Erdoğan: Türkiye yalnızlaşmadı
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin görevini yapmadığını belirterek “BM Güvenlik Konseyi nerdesin ? ne i...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi’nin görevini yapmadığını belirterek “BM Güvenlik Konseyi
nerdesin ? ne işe yararsın ? neden ? ne için kuruldun ? Kuruluş
amacın barış değil mi ? Sen şuanda barışın güvencesi değilsin. 5
daimi ülke dünyanın kaderini belirliyor hele hele 2 tane üye
dünyanın kaderini belirliyor ama şunu unutmayın ‘Dünya 5’ten
büyüktür’. İnşallah bunun da vakti zamanı geldiğinde dünya halkları
hesabını soracaktır. Kardeşlerim, binlerce kilometre öteden gelip
Ortadoğu coğrafyasını müdahale edenlere, cetvelle sınır çizenlere,
bu coğrafyanın hem kanını hem petrolünü içenlere tek cümle
söyleyemeyenler bugün Türkiye’yi eleştiri konusu yapıyorlar. Bunun
içinde ülkemiz içindeki gafiller ve cahiller de vardır” dedi.
Yaklaşık 2 yıldır Türkiye’nin yanı başında Suriye’de bir insanlık
dışı katliamların yaşandığını kaydeden Erdoğan “Yanı başımızda
Suriye’de insanlık dışı bir katliam sergileniyor. Şuana kadar 100
binden fazla insan hayatını kaybetti. 2 milyondan fazla Suriyeli
komşu ülkelere hicret etti. Sadece Türkiye’de 500 bin Suriyeli
kardeşimizi misafir ediyoruz. Suriye’de bir insanlık dramı
yaşanırken bu sefer de Mısır’da bir darbe yapıldı. Ardından millete
karşı bir katliam sergilenmeye başlandı. Türkiye olarak Suriye’de
yaşanan katliama özellikle o yavruların cansız bedenlerini gördük
değil mi ? Orada kan yoktu, kurşun izleri yoktu çünkü o yavrular
maalesef kimyasal silahlarla şehit edilmişti. Ama ben şuna
inanıyorum; bu Beşar Esed’in artık son çırpınışlarıdır. Muttaki
olan Allah’a inanıyorum ki bunun hesabını en kısa zamanda ondan
soracaktır. Bu yavruların intikamını ondan alacaktır” şeklinde
konuştu.
“TÜRKİYE YALNIZLAŞMADI”
“Kardeşlerim bize birileri diyor ki Türkiye yalnızlaştı” diyen
Erdoğan “Yok hayır. Yalnızlaşmadık. Onların tankı topu uçağı ile
yavruların üzerine iniyorlarsa bilesiniz ki bizim yanımızda önce
hak var, sonra halk var. Biz buraya böyle geldik. Biz medya ile
sermaye ile gelmedik. Uzun ince bir yolda halkla yürüdük, hakla
yürüdük. Bundan sonra da böyle yürüyeceğiz. Şuanda Türkiye’ye bu
tavrından dolayı haksızca, mesnetsizce yüzsüzce eleştirenler var.
‘Türkiye Suriye ile neden bu kadar ilgileniyor?’ diyenler var.
‘Türkiye, Mısır ile Somali ile Afganistan ile Lübnan ile Myanmar
ile Ace ile neden bu kadar ilgileniyor’ diyenler var. Soruyorum bir
NATO ülkesi olarak dünyanın dört bir yanında görev verilen
Türkiye’ye neden Somali’ye, neden Afganistan’a gittin diyen var mı
? neden balkanlara gittin diyen var mı ? Ben şimdi soruyorum;
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nerdesin ? ne işe yararsın ?
neden ? ne için kuruldun ? Kuruluş amacın barış değil mi ? Sen
şuanda barışın güvencesi değilsin. 5 daimi ülke dünyanın kaderini
belirliyor hele hele 2 tane üye dünyanın kaderini belirliyor ama
şunu unutmayın ‘Dünya 5’ten büyüktür’. İnşallah bunun da vakti
zamanı geldiğinde dünya halkları hesabını soracaktır. Kardeşlerim
binlerce kilometre öteden gelip Ortadoğu coğrafyasını müdahale
edenlere, cetvelle sınır çizenlere, bu coğrafyanın hem kanını hem
petrolünü içenlere tek cümle söyleyemeyenler bugün Türkiye’yi
eleştiri konusu yapıyorlar. Bunun içinde ülkemiz içinde gafiller ve
cahiller de vardır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE SUSTURULAMAYACAK KADAR BÜYÜK BİR ÜLKEDİR”
Darbeye darbe diyecek cesareti olmayanların Türkiye’ye saldırarak,
vicdanlarının üzerini örtemeye çalıştığını kaydeden Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Haftalardır Mısır’da Suriye’de çocuklar ölürken, 17 yaşındaki Esma
kızımız sniper ile öldürülürken, konuşmayanlar utanmadan burada
konuşuyorlar. Türkiye’nin dürüst, mert duruşunu içlerine
sindiremiyorlar. Rize’den sesleniyorum hem Türkiye’ye hem dünyaya.
Türkiye birilerinin hafsalasına sığmayacak kadar büyük bir ülkedir.
Türkiye tarihi bile medeniyeti ile geçmişi ile susmayacak
susturulamayacak kadar büyük bir ülkedir. 1071 yılından bu yana bu
topraklar üzerinde bu geniş coğrafyada biz sadece hakkı sadece
dostluğu ve kardeşliği savunduk. Dikkatinizi çekiyorum, bir yıldır
kardeşin kardeşi katlettiği, çatışmaların içinde hiçbir zaman
olmadık. Biz hep arabulucu olduk. Hep mazlumun yanında olduk, her
zaman sulhu teşvik eden, kardeşi barıştıran bir anlayış içinde
olduk. Biz parçalayan değil, toparlayan olduk. Ayrıştıran değil
kucaklayan olduk. Birlikten, beraberlikten, dostça, kardeşçe
yaşamaktan yana olduk. Selçuklu ve Osmanlı’ya bakın birleştiren
bütünleştiren ve güç birliği yapan kader ortaklığı olan bir
anlayışı hakim kıldıklarını görürsünüz. Devleti Ali Osmaniye’nin
Hint Yarımadası’ndaki zulme, Endonezya ve Açe’ye donama
gönderdiğini görürsünüz. Cumhuriyet tarihinde her zaman bölgede
barışı savunan bir yaklaşım içinde olduğunu görürsünüz. Afrika’da,
Balkanlar’da barıştan dayanışmadan başka arzumuz yok. Biz kan
akmasın istiyoruz, biz çocuklar ölmesin istiyoruz. Esmalar,
Ayşeler, Fatmalar ölmesin istiyoruz. Biz Ortadoğu’nun çöllerinde,
Afrika’nın steplerinde, Kafkasya’nın ve Balkanlar’ın dağlarında
insanlık daha fazla can çekişmesin, insanlık kurumasın istiyoruz.
Türkiye’nin politikası çok nettir, Rabialar da ölmesi istiyoruz.
Biz insani olandan yanayız. Biz insani olanlardan, haktan ve
adetten yanayız. Biz huzurlu bir ülke olmak istiyoruz. Biz bunun
için komşularımızın kardeşlerimizin huzur içinde olmasını
istiyoruz. Refah içinde bir ülke olmak istiyoruz kardeşlerimizin
komşularımızın refahına katlı sağlamak istiyoruz.”