Zift kadar, katran kadar kara suretleriyle yeniden sahne
aldılar. Okudukça ve dinledikçe kusma isteği uyandıran sözleriyle
yeniden sahnedeler.
Bir süredir izliyorum...
Kimi suratına o sahte bilge ifadesini takınıyor, kimi ise bize
karşı kullanacağı alaycı gülümsemeyi prova ederek geliyor. Kimi
inancı gereği başını örten kızlarımızı playboy kızlarıyla eşit
tutuyor, kimi Allah'ın dokunulmaz kıldığı Kabe'yi ve hac varizasını
yerine getirmeye çalışan müslümanları aşağılamaya çalışıyor.
Bu ülkenin kaderidir zaten...
Adı eskisi gibi saygıyla anılmayan ne kadar fosil varsa aynı
taktiği, aynı tekniği deniyor. Ne kadar eskimiş ünlü varsa, ya
milletin kutsalına, ya da iradesine küfretme yolunu seçiyor.
Dün böyle biri daha CNN Türk ekranında boy gösterdi. Adı Mustafa
Altıoklar. Biz kendisini bugüne dek yönetmen kimliğiyle tanırdık
ama beyanına bakılırsa beyefendinin doktorluk yönü de varmış.
Gezi'yi fırsat bilip bulduğu herşeyi yakıp yıkan şehir iblislerini
övüyor, onlara karşı duran Erdoğan'ı geri adım atmadığı için
eleştiriyordu.
Ikına ıkına söylediği şu iğrenç sözler kendisinin tespitidir:
"Bu ülkede özgürlük yok. Basın özgür
değil. Başbakan kendisine asla laf ettirmeyen bir diktatör. Tüm
medya yandaş olmuş. Gezinin arkasında bazı lobiler var deniyor ya.
Hiçkimse yoktu. Tamamen normaldi ve ortak akılın birleşmesiydi.
Tamamı şiddete başvurmadan barışçıl bir eyleme imza attı. Başbakan
Gezi'de ben hata yaptım. Durun bakalım deseydi, kesinlikle şu anda
yüzde 70-80 oy alırdı. Ama bir doktor olarak söylüyorum,
Başbakan'da "Narsistik Kişilik Bozukluğu" var. Geri dönüşü olmayan
bir hastalık bu. Kendisine rapor vermek lazım. 46 raporu, yani deli
raporu..."
Doktor olduğunu söyleyip, yönetmen olduğunu sanan, çok şey
bildiğini sanıp, hiç bir şey bilmeyen avel bir tipten de bu yorum
beklenirdi zaten!
Ülke yönetmeyi belaltı film yönetmek sanıyor herhalde...
"Basın özgür değil. Başbakan kendisine asla laf ettirmeyen
bir diktatör. Tüm medya yandaş olmuş" diyeceksin. Hem de
milyonlarca insanın izlediği bir kanalda bunu söyleyeceksin. Sonra
"Bu ülkeyi bir diktatör yönetiyor. Özgür değiliz"
diyeceksin. En sonunda da "Başbakan tımarhaneye
yatırılmalı, deli raporu verilmeli" diyeceksin.
Başbakan deli, bu zırvalara imza atan adam da hem yönetmen hem
de doktor!
Hale bakar mısınız?
Hem oturduğu yerden 3 dakikada akıl vererek bir partinin oyunu 30
puan artırabileceğini söylüyor, hem de Başbakan'a
"deli" ve "narşist" diyor!
Bu kafa var ya bu kafa...
Kendini çok zeki, çok akıllı gören bu kafa var ya... Kulağına
fısılda, sesin yankılanıp sana geri döner yemin ediyorum. O derece
boş yani...
Kafaları almıyor, anlamıyorlar!
Bu ülke artık aydın ayaklarına yatıp, iki yazdım, bir çizdim diye
geçinenlerin dizayn edeceği bir ülke degil. Bu diyarların insanı
artık eskisi gibi saf değil. Bozuk kişilerin, kişilik bozukluğu
teşhisi koyduğu bir ülkede sınırsız özgürlük var demektir, halk
bunun farkına varalı çok oldu.
Yıllar yılı milletin, "Eğilmez, bükülmez" dediğine
onlar "deli" dedi. Milletin
"şehit" dediğine onlar, "Pisi pisine
öldü" dedi. Milletin "İnanç" dediğine
onlar "Gericilik" dedi. Milletin
"Edepsizlik, ahlaksızlık" dediğine onlar
"aşk" dedi. Şimdi milletin özgürlük dediğine pek
tabi ki, "Diktatörlük" diyecekler.
"Bunlar kuduruyorsa Erdoğan doğru yolda demektir"
diyenlerin sayısı 12 yıldır bunun için artıyor.
Erdoğan deliymiş.
Fatih'e gemiyi karadan yürüten, Yavuz'a geçilmeyecek çölü geçirten
o delilikti. Millet deli dolu adamları seviyor, sana ne?
Delinin teki Kanal İstanbul'u, havaalanını, Marmaray'ı, metroyu,
üçüncü köprüyü, hızlı treni, nükleer santrali, duble yolları
yapıyor. Kendi uçağını, kendi helikopterini, kendi tankını, kendi
uydusunu üreterek ülkeye hizmet ediyor.
Yahu keşke zırdeli olsa!
En azından, "Bunları yapmaktan vazgeçtiğini açıklamazsan
Gezi eylemleri devam eder" diyenler ve onları
destekleyenler kadar gerizekalı değil, yetmez mi?..