Erdoğan ümüğümüzü sıktıracak!
Abone olErdoğan IMF'ye ümüğümüzü sıktarmam diyordu ya... Baykal tam tersini söylüyor. 'Ümükler seçim sonrası sıkılacak' diyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Eğer seçim sonrasında
'IMF ile anlaştık' derler ve ağır bir program ortaya koyarlarsa
bunun sorumluluğu bugünkü uyarıları dikkate almayan hükümete
aittir'' dedi. Baykal, bir soru üzerine, seçimden sonra
''Ümüklerin sıkılıp sıkılmayacağını göreceğiz. Seçimden
sonra milletin ümüğünün sıkılması ihtimaline dikkati
çekiyorum'' diye konuştu
Baykal, parti genel merkezinde basın mensuplarıyla
gerçekleştirdiği sohbet toplantısında gündemdeki konuları
değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
''ÜMÜKLERİN SIKILIP SIKILMAYACAĞINI GÖRECEĞİZ''-
Baykal, IMF ile yürütülen görüşmelere değinerek,
hükümetin anlaşmayı seçim sonrasına ertelediğini, bu erteleme
nedeniyle Türkiye'nin 29 Mart sonrasında çok daha ağır koşullarla
karşı karşıya kalacağını öne sürdü. Baykal, ''Eğer seçim sonrasında
'IMF ile anlaştık' derler ve ağır bir program
ortaya koyarlarsa bunun sorumluluğu bugünkü uyarıları dikkate
almayan hükümete aittir'' dedi. Hükümetin seçim sonrasında
''ağır mali önlemler alınmasına yönelik çalışmalar
yaptığı'' yönünde duyumlar aldığını ifade eden Baykal,
ağır şartların gündeme gelmesinden duyduğu kaygıyı dile
getirdi.
Baykal, bir soru üzerine, seçimden sonra ''Ümüklerin
sıkılıp sıkılmayacağını göreceğiz. Seçimden sonra milletin ümüğünün
sıkılması ihtimaline dikkati çekiyorum'' dedi.
Ekonomiye ilişkin uyarıda bulunmanın kendisinin görevi olduğunu
belirten Baykal, ''Biz görevimizi yapıyoruz. Balık bilmezse
halik bilir. Başbakan bilmezse millet bilir'' diye
konuştu.
Mevcut haliyle IMF ile anlaşmayı uygun görüp görmediğine ilişkin
soruyu yanıtlarken de Baykal, ''Müzakerelerin içeriğini bilmeden
bir şey söylemek istemiyorum. Söyleyenler de pişman oldular zaten.
Giderek hükümetin ümük sıkmaya yönelik düzenlemelere teslim
olacağını düşünüyorum'' dedi.
SANAYİ ÜRETİMİ AZALDI
Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı 2009 Ocak Ayı Sanayi
Üretim Endeksi sonuçlarına göre, Türkiye'nin sanayi üretiminin Ocak
ayında 2008 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 21,3 oranında
azaldığını hatırlatan Baykal, hem bir önceki yıla hem de aralık
ayına göre ekonomik daralmanın derinleştiğini, durumun ''kaygı
verici'' olduğunu belirtti.
İmalat sanayi sektörü verilerine de dikkati çeken Baykal, bu
büyüklükte bir üretim daralmasının, üretim rakamlarının açıklanmaya
başladığı 1997'den bu yana görülmediğine dikkati çekti. Baykal,
''Geçen yıl ağustostan bu yana 6 aydır kesintisiz bir üretim kaybı
yaşıyoruz. Bu da sıra dışı bir tablodur. Olayın gelip geçici
olmadığını, kalcı olduğunu, sürekli bir nitelik taşıyabileceğini
bir kez daha bu tablo uyarıyor'' diye konuştu.
2009 ocak ayında 12 aylık sanayi üretiminin geçen yılın aynı ayına
göre azaldığını anlatan Baykal, büyümedeki azalmanın aylık olmanın
ötesine geçtiğini ifade etti.
Açıklanan kapasite kullanım rakamlarına da dikkati çeken Baykal,
kapasite kullanımının 2009 şubat ayında geçen yılın aynı dönemine
göre 15,5 puan gerilediğini kaydetti. Baykal, şunları kaydetti:
''Bugün Türkiye'deki sanayide her 10 tezgahtan 4'ü stop
etmiştir. En genel şekliyle söylüyorum. O dördüne bağlanmış yatırım
tıkanmıştır, borçların ödenmesi güçleşmiştir. Kapanan
tezgahlar pek çok işsizin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Üretim
azalması gelir kaybını da beraberinde getirmiştir. Doğal olarak bu
daralma işsizliğe yol açmaktadır. Bugün Türkiye çok ağır bir
işsizlik tablosuyla karşı karşıyadır. Türkiye'de 500'ün üzerinde
işçi çalıştıran 350 tekstil fabrikasının yarısı kapanmıştır.
Bu tabloyu global bir perspektife oturtmak lazım. Türkiye'de bu
böyle de, dünyada nasıl? Dünyadaki diğer ülkelerle
karşılaştırıldığında durum nedir? Şöyle bir kanaat
yaygınlaştırılmak isteniyor. Bunun doğru olmadığına hepinizin
dikkatini çekmek istiyorum. 'Yine en hafif krizi biz geçiriyoruz.
Bütün dünyada ağır bir kriz yaşanıyor. Siz bakmayın, bu diğer
ülkelerle mukayese edildiğinde daha kabul edilebilir düzeyde bir
krizdir' değerlendirmesi yapılıyor. Bunun gerçekle hiçbir ilgisi
yoktur. Türkiye dünyada krizi en ağır yaşayan ülkelerin en üst
sırasındadır.''
''JAPONYA'DAN SONRA EN BÜYÜK ÜRETİM KAYBI
TÜRKİYE'DE''-
Dünyadaki ekonomik verileri tablolarla gazetecilere gösteren ve
diğer ülkelerin durumlarını aktaran Baykal, krizin ekonomik daralma
olarak ele alınması durumunda ocak ayında dünyadaki tabloya göre
Japonya'dan sonra en büyük üretim kaybının Türkiye'de yaşandığına
dikkati çekti.
İşsizlik verilerine bakıldığında da Türkiye'nin aleyhine bir
tablonun ortaya çıktığını savunan Baykal, yüksek işsizlik
oranı bakımından OECD üyesi 32 ülke arasında Türkiye'nin
İspanya'dan sonra ikinci sırada geldiğini söyledi. Baykal,
yıllık işsiz artışı bakımından da Türkiye'nin İzlanda'yı izleyerek
ikinci sırada olduğunu kaydetti.
Türk Lirası'nın yaşadığı değer kaybının da krizin etkisine örnek
olduğunu iddia eden Baykal, bu açıdan bakınca da Türkiye'nin kur
kaybını en yüksek düzeyde yaşayan ülkeler arasında görüldüğünü
ifade etti.
Tüm ekonomik verilere bakıldığında Türkiye'nin dünyada
krizi en ağır yaşayan ülkelerin başında geldiğinin görüldüğünü
yineleyen Baykal, ''Bu hiçbir şekilde gözden
kaçırılamayacak çok temel bir gözlemdir. Türkiye ekonomisi
ne yazık ki bu krize uygun bir hazırlık dönemini yaşayarak krize
göğüs germe şansını kaybetmiştir'' dedi.
Time dergisinin son sayısını gösteren Baykal, derginin yayımladığı
raporla, merkez sol bir hükümetin iktidarda olduğu Brezilya'nın
krizi nasıl yumuşak ve sarsılmadan atlattığını irdelediğini ifade
etti.
-''BU AĞIR MANZARA, SOSYAL ÇÖKÜNTÜ
DEMEKTİR''-
İşsizlik dolayısıyla borçluluğun da ''olağanüstü yüksek
düzeyde'' olduğunu ileri süren Baykal, işsizliğin
borçların ödenmesini de imkansız kılan bir durum yarattığını
söyledi. Merkez Bankasının bireysel kredi ve kredi kartı borcunu
ödeyemeyenlere ilişkin verilerini anımsatan Baykal, artışın bu
hızla sürmesi halinde ferdi kredi borcunu ödeyemeyenlerin yıllık
rakamının 600 bini, kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin yıllık
rakamının da 1 milyonu geçeceğini iddia etti.
Baykal, ''Bu çok ağır bir manzaradır. Büyük sosyal çöküntü
demektir. Bugün gazetelerimizin manşetlerinde bu feryatları
görüyoruz. İş adamları söylüyor, iş adamlarının
kuruluşları söylüyor, iktisatçılar söylüyor. Vatandaşlar feryat
ediyor. Asıl üzüntü verici olan da şu, bu manzara karşısında hiçbir
şey yapılmamıştır'' diye konuştu.
Türkiye'deki kredi kartı temerrüt faizinin dünya ortalamasının
üstünde olduğuna işaret eden Baykal, temerrüte düşen borçların
ödenmesini beklemenin ''akla, mantığa
sığmayacağını'' söyledi. Bu konuda Türkiye'de acil bir
düzenleme yapılması gereğini vurgulayan Baykal, ''Türkiye'de
milyonlarca insan faiz, borçluluk sarmalına yakasını kaptırmıştır,
kaptırmak üzeredir. Eğer el konulmazsa bu Türkiye'yi perişan
edecektir'' dedi.
Bu ekonomik tabloyu krizi yok sayarak ve önemsemeyerek yönetmenin
mümkün olmadığını dile getiren Baykal, Türkiye'nin ekonomi
politikasıyla ilgili de ''çok vahim yanlışlar
yapıldığını'' ileri sürdü.
-''BÜTÇE HİÇBİR TUTARLILIĞI OLMAYAN
BELGE''-
Bütçeyi ''gerçekçilikten uzak, hiçbir tutarlılığı olmayan bir
belge'' olarak niteleyen Baykal, ''O bütçe bugün Türkiye'de
yaşanan sıkıntıların, sorunların bir ölçüde kaynağı
konumundadır'' dedi.
Bütçenin değiştirilmesi, piyasayı canladıracak tedbirlerin alınması
gerektiğine işaret eden Baykal, bu çerçevede işçilerin üzerindeki
stopaj ve prim yükünün azaltılmasını istedi. Baykal, bu çerçevede
KDV indiriminin de düşünülebileceğini ifade etti.
Baykal, kredi borçlularıyla ilgili olarak, ''Hükümet derhal
harekete geçmelidir. Biz de gereken desteği, katkıyı veririz. O
çıkardı, bu çıkardı tartışmasının da bir önemi yok. Bu borçlular,
daha makul daha ödenebilir borç içine çekilmelidir. Bu, mutlak bir
ihtiyaçtır'' diye konuştu.
Krizin iktidar tarafından yeterince anlaşılamamasından büyük üzüntü
duyduğunu ifade eden Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
konuya hamasetle, ''Türk Lirası'nın kıymetini
düşürmeyiz'' diye baktığını iddia etti. Baykal, ''Ne oldu?
En büyük kaybı Türk Lirası yaşıyor. Sen istemediğin halde oluyor.
Bu anlamsız propagandayı, milleti aldatmayı bıraksınlar, olayın
ciddiyetini görsünler, derhal önlem alsınlar. Bütçeyi
değiştirsinler. Derhal değişsin bütçe'' diye konuştu.