Erdoğan yabancı sermayeyi çağırdı
Abone olTürkiye'deki yatırım ortamının elverişli duruma getirildiğine dikkat çeken Erdoğan, yabancı sermayeyi çağırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, geniş ölçekte
yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu belirterek,
uluslararası finans çevrelerine ''Hükümetimizin uygulanmakta olan
ekonomik reform programına bağlılık konusundaki güçlü siyasi
iradesinin, uluslararası finans çevrelerince en geçerli teminat
olarak algılanması gerektiğini düşünüyor, bu doğrultuda gerekli
değerlendirmeyi, temsil ettiğiniz çevrelerin çıkarlarına da uygun
olarak en isabetli şekilde yapmanızı bekliyorum'' çağrısında
bulundu. Başbakan Erdoğan, ABD'deki temasları çerçevesinde
uluslararası finans çevreleriyle kahvaltıda biraraya geldi.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, öncelikle Türkiye-ABD
işbirliğinin geliştirilmesi bağlamında New York'ta bulunmaktan
duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'nin geçtiğimiz günlerde
ihraç ettiği 30 yıl vadeli tahvile gösterilen ilgi ve destekten
dolayı teşekkürlerini ifade eden Erdoğan, tahvil ihracının uzun
vadesi ve düşük maliyetinin, hükümetin işbaşına geldiği 3 Kasım
seçimlerinden sonra tesis edilen güven ortamının bir sonucu
olduğunu kaydetti. Erdoğan, demokratik ve özgür dünyanın iki üyesi
olan Türkiye ve ABD'nin köklü ve önemli bir ortaklığı
paylaştıklarını ifade ederek, dünyanın hızlı değişimlere tanık
olduğu bir dönemde demokrasiye, özgürlüğe, insan haklarına ve
hukukun üstünlüğüne verilen önemin, iki ülkeyi birbirine bağlayan
temel değerler olmaya devam ettiğini vurguladı. ORTAK DEĞERLER
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Paylaştığımız bu ortak
değerler, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin çok yönlü ve çok
boyutlu bir içeriğe sahip olmasına ve geniş bir yelpazede
somutlaştırılmasına imkan vermiştir. Stratejik ortaklık şeklinde
nitelendirdiğimiz Türkiye-ABD ilişkilerinin ekonomik ayağını da
siyasi ve askeri işbirliğimiz düzeyinde geliştirmeye muhtaç olduğu
aşikardır. Türk-ABD ekonomik ilişkilerinde kaydedilecek olumlu
adımların ve işbirliğinin Irak ve Afganistan'da olduğu gibi
Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya bölgelerinde de
gerçekleştirilmesi arzusundayız. Türkiye ekonomisini, ticaret
rejimini ve sermaye piyasasını liberalleştirme yönünde kayda değer
adımlar atmıştır. Ülkemiz, 2003 yılında olumlu sonuçlarını görmeye
başladığı ekonomik reform ve istikrar programını sürdürmeye
kararlıdır. Ekonomik reform süreci, özel sektör ve serbest piyasa
aktörlerine öncelik tanımakta, özelleştirmeye ve dünya ekonomisiyle
entegrasyona dayalı politikalar ile yönlendirilmektedir. ABD'nin bu
konudaki desteğini de takdirle karşılıyoruz.'' Başbakan Erdoğan,
Kasım 2000 ve Şubat 2001'de Türkiye'de yaşanan ekonomik krizlerin
ardından güçlü ekonomiye geçmek üzere IMF destekli bir ekonomik
programın uygulamaya konulduğunu belirtti. AK Parti hükümetlerinin
söz konusu ekonomik reform programına gereken bağlılığı
gösterdiğini ifade eden Erdoğan, 2003 yılı ile birlikte uygulanan
programın meyvelerinin alınmaya başlandığını söyledi. EKONOMİK
PROGRAMIN BAŞARISI Elde edilen başarıların kendilerini rehavete
sevk etmesine izin vermemelerinin ve aynı kararlılıkla ekonomiyi
daha da ileriye taşıma mücadelesinin sürdürülmesi gerektiğinin
farkında olduklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle
sürdürdü: ''Yaptığımız yasal düzenlemeler ile reel ekonominin
ihtiyaç duyduğu rekabet ve etkinliğe olanak tanıyacak alt yapının
kurulması hedeflenmiştir. Dalgalı kur, sıkı maliye politikası ve
iddialı bir yapısal reform olmak üzere 3 temel ayağı olan ekonomik
program çerçevesinde rekabetçi bir piyasa ekonomisi oluşturmak
adına bankacılık, sosyal güvenlik, tarım gibi alanlarda reform
niteliğinde değişikliklere gidilmiştir. Merkez Bankası'nın
bağımsızlığı sağlanarak mali piyasalarda saydamlık hakim kılınmış,
yabancı yatırımlar için uygun bir ortamın yaratılabilmesi için bir
eylem planı benimsenmiş ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Uyguladığımız ekonomik programın başarısı rakamlarla ortadadır.
2002 yılında yüzde 7.8'lik büyüme ile ülkemiz Çin'den sonra
dünyanın ikinci en hızlı büyüyen ekonomisi olmuştur. 2003 yılı
sonunda yüzde 5'lik büyüme hedefi gerçekleştirilmiş olup, 2004 yılı
için öngörülen yine yüzde 5'lik hedefin de tutturulacağına olan
güvenim tamdır. 2003 yılında yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefi
gerçekleştirilmiş ve 2004 yılı bütçesi de yüzde 6.5'lik faiz dışı
fazla hedefi ile uyumlu olarak hazırlanmıştır. Yıllarca sıkıntısını
çektiğimiz enflasyonla mücadelemiz 2003 yılı sonunda önemli bir
aşama kaydetmiş, yıl sonu hedefi olan yüzde 20'nin de altında
gerçekleşmiştir. İhracatımız bir önceki yıla göre yüzde 30'un
üzerinde artarak 48 milyar dolara ulaşmıştır. Ayrıca kamu
borçlarının gayrısafi milli hasılaya oranının 2004 sonunda yüzde 66
olarak gerçekleşmesini bekliyoruz.'' Başbakan Erdoğan, tüketici
güveni ve diğer reel sektör beklenti anketlerinin istikrarlı
politikalarının bekleyişleri hızlı olumluya çevirdiğine işaret
ettiğini belirtti. Erdoğan, bunun önemli bir diğer göstergesi olan
iç borçlanma faizlerinin geçtiğimiz yılbaşlarındaki yüzde 75'lik
seviyelerinden yüzde 20'lere kadar düştüğünü bildirdi. Bir diğer
çok önemli gelişmenin ise Ocak ayı başlarında yurt dışı piyasalara
ihraç edilen tahvilin başarısı olduğunu belirten Erdoğan, 1.5
milyar dolar tutarındaki 30 yıl vadeli tahvilin faizinin
uluslararası sermaye piyasalarında bugüne kadar ihraç edilen ABD
doları cinsinden tahviller içinde en düşük olanı olduğunu anlattı.
Erdoğan, 6 milyar ABD dolarının üzerinde talep gelen söz konusu
tahvilin maliyetinin benzer ülkelerin tahvillerinin maliyetlerinin
çok daha altındaki bir seviyede gerçekleştiğini ifade ederek, ''Biz
bu başarımızın Türkiye ekonomisinde yaşanan iyileşmenin ve buna
bağlı olarak yatırımcıların ileriye yönelik olumlu beklentilerinin
bir sonucu olduğunu düşünüyoruz'' dedi. YABANCI SERMAYE Bu olumlu
gelişmeleri daha da ileriye taşıma gayretlerinin Türk insanının
refahını artırma ve adayı olunun AB ile uyumlu rekabetçi bir
ekonomi ortaya çıkarma amacını yansıtacak şekilde öncelikleri
olmaya devam edeceğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Türkiye, geniş ölçekte yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyaç
duymaktadır. Son 23 yılda ülkemize yapılan Amerikan yatırımlarının
toplamı sadece 4 milyar dolar civarındadır. Yabancı yatırımları
teşvik etmek için çıkarılan yeni mevzuatlarla Türkiye'deki yatırım
ortamı daha elverişli duruma getirilmektedir. Bu bağlamda
hazırlanan ve 17 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 'Doğrudan
Yabancı Yatırımlar Kanunu' ile Türkiye'deki ABD yatırımlarının
artmasını bekliyoruz. Bir firmanın kurulması için daha önce 19 ayrı
işlem gerekirken, yürürlüğe giren söz konusu kanunla bu artık
sadece 3 işlemle ve tek bir günde gerçekleştirilebilmektedir.''
Erdoğan, ABD ile mevcut ekonomik ve ticari işbirliğinin sektörler
itibariyle çeşitlendirilmesi ve özellikle KOBİ'ler arasında
işbirliğini teşvik edici programların bir an önce uygulamaya
konulası gerektiğine dikkati çekti. Türk KOBİ'lerince kullanılmak
üzere sağlanan 1.6 milyar dolarlık kredi kolaylığı bağlamında
özellikle Irak'ın uygun bir zemin teşkil ettiğini belirten Erdoğan,
Türkiye'nin nitelikli ancak göreceli olarak ucuz el emeği, coğrafi
konumu ve AB ile Gümrük Birliği'nin ABD firmalarının sermaye ve
teknoloji olanakları ile birleştirildiğinde 2 ülke arasındaki
ticari ve ekonomik ilişkilerde atılım yapılması için geniş
ufukların mevcut olduğunun görüleceğini söyledi. IRAK'IN YENİDEN
İMARI Erdoğan, Türkiye'den uzakta olan Afganistan ve Orta Asya'da
Türk firmalarınca elde edilen başarıların komşu ülke Irak'ta
Türkiye'nin yapabileceklerine ışık tuttuğunu ifade ederek, Türk
firmalarının genel avantajları olarak Irak'a yakınlık, bölgeyi
tanımaları ve her türlü şartta başarılı işler yapabilmelerinin
inşaat sektöründe hali hazırda Irak'ta makina parklarının bulunması
hususlarını sıralamanın mümkün olduğunu anlattı. Başbakan Erdoğan,
Türk firmalarının Irak'ın yeniden imarı için kongre tarafından
tahsis edilen 18.6 milyar dolarlık fon çerçevesinde açılacak
ihalelere ana müteahhit olarak katılabilmelerinin memnuniyet verici
olduğunu söyledi. Hazar Bölgesi enerji kaynaklarının Türkiye ve
batıya ulaştırılmasını sağlayacak Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru
Hattı Projesi'nin bugün ulaştığı ileri aşamada ABD'nin sağladığı
siyasi desteğin öneminin bilincinde olduklarını ifade eden Erdoğan,
şöyle devam etti: ''BTC Petrol Hattı'nın yıl sonunda tamamlanacağı,
Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan doğalgaz anlaşması ve
Irak petrolünün ülkemiz üzerinden dünyaya ulaşması gözönünde
bulundurulacak olursa Türkiye'nin dünyanın önde gelen enerji
sağlayıcısı ve dağıtıcısı pozisyonuna erişeceği gerçeğine
dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ve
ticari ilişkilerin geliştirilmesinde turizm sektörünün de önemli
bir yere sahip olduğunu, turizm alanındaki temasların artırılması
ile yatırım sürecinin de hızlanacağını düşünmekteyiz. ABD'ye
ziyaretimiz vesilesiyle resmi ve özel kuruluşlarımız ile iki ülke
işadamları arasında gerçekleştirilecek temasların bu konularda daha
ileri somut adımlar atılmasına imkan verecek şekilde
değerlendirilmesini arzu etmekteyiz.'' Başbakan Erdoğan, değindiği
tüm hususlarda finans gereksiniminin karşılanmasının öncelikli bir
boyutu teşkil ettiğini belirterek, Türkiye'nin uluslararası finans
piyasasında her geçen gün daha güvenilir bir aktör olma yolunda
gerekli adımları atmaya devam edeceğini vurguladı. Erdoğan
konuşmasını şu sözlerle tamamladı: ''Hükümetimizin uygulanmakta
olan ekonomik reform programına bağlılık konusundaki güçlü siyasi
iradesinin, uluslararası finans çevrelerince en geçerli teminat
olarak algılanması gerektiğini düşünüyor ve bu doğrultuda gerekli
değerlendirmeyi, temsil ettiğiniz çevrelerin çıkarlarına da uygun
olarak en isabetli şekilde yapmanızı bekliyorum.'' KİMLER KATILDI?
Başbakan Erdoğan ile Waldorf Astoria Oteli'nde kahvaltıda, yatırım
bankalarından ABN Amro Inc., Cıtıgroup, CSFB, Deutsche Bank,
Goldman Sachs Co. JPMorgan, Lehman Brothers İnternational, Merril
Lynch& Co Inc. Morgan Stanley, UBS; yatırım fonlarından Cıtıgroup
Investments, Fıdelity İnvestments, Goldman Sachs Asset Management,
Prudential İnvestment Management ile kredi derecelendirme kuruluşu
Moody's Investors Service'nin yönetici ve temsilcileri
bulundular.