Erdoğan ve Gülen bundan sonra ne yapar?
Abone olSeçimlerin ortaya koyduğu sonuçları yorumnlayan Ruşen Çakır Başbakan Erdoğan ve Fethullah Gülen'n bundan sonra ne yapacağını analiz etti.
İNTERNETHABER.COM
Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu tabloyu köeşsinde analiz eden
Vatan si yazarı Ruşen Çakır
önümüzde dönemde neler olacağını yazdı.
Başbakan Erdoğan, Fethullah Gülen, Kemal Kılıçdaroğlu ve Mustafa Sarıgül'ün bundan sonra nasıl bir pozisyon alacağını sorgulayan Ruşen Çakır AKP cemaat savaşındaki yeni dönemi de yorumladı.
İşte Çakır'ın yazısındaki ilgili bölüm:
BAŞBAKAN ERDOĞAN
Erdoğan hakkında en çok sorulan iki soruya gelince:
1) Genel seçimleri pekala Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı anda
yapacak şekilde öne çekebilir. Ama zamanında yapma ihtimalinin daha
yüksek olduğunu sanıyorum.
2) Cumhurbaşkanlığı adayı olmak isteyeceğini de düşünmüyorum, zira
Cemaat’e karşı başlatacağı savaştan ne kısa sürede sonuç alması, ne
de bu savaşı Çankaya’dan sürdürmesi mümkün. AKP tüzüğünü değiştirip
genel seçimlere partisinin başında girmeyi tercih edeceğini
düşünüyorum.
FETTHULLAH GÜLEN
30 Mart’a kadar inisiyatif büyük ölçüde onun elindeydi, fakat
Erdoğan’ı sandık üzerinden tasfiye etme stratejisi tam tersi sonuç
doğurdu. Gülen’in hükümetle sorunları giderme yolunda adım
atacağını, gelinen şu aşamada hiç sanmıyorum. Bir kere bu tür bir
barışı sağlayabilecek mekanizmalar büyük ölçüde tahrip edildi.
Ayrıca Erdoğan’ın güç topladığı bugün yapılacak bir barışın
faturasını esas olarak kendisi ödemek zorunda kalacaktır.
Gülen’in kısa vadede önceliği, Cemaat saflarında yaşanan hayal
kırıklığının üstesinden gelmek olacaktır. Bunun için iki seçenek
var: ya sessizce yaralar sarılmak istenecek ya da tam tersine “en
iyi savunma saldırıdır” diyerek hükümete ve Erdoğan’a yönelik
kozlar dört bir koldan sürülmeye devam edilecek.
Cemaat’te ciddi kopuşlar beklemek yanlış olur fakat kazanacağını
düşündükleri için Cemaat’e yönelenlerin bir kısmıyla, kimin
kazanacağını kestiremeyip tereddüt edip arada kalanların çoğu
hükümete yönelebilir.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
Seçim gecesi medyanın karşısına çıkmayan CHP lideri dün genel bir
değerlendirme yaptı ve Başbakan’ı, onun balkonda söylediklerini
sert bir şekilde eleştirdi. Halbuki 30 Mart bize CHP’nin sorununun
iktidar partisini eleştirmekten önce kendisinin nasıl iktidar
olacağını ikna edici bir şekilde anlatmak meselesinden
kaynaklandığını bir kez daha gösterdi. Bir de tabii seçimde
başarılı olamayanların öncelikle kendilerini eleştirmeleri
gerektiğini hatırlattı. Bu bağlamda CHP yönetimi, 30 Mart
kampanyasını Cemaat’in kendilerine sundukları (kimi zaman sadece
bir bölümünü paylaştıkları) malzeme üzerine bina etmeninin nasıl
bir vahim hata olduğunu kabullenmekle işe başlayabilir.
SARIGÜL
Yine seçim gecesi medya karşısına çıkmayan Sarıgül dün yaptığı
açıklamayla “yola devam” dedi. Onun söylediklerinden pekala CHP
genel başkanlığını hedeflediğini çıkarabiliriz ki zaten ne zamandır
böylesi bir gelişme farklı çevreler tarafından dile getiriliyordu.
Sarıgül bu seçim sonuçlarının kendisinin önünü iyice açmış olduğunu
düşünüyor olabilir. Fakat CHP’nin tek sorunu liderlik değil, hele
temel sorunu bu hiç değil. Dolayısıyla Sarıgül’ün hep bir
başkasıymış gibi bahsettiği Sarıgül’ü değil, onun fikirlerini,
projelerini pazarlaması ve iktidara taşımaktan önce, CHP’ye,
kaybetmiş olduğu anlaşılan ana muhalefet partisi olma özelliğini
yeniden nasıl kazandıracağını anlatması gerekiyor.