Erdoğan sıkletinin üstüne çıkıyor!
Abone olFT, Türkiye'nin dış politikasını irdelediği yazıda, son dönemde Türkiye'nin bölgede giderek sertleşen söylemlerine dikkat çekiyor; Ankara'nın ABD'nin müttefiki olarak görülen ve itilip kakılamayacak bir kimlik oluşturmak istediğini vurguluyor.
Financial Times gazetesindeki Daniel Dombey imzalı
yazıda, Türkiye'nin "sıkletinin üstünde bir çabanın içinde
göründüğü" kaydededilerek, Türk diplomasisinin, yeni bir
felsefeyle, "sinir bozucu, ama Orta Doğu'da ve ötesinde
büyük fark yaratabilecek, bağımsız davranabilen, vazgeçilmez bir
ülke" olmaya çalıştığı belirtiliyor.
"Avrupa Birliği'yle ilişkilerdeki kırılma, Kıbrıs ve eski müttefik İsrail'le yaşanan gerilimler, Kuzey Irak'a sınırötesi operasyon tehdidi" örneklerini sıralayan Financial Times muhabiri, Arap Baharı konusunda ilk zamanlardaki yanlış adımların ardından Ankara'nın "komşularla sıfır sorun politikası"ndan, Arap Baharı protestocularına desteğini ilan ettiği bir politikaya yöneldiğini kaydediyor ve "aslında sıfır sorun da, uygulamada, komşu baskıcı rejimlerle sıfır sorun anlamına geliyordu" diyor.
Başbakan'ın dış politika danışmanı İbrahim Kalın'ın "kendilerini ciddiye aldığı, kaygılarını seslendirdiği, küresel düzeyde adalet mücadelesi verdiği için, Arap kitlelerinin Erdoğan'ı neredeyse bir idol olarak gördükleri" değerlendirmesine atıf yapan Dombey, bu söylemin ve buna ilişkin heveslerin abartılı olabileceğini, bazı Türklerin ve Batılı diplomatların, Türkiye'nin kendine aşırı güvendiği görüşünde olduklarını da aktarıyor.
Türkiye'nin dışarıda daha az konuşulan hamleler de yaptığını da kaydeden Financial Times muhabiri, Ankara'nın son dönemde yakınlaştığı İran'dan gelecek füze tehdidine karşı kurulacak NATO radar üssüne evsahipliğini kabul ettiğini, Suriye'ye karşı yaptırım uygulamaya niyetini açıkladığını, ayrıca Mısır'da lâik bir sistem çağrısı yaptığını anımsatıyor.
"Washington'un isteğini yerine getirerek radar üssüne
izin vermesi İran'ı, lâiklik çağrıları ise Müslüman Kardeşleri
kızdırdı" diyen Daniel Dombey, yazısını, "Ama
işler planlandığı gibi de gitmeyebilir. Doğu Akdeniz'de bir çatışma
Ankara için bir felaket olabilir. Sınırötesi operasyonlar hep mutlu
sonla bitmiyor. İran'a karşı füze savunma, Suriye'ye yaptırımlar
etkisiz kalabilir. Türkiye'nin İsrail karşıtı söyleminin yarattığı
öfke, Kongre'nin, Predatör'lerin Kürt militanlara karşı
kullanılmasına engel çıkarmasına neden olabilir" diye
sürdürüyor.
FT yorumcusu, geçen hafta BM binasına girişinde Başbakan Erdoğan'ın korumalarının karıştığı kavgaya atıfla da, şunları söylüyor:
''Birleşmiş Milletler'de kendisine eşlik eden korumaları gibi, Erdoğan, gücünü sınamaktan asla korkmayan biri. Çetin bir karışım. Hiddetli söylemlerine karşın müttefikleriyle uyumlu bir lider ve büyük stratejisi olan bir kavgacı.''