Erdoğan 'utanıyorum' deyip bombaladı
Abone olErdoğan, cemaatin istihbarat dahil devletin hassas noktalarına sızdıklarını bu virüslerin temizlenmesi gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, cemaati eleştirerek, devletin
içerisindeki virüslerin kökünü kazıyacaklarını söyledi.
Paralel yapı olarak nitelendirdiği kesimin, 30- 35 yıldır devletin en hassas noktalarına sızmak için hazırlandığını ifade eden Erdoğan, cemaatin AK Parti'ye oy verilmemesi için broşür dağıttığını söyledi.
Erdoğan, aynı yapının istihbarat dahil devletin tüm kademelerine sızdıklarını anlattı.
Başbakan Erdoğan, 24 TV'de Mustafa Karaalioğlu'nun sorularını cevapladı. Canlı yayında cemaati sert bir dille eleştiren Erdoğan, paralel yapı olarak nitelendirdiği kesimle ilgili gerekli hukuki hazırlıkların yapıldığını ve ses kayıtlarını yayınları da tespit ettimlerini söyledi. Erdoğan canlı yayında şunları ifade etti:
"Benim telefonlarımı dinleyemezler, mahkeme kararıyla bile olmaz bu. Benim adalet bakanıyla yaptığım konuşma dinleniyor, sonra da bunu servis ediyorlar. Şimdi bunu çıkarıyorsun, teşhir ediyorsun bundan rahatsız oluyorsunuz. Bunda da bizim sabrımız var ama bunları açıklayacağız. Bunu yapacaksak tam kazımamız lazım. Hukuk içinde yerli yerinde olması lazım.
"CEMAAT SEÇİM HAZIRLIĞI YAPIYOR"
Paralel yapı olarak nitelendirdiği kesimin, 30- 35 yıldır devletin en hassas noktalarına sızmak için hazırlandığını ifade eden Erdoğan, cemaatin AK Parti'ye oy verilmemesi için broşür dağıttığını söyledi.
Erdoğan, aynı yapının istihbarat dahil devletin tüm kademelerine sızdıklarını anlattı.
"BUNLARI KONUŞURKEN UTANIYORUM" *Bunlar yenilir yutulur şeyler değil. Bakıyorsun hocaefende dediğiniz zat aşüfte felanla ilgileniyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Ben bir başbakan olarak bunları konuşurken utanıyorum. Bu toplumu bu hale nasıl getirdiniz? Hiç acımadınız mı bu millete? Bu milletin parçalanmasına neden oluyor. Buna çanak tutan iş adamları var, sanatçılar var gazeteciler var. Sanıyorlar ki zarar görmeyecekler. Şimdi bu şer olarak görülüyor ama inşallah bu hayırlara vesile olacak. |
Başbakan Erdoğan, 24 TV'de Mustafa Karaalioğlu'nun sorularını cevapladı. Canlı yayında cemaati sert bir dille eleştiren Erdoğan, paralel yapı olarak nitelendirdiği kesimle ilgili gerekli hukuki hazırlıkların yapıldığını ve ses kayıtlarını yayınları da tespit ettimlerini söyledi. Erdoğan canlı yayında şunları ifade etti:
"Benim telefonlarımı dinleyemezler, mahkeme kararıyla bile olmaz bu. Benim adalet bakanıyla yaptığım konuşma dinleniyor, sonra da bunu servis ediyorlar. Şimdi bunu çıkarıyorsun, teşhir ediyorsun bundan rahatsız oluyorsunuz. Bunda da bizim sabrımız var ama bunları açıklayacağız. Bunu yapacaksak tam kazımamız lazım. Hukuk içinde yerli yerinde olması lazım.
"CEMAAT SEÇİM HAZIRLIĞI YAPIYOR"
Dün çok dostça, yemek yediğiniz insanlar bakıyorsunuz
karşınıza geçmişler, köşelerinden salvo atışları yapıyorlar. Daha
da öteye gitmek üzere, bu akşam aldım. 80 bin broşür bastırmışlar
ve bunları dağıtıyorlarmış. Bunlar yakalandı, aynı şekilde
Siirt'te. Hazırladıkları broşürleri evlerin altından atıyorlar.
Teşkilatımız bunları tespit etti. Seçime doğru, seçim
gününe kadar bunu devam ettirecekleri ortada. İçişleri
Bakanlığı, polis teşkilatımız gerektiği anda gerekli müdahaleleri
yapıyorlar. Paralel yapınının başındaki "kaainat imamı"
diyor ki "ben oy kullanmadım, kullanmayacağım" diyor. Ama
yönlendiriyor. Denizli'de SMS'ler geçiyor. AK Parti'nin dışında
kime oy verirseniz verin diyor. Bu nedir? 10 sene önce
Pensilvanya'daki bu zatın destek verdiği AK Parti ile bugün
değişmedi aynı. Şimdi ne oldu? Ya orada yanlış yaptı ya
burada. Ya da burada doğru yapıyor o zaman yanlış yaptı.
"CEMAATİN OKULLARINI REFERE ETTİK"
"CEMAATİN OKULLARINI REFERE ETTİK"
Dershaneler konusunda cemaati bitirme gibi bir konu söz konusu
olamaz. AK Parti'nin ilk iktidarı döneminde, bu dershaneler
sistemine karşı olduğumuzu o dönemin Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'e bunu ilettim. Tabii konuştuk ve adım atmanında
yoluna girdik. Arazide yıllarımı vermiş birisiyim.
Anadolu'da benim halkım bizi ne zaman bunlardan kurtaracaksınız
diyor. Dershaneler doğrusuyla devletin okulları niye var. Okullar
veremiyor da dershaneler mi veriyor. Siz yetiştireceksiniz bir
dershaneye gideceksiniz, diğerini tamamen silip atacaksın. Böyle
bir mantık olamaz mesala. Mardin'de bir hanımefendi yanımıza geldi.
Ortaokulu kendi gayretleriyle okuduğunu, liseyi de yine dışarıdan
okuduğunu ve ardından da hukuk fakültesini bitirdiğini anlattı.
Dershaneye felan gitmemiş bu hanım kardeşimiz. Şimdi bunları
duyduğumuzda dershaneler konusu açıkta kalıyor.
Burada dershaneler olayını reforme edelim, kaldıralım derken okullara dönüşelim dedik. Bunun ilk adımını da hizmet alımı yoluyla, bu tür okullara bir öğrenci verelim dedik. Ödemeleri bu maliyet üzerinden yaparız dedik. Okul yatırımını da minumuma düşürürüz diye düşündük; ancak Danıştay bu adımımızı erteledi. O dönem gazetelerine bakarsanız cemaatin okullarına yardım yapıyorlar felan demişlerdi.
Burada dershaneler olayını reforme edelim, kaldıralım derken okullara dönüşelim dedik. Bunun ilk adımını da hizmet alımı yoluyla, bu tür okullara bir öğrenci verelim dedik. Ödemeleri bu maliyet üzerinden yaparız dedik. Okul yatırımını da minumuma düşürürüz diye düşündük; ancak Danıştay bu adımımızı erteledi. O dönem gazetelerine bakarsanız cemaatin okullarına yardım yapıyorlar felan demişlerdi.
Yurtdışı gezilerimizde bunların okullarına gittik. Bakan
arkadaşlarımızda gitti ve biz bulundukları ülkelerde bu okulları
refere ettik. Bizim istediğimiz şey nasıl sağlık konusunda reform
yaptıysak bunu eğitim alanında da yapmak istedik.
"DEVLETİN HASSAS NOKTALARINA SIZMIŞLAR"
"DEVLETİN HASSAS NOKTALARINA SIZMIŞLAR"
Bunların içerisinde olup, ayrılan arkadaşlarımızda ifade
ediyor. Biz de bunu tespit ettik. Bu işin başlangıcı 30-35 yıla
varıyor. Ve görülüyor ki bu süreçte devletin hassas
noktalarına sızmak için hareket etmişler, bunu anladık. Bu
olayların en hayırlı tarafı bunları tespit etmemiz oldu.
Atılacak adım, devletin bu virüslerini temizlemektir. İlk
yapacağımız iş bu oldu. Tabii bize bilgiler gelmeye
başladı. Havuz giderek bu anlamda zenginleşiyor. MGK bildirisinde
de belirtildiği gibi gerekli tedbirleri almak zorundayız. Benim
enerji bakanımla yaptığım görüşme, tahkim konusunda yapılması
gereken adım veya bana verilen bilgileri dinliyorsun. Bu nedemek
biliyor musunuz bu casusluktur. Bu sıradan bir ajanlık olayı da
değildir bu casusluktur.
"İYİ NİYETİMİZİN KURBANI OLDUK"
Hiç kimse için devletin kurumları içerisinde olan kalkıp bunu
düşünemeyiz. Kavun değil ki bunlar insan. Devlete eleman alırken
gerekli istihbarat teşkilatına sızmışlar. Ona güvenmessen o zaman
sen art niyetli davranıyorsun demektir. Sen emniyetin istihbaratına
güvenemiyorsan, Milli İstihbarat Teşkilatı'na güvenemiyorsan ne
yapacaksın? İstediğin kadar denetleyin. Denetleme görevi verdiğiniz
de onlardan. Bir defa şunu tespik ettik. Bir defa bunların
üç tane önemli şeyi var. Takiyye var, yalan var iftira
var. Yani çok rahat takiyye yapıyorlar. Şia'yı
falan geçmiş vaziyette bunlar. Şia ellerine su dökemez
bunların. Bu yalanları bizzat söylediler bana. Adeta bu
kandırmadır diyebiliriz. Biz onlara, yalan söyleyecek insanlar
değil dedik. Şimdi ağzıyla kuş tutsa geçti artık. Şimdi hamdolsun
bu tür şeyi tespit etmet, delillendirmek tabii bize bundan sonra
atılacak adımlarda süratla sonuca ulaştıracaktır.
Bunlara öyle veya böyle destek olanların, iş adamlarının
yaşananları anlatması gerekiyor. Burada söylemek istemiyorum ama
söylemem gerekiyor. Namuslular, namussuzlar kadar cesur olmassa bu
iş çözülmez...
Abilerine değil amirlerine itaat eden bir devlet gerekiyor. Yok yargı imamı, yok emniyetin imamı. Biz camide bilirdik imamı ama bunlar malum.
Abilerine değil amirlerine itaat eden bir devlet gerekiyor. Yok yargı imamı, yok emniyetin imamı. Biz camide bilirdik imamı ama bunlar malum.