünyada, Medeniyetler
İttifakı arayışlarının sonuca ulaşabileceğini göstermesi
bakımından, Türkiye ve İspanya'nın cesaret ve ümit verici birer
sembol haline geldiğini memnuniyetle görüyoruz. Eğer küresel barışı
sağlayacaksak buna ihtiyacımız var. Bizler, ülkelerimizin tarihleri
ve bugünkü tecrübelerinden yola çıkarak, farklı bir dünyanın mümkün
olduğuna inandık. İnsanların birbirini hor görmediği, birbirine
saygı gösterdiği, ön yargıların aşıldığı bir huzur ve refah
zemininin tesis edilebileceğine yürekten inanıyoruz.''
Erdoğan, ''Türkiye olarak, son dönemde dış politikada izledikleri
seyrin de bu yaklaşımın somut bir tezahürü olduğunu77 vurgulayarak,
şunları kaydetti:
''Biz, 'komşularla sıfır problem' ilkesinden yola çıktık ve kısa
süre zarfında tüm komşularımızla ilişkilerimizi barış ve karşılıklı
çıkar temelinde belli bir seviyeye taşıdık. Yaklaşık 10 yıl önce
savaşın eşiğine gelmiş Türkiye ile Suriye şu anda aralarındaki
mayınları temizliyor. Suriye ile vizeleri kaldırdık ve dış
politikadan ekonomiye, ticaretten sosyal yaşama kadar her alanda
yoğun bir işbirliği başlattık. Irak'ın toprak bütünlüğünü çok
önemsiyor, ülkede bir an önce istikrar ve huzur sağlanması için
çaba sarf ediyoruz. İran'ın uluslararası toplumla olan sorunlarını
çözmesi için yine girişimlerimiz devam ediyor.