Erdoğan teröristlere meydan okudu
Abone olPartisinin haftalık grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, 'İslami terör' tanımlamasına bugün de karşı çıktı ve teröristlere bir kez daha meydan okudu..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşama hakkına kasteden hain
çetelerin, devlet ve milletten gereken cevabı alacaklarını
belirterek, ''bombalar patlatarak sözlerini dinleteceklerini
zannedenler, ne kadar yanıldıklarını kısa zaman içinde
anlayacaklar'' dedi. Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında
yaptığı konuşmada, millete hitaben bir kaç konuyu belirtmek
istediğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Milletimizin en önemli
sevinç günlerinden olan bayramı maalesef buruk bir acıyla birlikte
idrak ettik. Geçtiğimiz ay yaşadığımız acı hadiseler karşısında
milletçe gösterilen olgun ve metanetli tavır, dünyaya vermiş
olduğumuz birlik ve beraberlik mesajı için milletimin bütün
fertlerini tebrik ediyor, takdirlerimi sunuyorum. Milletimizin
vakarına ve metanetine katkıda bulunan siyasetçilerimizi ve sivil
toplum örgütlerimizi burada hasleten anmak istiyorum. Bütün
badirelere rağmen hayat devam ediyor. Türkiye de kararlı yürüyüşünü
sürdürüyor. Türkiye, bu türden acı tecrübeleri ne yazık ki ilk kez
yaşayan bir ülke değildir. Hem bulunduğumuz bölgede çok uzun
süredir yaşanmakta olan çalkantılar hem de Türkiye'nin özel
şartları nedeniyle bir çok kere adına terör değimiz bu acı ve
lanetli tecrübeden geçtik. Yaşananlar hepimizi derinden yaralıyor.
Ancak, Türkiye'nin varlığına, geleceğine zerre kadar da olsa bir
tereddüde sebep olmuyor. Bizin tarihimiz, böyle nice badireden
zaferle çıkmış bir kararlılığın, bir azmin, bir beraberliğin
tarihidir. Şundan hiçbir vatandaşımın şüphesi olmasın ki, yaşama
hakkımıza kasteden bu hain çeteler, devletimizden ve milletimizden
gereken cevabı alacaktır. Bombalar patlatarak sözlerini
dinleteceklerini zannedenler ne kadar yanıldıklarını kısa zaman
içinde anlayacaklar. Adaletten ve temel insan hakları ile insani
değerlerden taviz verecek bir anlayış bu ülkede asla hayat hakkı
bulamayacak. DEMOKRASİ Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin hiçbir şart
altında demokratik istikrardan vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, ''Ne
istikrar adına demokrasi eksiltilecektir, ne de demokrasinin
istikrara dönük bir zaaf üretmek için kullanılmasına izin
verilecektir'' diye konuştu. Hükümet'in demokratik istikrarın
kalesi olarak görevini yapacağını ve Türkiye'nin organlarını en iyi
şekilde işletmeye devam edeceğini ifade eden Erdoğan, sözlerini
şöyle sürdürdü: ''Masumiyete kasteden her türlü hareket ve eyleme
milletimiz her zaman cesaretle karşı durmuş, Türkiye'yi Türkiye
yapan değerlerden asla geri adım atmamıştır. Bu milletin hükümeti
olarak bizler de milletimizin bu hassasiyetine, dirayetine
fazlasıyla sahibiz. Terörle beslenen karanlık odaklar bilmelidirler
ki, yürütecekleri hiçbir strateji bizim bütünlüğümüze, birlik ve
beraberliğimize gölge düşüremeyecektir. Geçen hafta ulusa sesleniş
konuşmasında, taşıdığımız büyük sorumluluğun altını çizerek, bir
çok hassasiyetle birlikte terör kavramını neden başka sıfatlarla
birarada anmak istemediğimizi ifade ettik. Terörü, dünyadaki
milyarlarca masum insanın tertemiz duygularla bağlandığı din ve
inanışlarla bağlantılandırma veya bunun doğurabileceği çeşitli
sakıncaları açıkça beyan ettik. Kamuoyunun büyük bir kısmı
söylediklerimizi sağduyu içerisinde değerlendirdi. Ancak her konuda
olduğu gibi bu konuda da söylediklerimizi anlama güçlüğü çekenler
veya sözlerimizi anlamak istemeyenler oldu. Bundan sonra da
olacaktır. Konunun hassasiyetine binaen bu konudaki net
kanaatlerimizin bir kere daha altını çizmek istiyorum; bizim için
masum insanların yaşam haklarına kasteden her türlü eylem ve
hareket terör kavramı içindedir. Terörist eylem ve hareketlerin
tamamını hangi fikri savunduğuna, hangi inanca sahip olduğuna ve
neyi amaçladığına bakmaksızın mahkum ediyoruz. Dikkatimiz, dünya
üzerindeki milyonlarca insanın kalben bağlı olduğu inanç ve fikir
bütünlükleriyle terör arasındaki mesafeyi korumak noktasındadır. Bu
sadece kendi dinimiz için gösterdiğimiz hassasiyet değildir. Tüm
insanların tüm kutsal değerleri için aynı dikkate sahibiz. Terör
asla bir semavi dinin, bir hissiyatın, bir milletin, bir
coğrafyanın, bir kültürel bütünlüğün parçası olamaz, böyle de
görülemez. Milyonlarca insanın masumane bir şekilde inandığı
birliğe, adalete ve hakkaniyete yöneldiği bir dinden, teröre ilham
verecek, terörü besleyecek ve teröre kılıf hazırlayacak sonuçlar
varsa yapılacak ilk şey, onları bu masumiyet dairesinin dışına
atmaktır.'' Toplumsal dayanışmanın önemine dikkati çeken Erdoğan,
''En büyük sermayemiz, toplumsal dayanışmamızdır. Bunu daha da
güçlendirmek zorundayız. Hiçbir provokasyon bunu gölgeleyemez,
hiçbir provokasyon Türkiye'yi yörüngesinden çıkaramaz. Bunu
gölgeleyecek hiçbir güç yoktur. Hiçbir irade, Türkiye ve ona
adanmış AK Parti iktidarını bu yoldan tereddüde sevk edemez'' dedi.
İSLAM DİNİ Erdoğan, adında bile barış, esenlik olan yüce İslam
dininin, hiçbir terör eyleminin ya da insanlık suçunun, ne
başındaki ne de sonundaki sıfat olarak kullanılamayacağını
kaydetti. İnandıkları mukaddes değerlerin, bütün insanlar için
barış, adalet ve güzellik istemeyi kendilerine emrettiğini ifade
eden Erdoğan, ''kutsal değerlerin ismini zikrederek teröre, zulme
ve çirkinliğe yönelenler, hem kutsal değerlere hem de insanlığa
karşı suikast tertip etmektedirler'' dedi. Erdoğan, şöyle devam
etti: ''Biz legal siyaset alanında bile dinin, ırkın ve bir bölgeye
mensup olmanın istismarı anlamına gelen dincilik, ırkçılık, ve
bölgecilik temelinde siyaset yapmanın kırmızı çizgilerimiz olduğunu
söyleyen tutarlı ve büyük bir hareketin mensuplarıyız. Legal
siyaset alanında bile bu denli hassasiyete sahip olduğumuza göre,
bu unsurlar yoluyla teröre girişenleri insanlık önünde
lanetlediğimiz açıktır, nettir. Hem ırkçı terör, hem dinci terör,
hem de bölgeci terör bizim yanımızda ve insanlığın yüce katında
ebediyen mahkum olmaktan kurtulamayacaktır. Hem milletimizi hem
vatanımızı, hem tüm insanlığı hem de tüm güzellikleri içinde
barındıran yüce dinimizi bu beladan korumak insan olarak da mensup
olmaktan şeref duyduğumuz milletimizin bir ferdi olarak de
ödevimizdir.'' DOST ÜLKELERİN AÇIKLAMALARI ÜZDÜ AK Parti Genel
Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki
saldırılardan sonra ''dost'' olarak nitelendirdiği bazı ülkelerin
açıklamalarına dikkati çekerek, ''Böyle bir olayın olduğu
Türkiyemize karşı dostlarımızın ikinci bir darbe vurmamasını
isterdim. Biz bunu beklerdik ama maalesef bazı takıntılarla
yapılmış olan açıklamalar, bizi derinden üzmüştür'' dedi. Erdoğan,
partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul'daki
patlamalara değindi. Hayatı kana bulayan bir vahşetin
temsilcilerinin, etki alanlarını genişletmek için milyonlarca
insanın inandığı değerleri karanlık emellerine malzeme yapmak
isteyebileceğine işaret eden Erdoğan, ''Bizler, sorumluluk sahibi
insanlar olarak terör çetelerinin etki alanlarını kırmak ve bu
mukaddes değerlerimizi onların elinden almakla yükümlüyüz. Kim
olurlarsa olsunlar, onlara (sizler hiçbir dinin temel değerleriyle
ilgisi olmayan, eli kanlı canilersiniz) demek durumundayız'' dedi.
Terör ile dinler arasındaki ayrışmanın yapılmaması, terör ile din
arasına mesafe koyulamaması halinde teröre dünyanın her köşesine
ulaşabilecek büyüklükte bir zemin kazandırılmış olacağına dikkati
çeken Erdoğan, dinler ile terör arasında mesafe koyma çabalarını
gölgeleyerek, gündelik politik menfaatler adına siyasi
kararlılıklarını örselemek gayreti içinde olanların ne yaptıklarını
iyi düşünmesini istedi. Milletin ve insanlığın gözünün, onların
küçük hesaplarının üstünde olduğunu hiç akıllarında çıkarmamaları
gereğine dikkati çeken Erdoğan, ''Vakti saati geldiğinde onlarla ve
herkesle fikir, düşünce planında, demokrasi çerçevesi içinde
bunların hesaplaşmasını da gayet iyi yaparız. Ama afaki, böyle
sağır sultanın buyurduğu gibi bazı şeyleri uydurmak suretiyle,
hedef saptırmak sadece bu ülkedeki görev yapma arzusu içinde
olanların işini zorlaştırır'' dedi. ''BU İŞ BİTMEDİ'' Terörist
eylem ve niyetler konusunda ne kadar hassas olduklarının ortada
olduğunu vurgulayan Erdoğan, ilgili kurumların kesinleşen bilgileri
zaman zaman kamuoyuna aktardıklarını hatırlattı. Erdoğan, emniyet
ve istihbarat güçlerine, eksikliklerine rağmen gösterdikleri
başarıdan ötürü teşekkür etti. Erdoğan, olayın uygulayıcıları ve
taşeronlarının 24 saat gibi kısa sürede tespit edilmesinin
umutlarını arttırdığını kaydederek, ''Bu iş bitti mi? Bitmedi. Bu
işin istihbarat yönü, bu işin bağlantılarını tespit etmek büyük
önem arzetmektedir. Bunun çalışmaları hızla devam ediyor.
İnanıyorum ki, bu konudaki eksiklikler de giderilerek hata payı ve
eksiklikler asgariye inecektir'' dedi. Teröre karşı tavırlarının ne
kadar net ve keskin olduğunu anlamak istemeyenlerin, kendilerinin
gayretli ve kararlı çalışmalarına bakmasını ve ''farkı fark
etmelerini'' isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İstanbul'da meydana gelen bu menfur olaylardan sonra acımızı
paylaşan teröre karşı tavrımızı destekleyen ve işbirliği teklif
eden bütün yabancı dostlarımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Farklı tavırlar içinde bulunan dostlarımıza ufak da olsa bir
serzenişte bulunmak istiyorum; Böyle bir olayın olduğu Türkiyemize
karşı dostlarımızın ikinci bir darbe vurmamasını isterdim. Zira
asıl dayanışma, bu alanda olacaktır. Ve biz bunu beklerdik ama
maalesef bazı takıntılarla yapılmış olan açıklamalar, gerçekten
bizi derinden üzmüştür. Bunu değerlendirmek de herhalde bizim
hakkımızdır.'' ''TERÖRE KARŞI TOPYEKÜN KARŞI DURUŞ'' Erdoğan,
terörün nasıl bir küresel bela haline gelmekte olduğunun dünyada
giderek daha iyi anlaşılmasının memnuniyet verici olduğunu
belirterek, globalleşen teröre karşı dünya milletlerinin topyekün
bir karşı duruş içinde olması ve devletlerin birbirleriyle topyekün
yardımlaşma içinde bu belayı bu gezegenden söküp atmanın çaresini
aramaları gereğini ifade etti. Erdoğan, ''Teröre dün göz yumanlar,
bugün nasıl bir belaya bulaşmış olduklarını yavaş yavaş görüyor,
anlıyorlar. Terör karşısında ikircikli tavırların, çifte
standartların, 'ama'lı cümlelerin bir an önce insanlığın
tedavülünden kaldırılması gerekiyor. Bu yüzden bütün dünyayı terör
karşısında dik durmaya, sözünün eri olmaya davet ediyoruz'' dedi.
BASIN KONSEYİ'NE TEŞEKKÜR Erdoğan, İstanbul'daki olaylar sonrasında
özeleştiri kurumunu işleterek kamuoyuna bir deklarasyon açıklayan
Basın Konseyi'ne teşekkür etti. Yayın faaliyetlerinde terör
olaylarının kitlesel etkilerini gözetecek ortak iradenin
sağlamlaştırılmasından memnuniyet duyduklarını anlatan Erdoğan,
Basın Konseyi'nin basının dış bir iradenin yönlendirilmesine izin
vermeme konusundaki hassasiyetini de paylaştıklarını bildirdi.
Yakın geçmişte bu hassasiyetin kaybolduğu bazı dönemler yaşandığını
ve bu durumun bazı medya etiği tartışmalarına sebebiyet verdiğini
hatırlatan Erdoğan, basının deklare ettiği bu hassasiyetin çok
önemli bir kazanım olduğunu düşündüklerini ve bu kararlılığın
sürmesini beklediklerini söyledi. Erdoğan, ''Milletimizin ufkunu
açacak ve icraatlarımızda bize yol gösterecek, hatalarımızı
gösterecek objektif bir medya anlayışına her zaman ihtiyacımız
olacak'' dedi.