AK Parti'nin 'Türkiye buluşmaları' adı
altında bir çalışma yapılması geç kalmış gönül bir
uygulama olmuştur...
Amma velakin...
Hele hele son seçimlerde başarısızlıkta pay sahibi olan,
tabanda karşılığı kalmayanlarla bu buluşmaları gerçekleştirerek
başarıyı aramak ne kadar doğru olmuştur sorusu
tartışılır!..
Yani..
AK Parti büyük değişimi sözde değil özde yaparak asıl Türkiye
buluşmalarını gerçekleştirmeli..
Bu buluşmalarının katkısını Sayın Cumhurbaşkanı mutlaka
gizli bir şekilde takip ettirerek neler olduğunu daha sağlıklı
şekilde edeceği karşılaştıracağı raporlarda aramalı...
Çünkü özellikle son dönemde Cumhurbaşkanından
gizlenerek yapılan hataları, yapılan yanlışları görünce böyle
bir uygulamanın şart olduğunu düşündüğümü bir kaç kez
yazdım..
İtimat kontrole mani değildir...
Bakalım teşkilat kendileri ile buluşanlar hakkında ne
düşünüyor?
Özellikle yerel seçimlerde aday belirlemelerinde neler olmuş
ki bu sonuçlarda etkin olmuş!..
Bu bir...
İkincisi..
AK Parti 2028 seçimlerinde başarılı olmasının yolu
işçinin, memurun ve emeklinin yüzünü güldürmekten geçeceğini kim
inkar edebilir ki!.
Bugünkü tablo ortada!..
İyimser demek mümkün mü?
Sadece iyimsek olmak adına umutlu bir yükseliş
var...
Ama daha yapacak çok iş var çok!..
Ve halkın ekonomik refah seviyesi yükseltmeli...
Yoksa 'Türkiye Buluşmaları'nı havada kalır..
Özetle..
İki yol var...
PARTİDE TABANI İKNA EDECEK KÖKLÜ DEĞİŞİM
...
VATANDAŞIN EKONOMİK REFAH SEVİYESİNE
YÜKSELTMEK...
İşte zaman AK Parti yeniden Türkiye'nin tek umudu olur ki
hele hele böylesine çarpık, umutsuz vaka olan böyle bir
muhalefet karşısında AK Parti eski gücüne kavuşur...
Sonucundada ...
KAZANANDA TÜRKİYE OLUR...
Neden mi?
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adeta yangın yerine
dönen, üzerine oyunlar oynanan bu kanlı coğrafyada Recep Tayip
Erdoğan gibi son derece kararlı, dik duran, dış dünyayı etkileyen
güçlü bir liderle, yüzde yüz yerli ve milli Cumhur ittifakı
ile bir dönem daha yola devam etmesine çok ama çok ihtiyacı
var...
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli birlikteliğinin
sekteye uğratmak isteyenlerin asıl amacını anlayın
artık...
Yani durum siyasetin çok ötesindedir...
Ama Demirel'in o meşhur 'Tencere iktidarı
devirir' sözü asla ve asla unutulmamalı ki tencere işte
ülkeninde bekası için önemli bir gerçek haline gelmiştir..
Yoksa...
'Cumhurbaşkanı adayı Ekrem mi olsun, Mansur mu
olsun?' diye mahalle kavgasına tutuşan nerelere
bağlı olduğu tartışılan bir muhalefet ve sözde adayları ile
Türkiye'nin nerelere savrulacağını şimdiden tahmin etmek zor
değil!..
Tablo milletin önünde...
O nedenle....
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem ülkenin ekonomisini
ayağa kaldırması, kaldırırkende partisindeki değişimi halka yeni
kadrolarla yepyeni umut vererek yaparak yola devam etmesi milli bir
mesele haline gelmiştir...
Bugün ortada AK Parti'ye kızıp tepki gösteren ama yinede
umudunu
'Yaparsa yine Recep Tayyip Erdoğan yapar'
diyerek umutla bekleyen milyonlarca seçmen var.,.
Haksızlar mı?
Haklılar..
Yaparsa Recep Tayyip Erdoğan
yapar!..
Yapacaktırda...
Yapmak zorundada...
Bu ülkenin onun liderliğine bir dönem daha çok ama
çok ihtiyacı var, bugün kendisini aşağıya çekmeye devam eden
ve hala 'Başarılı olamadık' diyerek kenara çekilmemek için
direnen kendilerini hala bulunmaz hind kumaşı gibi sanan
kadrolarına ihtiyacı yok...
Unutulmasın ki AK Parti'nin güçlü varlığının tek kaynağı
milletin Tayyip Erdoğan'a verdiği sınırsız destek
olmuştur...
22 yılda girdiği her seçimi kazanmış bir
lider dünyada neden yok!..
O nedenle kadrolarda başarısız olmuş, sorumluluğun
karşılığını verememiş, halktan kopmuş isimler üzerinden büyük
değişim ile birlikte ' Yaparsa Erdoğan yapar' sözü ile
halkın ekonomik gücünü yükseltmek Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın boynunun borcudur...
Çünkü 'MİLLETİN ADAMI' olmak bu
sorumluluğu getiriyor...