Erdoğan: Tarım sektörü çok hassas
Abone olBaşbakan Erdoğan, Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen 2. Tarım Şurası'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarım politikaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünya ile entegre olma yolunda
hızla ilerleyen Türkiye'de artık tarımda hamaset devrinin sona
erdiğini belirterek, ''Tarım sektörü günlük siyasete alet
edilmemesi gereken son derece hassas bir sektördür. Dolayısıyla bu
sektörün sorularına yaklaşırken gerçekçi davranmalıyız'' dedi.
Erdoğan, Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen 2. Tarım Şurası'nda
yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarım politikaları hakkında
değerlendirmelerde bulundu. Hükümete geldiklerinden bu yana
yıllardır krizlerden kurtulamayan Türkiye'nin istikrara ve güven
ortamına kavuştuğunu kaydeden Erdoğan, kararlılıkla uygulanan
politikaların ve hükümetin aldığı önlemler sonucunda makro ekonomik
göstergelerde ulaşılamaz kabul edilen büyük başarılara imza
attıklarını söyledi. Yıl sonu itibariyle büyüme oranının yüzde 10
civarlarında gerçekleşmesini beklediklerini belirten Erdoğan,
Türkiye'nin bu performansı ile dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomilerinden biri olacağını ifade etti. Eksi büyümenin ve
küçülmenin yaşandığı bir ülke devraldıklarını, ama bugün bütün
ekonomik göstergelerin beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini
anlatan Erdoğan, bu başarının, başta siyasi istikrar ortamının
sağlanması, demokrasinin güçlendirilmesi olmak üzere ekonomide
fiyat, döviz kuru ve faize ilişkin belirsizliklerin önemli ölçüde
giderilmesi ve güven ortamının sağlanması ile mümkün olduğunu
kaydetti. ''AĞACA BAKARKEN, ORMANI GÖZDEN KAÇIRABİLİRİZ'' Başbakan
Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ekonomi politikalarını rakamlardan,
istatistiklerden makro ekonomik göstergelerden ibaret görmek yerine
ekonomi politikalarını sosyal politikalarla ele almaya mecburuz.
Aksi halde ağaca bakarken ormanı gözden kaçırabiliriz.
Siyasetimizin bu temel hareket noktasının ne kadar isabetli
olduğunu iktidarımızın geçen iki yılı açıkça göstermiştir. Bizim
için çok sevindirici bir husus ise ekonomideki büyümenin artık
istihdama yansımaya başlamasıdır. Türkiye'nin her yerinde büyük
yatırımlar başlamış, üretim heyecanı ülkenin her yerinde hissedilir
derecede artmıştır. Bugün itibariyle işsizlik oranı yüzde 9.3'ler
seviyesine gerilemiştir. Yatırımlardaki canlanma önümüzdeki
dönemlerde istihdama daha fazla yansıyacak, böylece daha çok
vatandaşımız iş imkanına kavuşacaktır. İktidarımız döneminde makro
ekonomik gelişmelerin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde
kaydedilen büyük mesafe de ortadadır.'' Nüfusun önemli bir
bölümünün geçim kaynağı olan tarım sektörünün stratejik öneminin
artarak devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, tarım sektöründe
iyileşmeler gözlense de sektörün karakteristik sıkıntı ve
sorunlarını halen bünyesinde barındırdığını anlattı. Erdoğan,
''Dünya ile entegre olma yolunda hızla ilerleyen ülkemizde artık
tarımda hamaset devri sona ermiştir. Tarım sektörü günlük siyasete
alet edilmemesi gereken son derece hassas bir sektördür.
Dolayısıyla bu sektörün sorularına yaklaşırken gerçekçi
davranmalıyız'' diye konuştu. ''ÇİFTÇİ KREDİLERİ YENİDEN
YAPILANDIRILDI'' İktidara geldiklerinden bu yana tarımda
önceliklerin belirlenerek, verimliliği artırıcı çalışmalar yanında
yeni bir takım projeleri ve programları uygulamaya koyduklarını
kaydeden Erdoğan, 2002 yılının Kasım ayında traktörlerini haciz
baskısı altında satılığa çıkaran çiftçilerin bugünse traktör almaya
yöneldiklerini söyledi. Erdoğan, 2002 yılında Türkiye genelinde
6300 traktör satıldığını, bu rakamın 2003 yılında 16 bine, 2004
yılının ilk 9 ayı itibariyle de 22 binler seviyesine yükselttiğini
belirtti. Çiftçi kredilerinin yeniden yapılandırıldığını,
çiftçilere mazotu yüzde 40 oranında daha ucuz kullanma imkanı
getirildiğini anlatan Erdoğan, tohum ve hayvancılık alanlarında da
çiftçilere önemi imkanlar sağladıklarını kaydetti. ''HAYVAN IRKLARI
İYİLEŞTİRİLECEK'' Başbakan Erdoğan, 2005 yılı içinde Doğu Anadolu
bölgesinden başlamak üzere hayvan ırklarının iyileştirilmesi
yönünde kapsamlı bir proje yürütüleceğini ifade ederek, 600 bin
dönümlük meranın da ıslah çalışmalarının gerçekleştirileceğini dile
getirdi. Tarımsal kredi faiz oranlarının ekonomide yaşanan olumu
gelişmelere paralel olarak yüzde 25'ler seviyesine çekildiğini ve
KDV oranının da indirildiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye-AB ilişkilerinde öncelikli konuların başında tarım
sektörü gelmektedir. Tarım alanında en önemli konu ise Türk
tarımının Avrupa ortak tarım politikasına uyumudur. AB'den 17
Aralık'ta inşallah olumlu bir karar çıkacaktır. Türkiye tüm
yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Adaylık sürecinde yol
almamızın kurumsal alt yapımızı daha da güçlendirmekten ve insan
gücü kapasitemizi geliştirmekten geçtiğinin bilinci içinde
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu noktada tarımda AB ile uyum
sürecini yaşayacağımız süreçte entegrasyon çalışmaları da büyük
önem kazanacaktır. Bu süreçte tarımsal destekler, kırsal kalkınma,
gıda güvenliği gibi konular ön plana çıkacak, ülkemiz de tarım
alanında bu ana başlıklar doğrultusunda uyum sürecini
tamamlayacaktır. Bu dönemde tarımda rekabet gücümüzü artıracak bir
dizi çalışmayı arka arkaya yürürlüğe koyacağız. Bu amaçla bir
tarımsal strateji belgesi hazırlanmış olup, yol haritamız
belirlenmiştir. Gelinen son noktada Türk çiftçisi hak ettiği refah
seviyesine mutlaka ulaştırılmış olacaktır.'' BAYKAL'IN SÖZLERİNE
YANIT Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın eleştirilerine de yanıt verdi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''AB ile müzakere sürecinde Sayın Baykal'ın da ifade ettiği gibi
bir çok sıkıntılar yaşanacaktır. 41 yıldır bu süreçte nasıl
sıkıntılar çekilmişse o da tabii bir sıkıntılar mücadelesi olacak.
Hükümet olarak bu süreci iyi değerlendirmek zorundayız. Hep
birlikte o masada enine boyuna bu işin tartışmalarını yaparak,
karşılıklı çıkar ilişkisini bir sisteme oturtmanın mücadelesini
vereceğiz. Burada bir gerçeği ifade etmek istiyorum, Sayın
Baykal'ın ifade ettiği konu şudur: Şüphesizki Türkiye'de kuru tarım
sulu tarıma göre önde, ama sulu tarımın sorumlusu Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü değil, Devlet Su İşleri (DSİ)... Önce bunu iyi
kavramak gerekiyor. Köy Hizmetleri'nin yaptığı söylenen hizmetler
spesifik. Köy Hizmetleri duble yol yapmıyor. Bunu Karayolları
yapıyor. Valilikler karar veriyor, mevsimin iyi olduğu durumlarda,
havalar iyi giderse Köy Hizmetleri, DSİ gibi kurumların araçları
ortak havuzda birleştirilip, duble yol çalışmaları yapılıyor.
Tartışmak değil, bu duble yolları gidip görmek lazım. Bu yolları
hiç bir zaman otoyollar olarak ilan etmedik. Üstün vasıflı bir
otoyolun kilometresinin maliyeti 2.5 milyon dolar. Duble yolun
kilometresi ise 250 ile 500 milyar lira arasında değişmektedir.
Fark budur. Yollarımızda huzur, rahatlama sağlanmıştır. Halk bunu
görüyor, kaza oranları da düşmüştür. Bunları görmezden gelemeyiz.
Bizim, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün il özel idarelerine
devrini istememizin nedeni, yerinden yönetime geçiş ve
seçilmişlerin bu hizmeti bizzat denetimi altına almayı sağlamaktır.
İlgili değişikliği TBMM'ye getiriyoruz. Bir art niyet gütmemiz söz
konusu değil.'' ''HEPSİ BİR ANDA OLMUYOR'' Başbakan Erdoğan, dün
Erzurum'da çiftçilere hitaben yaptığı konuşmaya tepki gösteren CHP
Lideri Baykal'a yönelik şu açıklamalarda bulundu: ''Ben tarımla
uğraşan vatandaşıma, çiftçime saygıyı çok dikkate alanlardan
birisiyim. Çünkü onların içinden gelen birisiyim, damdan düşerek
gelen birisiyim. Biz depremler yaşadık, Doğu ve Güneydoğu'daki
depremlerden sonra geçici konutlarla vatandaşımızı oyalamadık.
Konutunu da ahırını da en modern şekilde yapıp, devrettik. Dün
Erzurum'da teslim ettiğimiz konutları 5.5 ayda bitirdik. Yaptığımız
ahırları da vatandaşlarımıza teslim ettik. Bu vatandaşlarımızın
hepsi mutlu, bu bizim bakışımızın ifadesi. Bir defa bu konularda
gücümüz elverdiği ölçüde biz de çiftçimizi desteklemeye kararlıyız.
Hayvancılıkla uğraşan vatandaşımızı desteklemekte kararlıyız.
Bunların hepsinin belli bir zaman diliminde gerçekleşmesi mümkün
değil. Hepsi bir anda olmuyor. Bir yol haritası çerçevesinde,
gücümüzü artırmak suretiyle tarıma, hayvancılığa bu desteği vermeye
devam edeceğiz.''