Erdoğan tünelin çıkışını gördü
Abone olErdoğan, ekonomideki gelişmeleri anlatırken, "tünelin ucunda ışığı gördük, ancak çıkışa henüz ulaşamadık" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk ekonomisindeki gelişmeleri
anlatırken, "tünelin ucunda ışığı gördük, ancak çıkışa henüz
ulaşamadık. Ama ulaşacağımızdan emin olabilirsiniz" dedi. Başbakan
Erdoğan, Köln'de Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in de katıldığı
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası'nın (TATSO) resmi açılışında
yaptığı konuşmada, iki ülkenin her anlamda stratejik ortaklığa
doğru ilerlediğini söyledi. Erdoğan, "Sayın Şansölye'nin bana
katılacağından şüphe duymadan, Türk ve Alman hükümetleri olarak her
türlü çabanızda sizlere destek vereceğimizi teyit etmek isterim.
Başarılarınız kadar, sorunlarınızı ve üzerine gitmemizde yarar
gördüğünüz hususları da bizimle paylaşın. Yapıcı her türlü
eleştirilerine, katkı ve önerilerinize açığız" diye konuştu.
Erdoğan, şunları kaydetti: "Türk ekonomisinin Avrupa'ya
kazandırabilecekleri, gümrük birliğinin sağladığı serbest dolaşım
avantajından ibaret mi kalacak? Türkiye'nin 70 milyona varan
nüfusu, AB için sadece ve sadece bir endişe kaynağı mı olması
gerekiyor? Bu genç ve dinamik nüfus, Avrupa'da gelecekte ortaya
çıkması beklenen işgücü açığının kapatılmasına (ama bu defa beden
gücüyle değil, beyin gücüyle kapatılmasına) hiç mi hizmet
etmeyecektir? Türkiye'nin AB'ye üye olması halinde büyük bir göç
dalgasının yaşanmasından endişe ediliyor. Oysa AB ülkelerinde yaşan
bir çok Türk işçi ve ailesi, kendileri için yeterli ekonomik
şartları tamamladıktan sonra ülkelerine geri döndü. 1960'lardan bu
yana 2.5 milyon Türk Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. O takdirde
üyelik sonrasında yaşanabilecek göç hareketi gerçekten korkulduğu
kadar büyük mü olacaktır? Almanya dahil AB ülkelerinde yaşayan Türk
vatandaşları, bulundukları ülkelerin ekonomilerine gözardı
edilmeyecek katkılar yaptı. Bu hususların samimiyetle ele alınması,
Türkiye'nin AB üyeliğine dair tartışmaları çok daha objektif bir
zemin üzerine çekecektir. İhtimal bile vermek istemiyorum ama menfi
bir kararın ilişkilerimizi rayından çıkararak varacağı nokta
üzerinde yine de çok iyi düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. Özel
bir muamele veya propaganda beklemiyor, istemiyoruz. Türkiye'nin
gerçek sesi bağırmamıza gerek bırakmayacak kadar güçlü çıkacaktır.
Yeter ki kendisine dost kulaklar bulabilsin."