Erdoğan'a ABD'den çok sert mektup
Abone olNew York Merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 8 Aralık 2011'de tüm dünyadaki tutuklu gazetecilerle ilgili bir rapor yayımladı.
New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a tutuklu gazetecilerle ilgili olarak
"Sekiz gazetecinin hapsedildiğine dair listemiz sicilinizde kara
bir leke ve bir utanç kaynağı olarak görülmeli" ifadelerini içeren
bir mektup gönderdi.
Raporda geçen yıldan bu yana hapisteki gazeteci sayısında yüzde 20'lik bir sıçrama kaydedildiği ve en kötü durumdaki ülkenin de 42 tutukluyla İran olduğu belirtildi. CPJ'ye göre Türkiye'den sadece 8 gazeteci hapisteydi.
ERGİN'İN SÖZLERİ
Bu rapor 9 Aralık'ta Türk basınında haber oldu ve 10 Aralık'ta Adalet bakanı Sadullah Ergin, TBMM Genel Kurulu'nda '8 gazeteci' saptamasını şu şekilde kullandı:
"Bakınız, bu tutuklu gazeteciler meselesi, Sayın
Kılıçdaroğlu'nun da dile getirdiği bir konu ama bakınız, Sayın
Kılıçdaroğu '70'in üzerinde gazeteci' dedi ve dünyada en fazla
gazeteci tutuklusu bulunan ülke olarak takdim etti Türkiye'yi.
Ama Gazetecileri Koruma Komitesi'nin bir bülteni yayınlandı. O bültende Türkiye'den 8 gazeteciyi koymuşlar. Bir tarafta 70 gazeteci bir tarafta 8 gazeteci. CPJ şu açıklamayı yapıyor: "Rapor için yapılan araştırma sırasında sadece, listedeki isimlerin gazetecilik faaliyetleri ve tutuklanmaları arasında güvenilir bir bağ kurabildik' diyor yani 'Sadece bu 8 kişinin gazetecilik mesleği ile tutuklanma sebebi arasında güvenilir bir bağ kurabildik, onun dışındakileri kuramadık' diyor."
CHP'LİLER CPJ'DE
CHP heyetinin 11-18 Aralık 2011 arasındaki ABD programının durakları arasında New York'taki CPJ de vardı. 16 Aralık'ta Umut Oran, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan ile birlikte CPJ'e giderek direktör Joel Simon ve üst yönetim ile görüştü. Oran'ın yerinde inceleme yapmak ve gazetecilerin yargılandığı davaları görmek için duruşmalara katılmaları çağrısını kabul eden Simon ve ekibi, Ocak-Şubat 2012'de Türkiye'ye gelme kararı aldı. CPJ direktörü Simon, Oran'ın tutuklu gazeteci sayısının 70'i aştığı görüşünü yeniden araştıracaklarını söyledi. Oran, Başkanlığını Orhan Erinç'in yaptığı Gazetecilere Özgürlük Platformu ile bağlantı kurulmasını da istedi.
SON TUTUKLAMALAR
Bu görüşmeden 4 gün sonra 20 Aralık'ta KCK Soruşturmasıyla bağlantılı olduğu belirtilen bir gözaltı dalgasıyla 40 kadar gazeteci daha gözaltına alınıp tutuklandı. Bunun üzerine CPJ yöneticisi Simon, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderilmek üzere sert ifadelerin yer aldığı bir mektup kaleme aldı.
ERDOĞAN'A MEKTUP
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Catherine Ashton (AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi), Stefan Füle (Avrupa Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Komiseri), Hélène Flautre (Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı), Thomas Hammarberg'e (Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri) de gönderilen "CPJ, gazeteci tutuklamalarını kınadı" başlıklı söz konusu mektupta satırbaşlarıyla şunlar kaydedildi:
Ölümcül zararı kınamak için
- CPJ bu mektubu, medyaya süregelen baskıların Türkiye'ye dünyanın en kötü basın hakları ihlalcilerinden biri olma şöhretini kazandırmasını ve Türkiye demokrasisinin sağlamlaşmasına verdiği ölümcül zararı kınamak için yazıyor.
- Bizi rahatsız eden şey raporumuzun hükümetinizi harekete geçmeye teşvik etmiş olma olasılığı.
Tutuklu 8 gazeteci sicilinizdeki kara bir leke
- Sayın Başbakan, hükümetinizin CPJ'in sekiz gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste oldukları kararına varmış olmasından dolayı herhangi bir şekilde teselli bulması ters olur. Burma'nın gerisinde ve Etiyopya'nın ilerisinde olan bu sayı, Türkiye'yi kesinlikle dünyanın en baskıcı ülkelerinin arasına katıyor ve hükümetinizin demokrasi ile hukukun egemenliğine dair taahhütlerine büyük ölçüde gölge düşürüyor. Sekiz gazetecinin hapsedildiğine dair listemiz sicilinizde kara bir leke ve bir utanç kaynağı olarak görülmeli.
Sizi sicili düzeltmeye teşvik ediyoruz
Sayın Başbakan, sizi bir Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzacısı olan Türkiye'nin uluslararası yükümlülüklerine, özellikle de gazetecilere karşı gizli delillerin kullanılmasını dizginleyerek, saygı göstermesini sağlamanız yönünde teşvik ediyoruz. Hükümetinizin gazetecileri ve profesyonel medya çalışanlarını kanuni esaslar dışında kitle halinde hapsetmeye yönelik sicili, ülkenizin yükselen bir demokratik güç olarak itibarına büyük zarar veriyor. Türkiye'de gazetecilere karşı binlerce ceza davası açılmış olması gerçeği de bu tehlikeyi artırmakta.
Sizi bu sicili düzeltmeye, hükümetinizin çabalarını yasal sürecin şeffaf ve açık şekilde işlemesine adamaya ve Türkiye'de hiçbir gazetecinin muhalif görüşler ifade etmekten dolayı asla hapsedilmeyeceğini güvence altına almaya teşvik ediyoruz.
Hükümet artık adım atsın
KPK toplantıları için 2-3 haftada bir gittiği Avrupa'da ve
Sosyalist Enternasyonal toplantılarında tutuklu milletvekili,
gazeteci, öğrenci sorununu sürekli gündeme getirdiğini vurgulayan
CHP İstanbul milletvekili Oran, gelinen son durum için şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Fransa'daki düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılan bu çirkin
saldırıyı kınıyoruz, ulusal meselede tek vücuduz. Ancak bu
saldırıyı kınarken Türkiye kendi evinde de gazetecileri terörist
diye tutuklayarak, tarafsız haberciliği bertaraf etme ayıbından da
kurtulmalı. AKP Hükümeti ve kabine üyelerinin AB'nin de eleştirdiği
baskıcı tutumlarına artık son verme zamanı geldi de geçiyor bile.
Daha önce boş bırakılmış olan alanlarda bundan böyle istedikleri
gibi at koşturamayacaklar, CHP olarak artık her yerdeyiz.
Karaman'ın da Washington'ın da göbeğindeyiz. Hak ve özgürlükler
noktasında hükümet artık adım atmalı, bıçak kemiğe dayandı. Bu
alandaki engellerin kaldırılması için TBMM'de atılacak her adımın
arkasındayız, katkı vermeye hazırız. İçeride birbirimizi
kandırmayalım, kendi ayıbımızı çözelim, hem dışarıda düşünce
özgürlüğünü savunup hem de içeride kitaplara bomba diye bakmak
doğru değil. Paris'te nasıl fikir ve düşünce özgürlüğünü
savunuyorsak, Ankara'da da savunmamız lazım. Bugün Türkiye'de, 8
milletvekili, 120'ye yakın tutuklu gazeteci ve 500 öğrenci tutuklu.
Bir tek gazetecinin tutuklu olması, masum bir insanın suçsuz yere
bir gününü dahi cezaevinde geçirmesi kabul edilemezken gördüğümüz
bu tablo Türkiye'ye yakışmıyor. CPJ yapmış olduğu son açıklama ile
hem bu durumu teyit etti, hem de hükümetin bakış açısı farkıyla
demokratik dünya arasındaki farkı da gösterdi. Bizim hükümeti
sevindiren şey, normalde dünyanın yüzünü kızartıyor."