Erdoğan'a 'boyun mu uzadı' diye çıkıştı!
Abone olKılıçdaroğlu, partisinin meclis grubunda 'Cumhur' tartışmalarını değerlendirdi. Resepsiyona gitmediği için kendisini eleştiren Başbakan'a, 'Sen gittin de boyun mu uzadı' diye sordu.
İNTERNETHABER.COM-29 Ekim'deki
resepsiyon krizi hala gündemdeki yerini koruyor. Köşk'teki
resepsiyona katılmayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugünkü grup
toplantısında resepsiyona neden katılmadığını
anlattı. Kendisini eleştiren Başbakan Erdoğan'a, 'Sen gittin
de boyun mu uzadı' diye çıkıştı!
Kılıçdaroğlu resepsiyon günü, aynı gün açlık grevi yapan bir kadın
işçinin isyanına ortak olmaya gittiğini belirtti. Başbakan
Erdoğan'ın, taşeron işçileri görmezlikten geldiğini vurgulayan
Kılıçdaroğlu, 'Sen kim, bana Cumhur'dan bahsetmek kim? Sen
daha alın teri ile para kazanarak evine ekmek götüren Cumhur'a
nasıl hitap edeceğini bilmiyorsun' dedi.
Hükümeti 'despot olmakla' itham eden
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin devleti ele geçirmek istediğini
belirtti.
CHP Lideri ayrıca, "Bir liderin doğuşu: Recep Tayyip Erdoğan"
kitabını da dikkat çekerek, o kitaptan Başbakan Erdoğan'ın
hapishane hayatını alıntı yaptı ve ilginç bir ayrıntıya dikkat
çekti:
ERDOĞAN'IN YATTIĞI HAPİSHANEYE BAKIN!
"Hani bizim bir Başbakan'ımız var ya.. Adı Recep Tayyip
Erdoğan... Onun hayatını anlatan bir kitap çıkmış... Kitapta da
hapiste yaşadığı günler anlatılmış... Durun size Sayın Erdoğan'ın
hapishanesini anlatayım... Bakın o hapse girmeden nasıl hazırlıklar
yapılıyor: Televizyon koyuluyor... Yerlerde boydan boya halı ile
kaplanıyor, şofben takılıyor... Sıcak suyla duş alacak ya... Deri
oturma gurupları koyuluyor, derin dondurucu yerleştiriliyor,
çalışma masası da varmış... Allah aşkına sayın Başbakan bir de
ağlıyor... Ben hapishanede yattım diye. Yemezler Sayın Başbakan
yemezler..."
TERÖR SORUNU
Parti grubundaki konuşmasına Taksim'de yaşanan terör saldırısı ile
başlayan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hepimizi üzen bir olay meydana geldi. istanbul'daki terör
saldırı yüreğimizde burukluk yarattı. Bereket versin ciddi sonuçlar
doğurmadı. Bugüne kadar terörden çok çektik. Barıştan ve
kardeşlikten yana olanlar birleştiler. Teröre karşı bir yürek
oldular. Ayırmak istediler ayrılmadık, bölmek istediler bölünmedik.
Bölünmeyeceğiz, ayrılmayacağız, teröre karşı birleşeceğiz. Terörün
olmadığı bir ülke istiyoruz. Herkesin evine alın teri ile kazandığı
aşı ve ekmeği götürmesi gereken bir ülke istiyoruz. Terör bir
insanlık suçudur. Teröre karşı mücadele özgürlüğü ve barışı isteyen
herkesin görevidir. Mutlu Türkiye istiyoruz... Herkesin karnının
doyduğu bir ülke istiyoruz... İşi olmayanın aşı, aşık olmayanın da
huzuru olmaz.
Aşı ve işi sağlayan devlettir. Ama hangi devlet? Despot
devlet değil... O devletin adı sosyal devlettir. Siyasal
iktidarların görevi de devleti sosyal kılmaktır. Yurttaş o devletin
kanatları altında, gelecek kaygısı olmadığını öğrenebilmelidir.
Bunun için iktidarlar bütçe ve ekonomi politikası oluştururlar.
Bütün amaç mutlu bir Türkiye yaratmaktır"
AK PARTİ DEVLETİ ELE GEÇİRECEK!
AK Parti'nin gizli gündem peşinde olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu,
'Devleti ele geçirecekler' uyarısı yaptı:
"Bunu ancak asıl amaçlarına ulaşmak için gizli gündemleri
olan siyasi anlayışlar yapar. AKP devleti ele geçirmeyi çalışıyor.
İstediğiniz kadar gidin, tek bir CHP'li kalıncaya kadar sizinle
kararlılıkla mücadele etmek bizim boynumuzun
borcudur"
BİZ TAŞERON İŞÇİLERİN YANINDAYDIK
Cumhuriyet Bayramın'da Köşk'te düzenlenen resepsiyona katılmadığı
için tepki çeken CHP Lideri, o resepsiyona neden katılmadığını
şöyle anlattı:
"Öyle çıkacaksınız, 'Yok cumhura gitmediler, yok şunu
söylediler' Cumhur başımızın üstündedir. Ama biz insanları
ayırmıyoruz... Kadıköy'deki de Bitlis'teki de vatandaş da benim
başımın üstündedir. Cumhuriyet Bayramı'nda ben ve bir grup
arkadaşım İstanbul kadıköy'de yurttaşlarla yürüyüş yaptık.
Türkiye'nin 80 iline huzur kardeşlik mesajları verdik. Bu mesajları
on binler tekrarladı ve Cumhuriyet selamı gönderdi. Biz huzur
mesajı veriyoruz, barış mesajı veriyoruz, Ankara'dan birileri
rahatsız oluyor. Efendim ben yurttaşlarla buluşmuşum da Cumhurla
buluşmamışım. Kadıköy'deki insanlar Cumhur değil mi? Bu ülkenin
halkı değil mi? Ben diyorum bunlar bölücü... Biz bölünmeyelim
diyoruz, onlar bölünemlim diyorlar.
Onlar bir şeyi görmediler. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramın'da
gördüklerini görmemezlikten geldiler. Biz o akşam oradan
Paşabahçe'ye emeklilerin, çalışanların yanına gittik. Paşabahçe'de
bedenini açlık grevine yatıran arkadaşımızın yanına gittik. Ve ona
kendini yalnız hissetme, biz burada yanındayız dedik"
SAYIN BAŞBAKAN O KADINI CUMHUR'DAN SAYMADI!
AK Parti'nin taşeron işçileri görmemezlikten geldiğini belirten
Kılıçdaroğlu, 'Sen bana hangi Cumhur'dan bahsediyorsun?' diye
çıkıştı:
"O gittiğimiz kişi kimdi? AKP'nin görmemizlikten geldiği...
Onu da Cumhur'dan saymıyor... O bir anne... Evine ekmek götürüyor,
hırsızlık yapmıyor, yolsuzluk yapmıyor. O alın teri ile parasını
kazanıyor... Onun yanına gidip, 'Niçin bedenini ölüme yatırdın'
dedik. 'Var olan tek bedenim, param pulum yok o nedenle bedenimi
yatırıyorum ölüme' dedi. Mücadeleyi sürdürmesini istedik. Bu mudur
sizin Cumhur anlayışınız? Bu işçi kardeşimiz 5 yıl çalışmış, bir
gün de hakkımı arayayım demiş... Bir sendikaya üye olmuş... Vay sen
misin sendikaya üye olan! Ertesi gün kapıya konulmuş. Başbakan bu
durumdan utanmıyor mu? Acaba Başbakan'ı o çadırda yatan insanları
görmemzilikten gelince utanmıyor mu, sıkılmıyor mu? Sormak
istiyorum, sendikalı olmak yasak mı bu ülkede?
Şimdi AKP ne demek istiyor o kadıncağıza... 'Bir dakika dur,
çalışacaksın ama hukuk değil köle düzeninde... Sendikalı mı oldun?
Kapının önüne konacaksınz. Sana verilmiş bir asgari ücret, buna
mahkumsun. Benim düzenim budur' diyor. Bu kölelik düzenini de CHP
yıkacaktır.
Efendim Çankaya Köşk'üne niye gitmemişiz. E sen gittin ne oldu?
Boyun mu uzadı. Ama ben gittim, hak arayan işçi kadına gittim. Sen
mi iyi iş yaptın ben mi iyi iş yaptım. Sen mi Cumhur'a gittin ben
mi Cumhur'a gittim?
Bunlar kalkıyorlar Cumhur'dan bahsediyorlar... Cumhur kim siz kim?
Sizin işiniz gücünüz cebinizi doldurmak. CHP iktidarında hiç bir
taşeron işçisi taşerona teslim edilmeyecektir. Kadrosunu vereceğiz
adam gibi çalışacak. Çünkü biz insandan, emekten yana bir partiyiz.
İki milyon işçi kulaklarını bize diksinler."
BU İNSANLAR MUTLULUKTAN MI İNTİHAR EDİYOR?
TÜİK verilerinden ülkedeki intihar vakalarını derleyen
Kılıçdaroğlu, 2003 yılından bu yana intihar vakalarının şiddetli
arttığına vurgu yaparak, 'Bu insanlar mutluluktan mı intihar
ediyor' diye isyan etti:
"Size hayatın bir başka penceresini açmak istiyorum. TÜİK
verilerene göre intihar vakaları yüzde 25 artmış. Huzurlu bir
toplumda insan neden intihar etsin?
Size bir örnek daha vereceğim... 2003'te 14 milyon antidepresan
ilaç kullanıyor... 2007'de bu oran yüzde yüz artıyor... Bunun
sorumlusu da Başbakan'dır... Adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır...
Boşanma davalarında artış var... Boşanma davalarındaki en az rakam
nerede biliyor musunuz? Gelir düzeyi yüksek olan yerlerde boşanma
davaları daha az... Yazık günah değil mi bu topluma? Boşanma
davalarının sayısını vereyim size 175 bin 173 aile boşanmak için
başvurmuş. Diyarbakır'da, gelir düzeyinin en düşük olduğu
Diyarbakır'da boşanma oranı yüzde 102 artmış... Neden pencerenin bu
tarafını görmüyor Başbakan? Diyor ki, 'Ülke güllük gülistanlık' Bu
insanlar neden intihar ediyor? Mutluluktan mı?
Şimdi bunlar ne yapıyorlar? Sizin bu dertlerinizle hiç
ilgilenmiyorlar. Meclis'e bir kanun vermişler. Efendim af
getiriyorlar... Kime? Görevi kötüye kullananlara... Yani rüşvet
aldın, rüşvet verdin, hapse gireceksin... Bunlara af
çıkaracaklar... Hani sen Müslüman geçiniyordun? Rüşvet alanı vereni
nasıl affediyorsun. Yoksa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın
görevi elden gidecek... Ona mı telaş
ediyorsun?"