Erdoğan sivil kuruluşları iğneledi
Abone olTürkiye İhracatçılar Meclisi Genel Kurulu'nda konuşan Başbakan Erdoğan sivil toplum örgütlerini eleştirdi. Erdoğan, bazı kişileri bu örgütleri kullanmakla suçladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tüm kurumların, siyaset kurumuna
bundan önce yaptığı eleştirileri kendine de yöneltmesi gerektiğini
belirterek, ''Siyaset kurumu dışındaki kurumlar da kendilerini
check etsin. Onlar da o makam ve mevkileri rant kapısı olarak
kullandılar, kullanmaya devam ediyorlar'' dedi. Başbakan Erdoğan,
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Hilton Oteli'nde
gerçekleştirilen Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Hükümet'in
ihracatçılara yönelik aldığı ekonomik tedbirler hakkında bilgi
verdi. Hükümet'in işbaşına gelmesinden bu yana geçen 20 aylık süre
sonunda Türkiye'nin siyasette ve ekonomide arzulanan istikrar
ortamını yakaladığını belirten Erdoğan, ciddi bir atılım dönemine
girildiğini söyledi. ''Kronikleşen krizlerden istikrara doğru
atılan bu hızlı adımların temelinde AK Parti'nin milletimizle
bütünleşmesi yatmaktadır'' diyen Erdoğan, ''Başka Türkiye yok''
prensibiyle hareket ettiklerini kaydetti. Bu prensip doğrultusunda
icraatların hayata geçirildiğini vurgulayan Erdoğan, temel
prensiplerinin siyasi istikrar ile ekonomik istikrarın,
demokrasiyle refahın birbirinden ayrı ele alınamayacağı olduğunu
kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz siyasetin
merkezine toplumu ve toplumun taleplerini koyduk. Siyaseti menfaat
dağıtan bir kurum olmaktan çıkararak, bu ülkenin insanlarını daha
özgür ve daha huzurlu kılmanın gereğine inandık. Güven
sıralamasında son sıralarda yer alan siyaset, yapılan son kamuoyu
araştırmalarında ilk sıralara doğru tırmanıyor gözüküyor. Ülkemizde
siyasetin dışında kalan tüm kurumlar... Siyaset şu anda kendini
check ediyor. Tüm kurumların, siyaset kurumuna bundan önce yapmış
olduğu eleştiriyi kendisine de yapması gerekir. Ne tür eleştiriler
yapılıyordu; makama gelen çörekleniyordu, bir daha oradan
ayrılmıyordu, 'siyaset rant kapısıdır' diyorlardı. Şimdi ben
buradan sesleniyorum: Siyaset kurumu dışındaki kurumlar da
kendilerini check etsin. Onlar da bulundukları makamları, mevkileri
kolay kolay bırakmadıkları gibi maalesef o makam ve mevkileri rant
kapısı olarak kullandılar, kullanmaya devam ediyorlar. Bunları
tasvip etmemiz mümkün değil.'' ''GÜÇLÜ DEVLET İÇİN GÜÇLÜ TOPLUM''
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Kamu kaynaklarının kontrolü
ve dağıtımı esasında işleyen, zenginleşmenin kaynağı gibi görünen
devlet ve siyaset tarzını ortadan kaldırmak için yapısal bir
değişim hamlesine giriştik. Bu değişim hamlemizin gayesi, piyasa
kurallarına göre işleyen özerk bir ekonomik alan tesis etmektir.
Çünkü biz devletin güçlü olması için önce güçlü bir toplumun var
olması gerektiğine inanıyoruz. Toplumun güçlenmesi için siyaset
kurumuna düşen görev düşünceden teşebbüse bütün düşünceleri
genişletmek ve hayata geçirmektir. Toplumun potansiyelini hayata
geçirmek için, hür, müreffeh, güçlü bir toplum için biz üzerimize
düşeni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.'' 7 Erdoğan, Türkiye'nin
kamu yönetimi reformu, il özel idareleri, belediyeler yasa
tasarıları gibi yasal bir değişim içerisinde olduğunu anımsatarak,
''Ülkemizde öyle bir muhalefet mantığı var ki, bu muhalefet mantığı
içerisinde maalesef bir yasanın çıkarılmaması için elden ne
geliyorsa bunun yapılması var. 'Ben bu yasaya nasıl katkıda
bulunurum da ideal olanı çıkartırım' gayreti içinde değiller'' diye
konuştu. Muhalefetin bu yasa tasarılarına katkısı olup olmadığını,
bizzat takip ettiğini dile getiren Erdoğan, ''Zihniyet, anlayış;
işlememek ve işletmemek üzerine kurulduğunda zaman kayıbı
yaşanıyor'' dedi. ''Ben muhalefeti, beyaza siyah, siyaha beyaz
demek olarak kabul etmiyorum'' diyen Erdoğan, en büyük değerin
zaman olduğuna ve bu zamanın kaybedilmemesi gerektiğine işaret
etti. Bu çerçevede yürütülen 20 aylık icraat sonucunda Türkiye'nin
büyüyen, gelişen, uluslararası camiada itibarı teslim edilen bir
ülke konumuna yükseldiğini vurgulayan Erdoğan, son dönemdeki makro
ekonomik göstergelerin istikrarlı ve sağlıklı gidişi en iyi şekilde
ortaya koyduğunu ifade etti. 2004 yılının ilk çeyreğindeki büyüme
rakamlarının çok ümit verici olduğunu kaydeden Erdoğan, yıl sonu
için belirlenen yüzde 5 büyüme hedefinin rahatlıkla aşılabileceğini
söylemenin gerçekçi bir değerlendirme olacağını dile getirdi.
''TEFE ve TÜFE'de bir kere daha eksi enflasyonu gördük. Enflasyonda
önümüzdeki aylarda dönem dönem artışlar olabilir'' diyen Erdoğan,
yıl sonu için belirlenen yüzde 12 hedefinin çok daha mümkün
göründüğünü anlattı. ''YENİ LİRA VE KURUŞA ŞİMDİDEN HAZIRLANIN''
Enflasyonla mücadelede Hükümet'in elde ettiği başarının bir sonucu
olarak, Yeni Türk Lirası'nın 1 Ocak 2005 tarihinde tedavüle
gireceğini anımsatan Erdoğan, ''Özel sektörümüz ve vatandaşımız
kendilerini Yeni Lira ve Yeni Kuruş'a şimdiden hazırlasınlar'' diye
konuştu. Şubat 2001 krizinden sonra ihracatın Türkiye'nin büyümesi
ve kalkınması açısından taşıdığı önemin daha iyi anlaşıldığını
kaydeden Erdoğan, bu nedenle Hükümet'in ihracat konusuna özel bir
önem verdiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, ihracatçıları bir kez
daha tebrik ettiğini ifade ederek, ''Kriz dönemlerindeki o dik
duruşunuz olmasaydı, Türkiye bir Arjantin, bir Brezilya olabilirdi.
O dönemlerde dünyayı dolaştınız ve ihracatımızı devam ettirdiniz''
diye konuştu. 2003 yılının ihracat bakımından parlak bir yıl
olduğuna dikkati çeken Erdoğan, 2004 ihracat rakamlarının da 2003'e
oranla daha parlak göründüğünü söyledi. İhracat rakamları göz
önünde tutulduğunda ekonomik programda yıl sonu için öngörülen 51.5
milyar dolarlık ihracat hedefinin kolaylıkla aşılabileceğini
anlatan Erdoğan, yıl sonunda 60 milyar dolar gibi rekor bir
seviyenin yakalanabileceğine de işaret etti.