Erdoğan yolsuzluk yaptı AK Parti kapatılır!
Abone olTürköne, Başbakan'ın kendisi hakkında söylediklerine gönderme yaptı, Erdoğan'ın yolsuzluk yaptığını söyledi!
Başbakan Erdoğan'ın 'paralel yapının uşağı' dediği
Mümtazer Türköne, yine AK Parti'yi kızdıracak iddialarda
bulundu.
Zaman si yazarı Mümtazer Türköne bu kez "Başbakan'ın yolsuzluk"
yaptığını öne sürdü. İddiasına göre de AK Parti'yi kapatma
gerekçesi oluştu.
Star gazetesinde Mustafa Karaalioğlu'nun "Yüzde ellinin
medyası olmasın mı?" yazısına da gönderme yapan Türköne bunun da
yolsuzlukla olduğunu ve dünyanın her yerinde istifa gerektirdiğini
söyledi.
İşte Türköne'nin yazısı;
KAPATMA GEREKÇESİ
OLUŞTU
"Şayet AK Parti’nin finans kaynakları arasında bir dış kaynak
mevcutsa, Siyasî Partiler Kanunu’nun 101/c hükmüne göre
kapatma gerekçesi oluşmuş demektir. Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı, uygun delillerle Anayasa Mahkemesi’nin önüne bir
iddianame koyarsa, AK Parti kapatılabilir. Üstelik bu kapatma
kararı demokrasiye değil, yolsuzluğa karşı verilmiş olur.
TÜRKÖNE STV'DEN ERDOĞAN'A YANIT
VERDİ Mümtaz'er Türköne, Başbakan Erdoğan'a Samanyolu Haber'de cevap verdi. Türköne, "Başbakan benim Prof'luğuma laf ediyor ama..." dedi veAK Parti ile ilgili bilinmeyen bir kişisel durumu açıkladı. (TAMAMI İÇİN TIKLAYIN) |
BU SEFER KARARI DEĞİŞTİREMEM
2008’de kapatma davası açıldığında AK Parti savunmasının,
laiklik tanımı ve arka planı hakkındaki bölümü benim kalemimden
çıkmıştı. Bu sefer yolsuzluktan dolayı bir dava açılırsa, Başbakan
nezdindeki ilmî kifayetimin verilecek kararı değiştirmeye
yetmeyeceği aşikâr.
YÜCE DİVAN KARAR
VERECEK!
Başbakan’ın, hükümetinin veya partisinin yolsuzluk yapıp
yapmadığına, aralarında Yüce Divan’ın yer aldığı mahkemeler karar
verecek. Önümüzdeki günlerde CHP genel başkanı, elinde bulunan ve
Hükümet’in Meclis’e gelmesini engellediği Yolsuzluk Fezlekesi’ni
kamuoyunun bilgisine sunabilir. ATV-Sabah devrini içeren savcılık
fezlekesinin diğer bölümleri yayımlanabilir. Bizler de elimizdeki
bilgi kırıntılarını bir araya getirerek siyasî sonuçlar
çıkartabiliriz. Üstelik Başbakan’ın öfke patlamaları arasına
sıkıştırdığı, yolsuzluktan ne anladığına dair anlayışı ve yaptığı
bazı tanımlar da bize yol gösterebilir.
YOLSUZLUĞUN BİRÇOK YOLU
VAR!
Başbakan’ın beni “paralel devletin uşağı”
ilan ettiği konuşmasının bir yerinde kullandığı rüşvet tanımı
bunlardan biri: “Rüşvet, bir memur ile sivilin iş
tutmasıdır.” diyor.
Başbakan’ın içinde yer aldığı hiçbir işlem bu tanıma girmediğine
göre, “Başbakan yolsuzluk yapmadı” dememiz
gerekecek. Ancak öncelikle kamu erkini kullanarak yapılan
yolsuzlukların rüşvetten ibaret olmadığını hatırlatalım. Para
mukabili yapılan kanunsuz işe rüşvet diyoruz. Kanuna uygun ise ve
yine de çıkar temin edilmişse? O zaman “irtikap”
adını veriyoruz. Devletin ekonomik iktidar araçlarını kullanarak
yolsuzluk yapmanın birçok yolu var. Ancak Başbakan, bize başka
ipuçları da veriyor. “Kul hakkına dokunmamak” veya
“hayır işlerine harcamak”
gibi.
CİDDİ BİR SİYASİ YOLSUZLUKTUR
BU
Fezlekede yer alan Sabah-ATV satışı için kurulan ilişkiler,
şayet doğru ise basit bir yolsuzluğu değil, yolsuzluk üzerine inşa
edilmiş bir siyasî düzeni haber veriyor. İktidar partisi, hükümeti
elinde tutacak ve kamuoyunu etkileyecek araçları doğrudan kamu
kaynaklarını kullanarak finanse ediyor. Kamu ihalesi alarak ve kamu
bankalarından kredi kullanarak medya karteli oluşturmak, işadamları
ve iktidarın demokrasiyi iptal ederek kalıcı bir oligarşi kurmaları
demek. Başbakan’ın sığındığı sandığı ve millî iradeyi toptan
değersiz ve anlamsız kılacak kadar ciddi bir siyasî yolsuzluktur
bu.
ÜZERİNE DÜŞEN İSTİFA
ETMEK
Bu yolsuzluğun şahikasını Star’ın medya grup başkanı dünkü
köşesinde “% 50’nin medyası olmasın mı?” sorusu
ile gösteriyor. Ne dersiniz? Olsun mu? Elbette olsun. Tek şartla:
Devletin parasını ve ekonomik gücünü kullanmayacaksın. Eğer iktidar
partisini destekleyen medya, kamu kaynaklarından finanse ediliyorsa
bunun adına dünyanın her yerinde siyasî yolsuzluk ismi verilir ve
üzerlerine düşen istifa etmekten ibarettir.