Erdoğan ve Topbaş'tan müze açılışı
Abone olİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş, Başbakan Erdoğanla birlikte Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Ermeni Vakfı Müzesi'nin açılışını yaptı.
Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Ermeni Vakfı Müzesi'nin açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başkan Topbaş'ın yanı sıra dini cemaat liderleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Müzenin açılışını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Ermeni Vakfı Müzesi'nin kendi gönlünde bir insanlık müzesi olduğunu belirterek, ''Bu müzedeki eserleri gören hiçbir göz, muhteşem bir sentezle, tarihi tecrübeyle hep birlikte beraber yaşadığımız tarihe şaşı bakamayacaktır'' dedi. Açılış nedeniyle düzenlenen törende konuşan Erdoğan, bugünün çok anlamlı ve heyecan verici bir gün olduğunu belirtti. Hastanenin 172 yıl önce Sultan II. Mahmut'un fermanıyla Ermeniler tarafından kurulduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, hastanenin aradan geçen yıllar boyunca hiçbir ayrım gözetmeksizin hizmet verdiğini vurguladı. Bugün Ermeni Vakfı tarafından Türkiye'ye kazandırılan müzenin açılışını yapacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu müze, bugün ve yarınki nesiller için tarihe ışık tutacak bir müze olacaktır. Bu müzedeki eserleri gören hiçbir göz, muhteşem bir sentezle, tarihi tecrübeyle hep birlikte beraber yaşadığımız tarihe şaşı bakamayacaktır. Bu müze, benim gönlümde bir insanlık müzesidir. Bizler bu ülkenin çocukları olarak yüzyıllardır iç içe, güven ve barış içerisinde yaşadık. Edebiyatçılarımız, mimarimiz, insani değerlerimiz, ticaretlerimiz, türkülerimiz ve mutfaklarımız iç içe geçti ve bu ülkede bütün vatan evlatlarının öyle birbirleriyle alışverişleri oldu ki bakarsınız her yerde, Anadolu'nun her değişik hanesinde 'benim bir Ermeni ustam vardı' bu ifadeyi duyarsınız. Niye? Sanatkar olarak esinlenerek çok şeyler kazandırmışlardır. Kapalıçarşı'da yürüdüğümüz zaman oradaki sahafların yaşamında, altının nakış nakış işleyenlerin hayatında bakarsınız 'benim bir Ermeni ustam vardı' derler. İşte bu bizim nasıl iç içe geçtiğimizin en güzel ispatı ve ifadesidir. Şu anda da birbirimizin hukukunu vatandaşlık bilinciyle dostça korumaktayız, sonsuza kadar da bu böyle olacaktır. Ne yazık ki modern dünyada insanlığın müşterek değerlerinden çok farklılıklar üzerinde duruluyor. Medeniyet meşalesi olan böyle abide-i eserler tarihe ışık tutacağına, spekülasyonlarla, dev enformasyonlarla ne yazık ki gerçekler çarpıtılıyor.'' Hekim Dikkati ve İnceliğiyle İnsana Bakmak Başbakan Erdoğan, küresel bir güç haline gelmesi gereken ve Türkiye'nin de dahil olmak istediği Avrupa Birliği ülkelerine tek, tek bakıldığı zaman bundan yarım asır önceki durumlarının bugünkü perspektifleriyle ilgisi olmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti: ''Medeniyetteki evrensel değerlerle birlikte ileriye doğru değişerek ve zenginlik olarak gördüğümüz farklılıkları dondurarak değil, ancak koruyarak geliştirebiliriz. Bizim medeniyet anlayışımız perspektifimiz budur. Eğer öyle olmasaydı, bundan yaklaşık 200 yıl önce Sultan Mahmut'un imzasıyla inşa edilen bu abide-i eserin içinde olmayacaktık. Ecdadımız bu hastaneyi inşa ederken, burada hastaları tedavi ederken hekimler, hemşireler hiçbir ayrım yapmadılar. Bizler de bir hekim dikkati ve inceliğiyle insana bakmak zorundayız. Bizler keza düne ve yarınlara doğru bakmak zorundayız. Dünkü Milliyet Gazetesi'nde Gülay Fırat hanımefendinin 'Kardeşlik Müzesi' başlıklı haberinde hastanenin Yönetim Kurulu Başkanı sayın Tokat ve ikinci Başkanı Bedros Şirinoğlu'nun beyanatlarını okudum. Gerçekten ülkem adına gurur duydum. Sayın Tokat ve Şirinoğlu şöyle diyorlar; 'Biz Türkiye Ermenileri olarak devletimize ve milletimize bağlıyız. 33 kilise ve 13 okulumuzla refah içinde yaşıyoruz. Vatandaşı olduğumuz ülkede niçin azınlık olalım. Biz bu ülkenin çocuklarıyız. Herkes inancıyla özgür. Bu ülke için her şeyi yaparız' diyorlar. İşte bu ifadeler hem Türkiye'yi, hem de ayrılmaz parçamız olan Ermeni vatandaşlarımızı anlatıyor. İşte bu müzedeki her eser, birlikte yaşanmış bir maziyi açık ve net belgeliyor. Bu ülkenin başbakanı olarak ben de bu vatandaşlarımız ve diğer vatandaşlarımızın her türlü hukukunu korumayı, sevincinde ve tasasında yanında olmayı kendim için bir görev telakki ediyorum. Tıpkı Yunus gibi. Zira bizim kriterlerimiz, değerlerimizde Yunus'un diliyle 'yaratanı severim yaratılandan ötürü' anlayışı var. Dolayısıyla tüm yaratılanları sevmek benim hem insani, hem de inancımdan gelen bir görevimdir.'' Dünyaya Nasıl Yansıyacak? Başbakan Erdoğan, bu ülkeye kattığı değerler için Ermeni vatandaşlara teşekkür ederek, ''Bakalım buradan dünyaya verilen mesaj, dünyada nasıl yankılanacak, nasıl yansıyacak? Bakalım insanlığa, dünya medyasına, dünyanın burasından, medeniyet yüreği İstanbul'dan buradaki dostluğumuz nasıl yansıyacak?'' dedi. Erdoğan, bu mesajın dünyaya yansımasını önemsemediğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Biz yüzyıllardır devraldığımız insani değerleri evrensel kriterler ışığında yaymaya, geliştirmeye, yaşatmaya, yeşertmeye bir bir devam edeceğiz.'Yaşasın insanlığa örnek olan medeniyetimiz' diyorum ve 'çok yaşasın Türkiye Cumhuriyeti diyorum."