Erdoğan ŞAİBELİ BİRİ
Abone olCHP lideri Baykal, "Erdoğan şaibeler taşıyan birisi. Öyle bir adam Atatürk'ün koltuğuna oturamaz" dedi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Partiler arası bir ittifak
teklifi; hukuka, Anayasa'ya ve yasalara da aykırıdır, siyasi etiğe
de uygun değildir'' dedi.
Baykal, CNN Türk kanalında yayınlanan ''Ankara Kulisi'' programında
yaptığı açıklamada, son günlerde kamuoyunda tartışılan siyasi
ittifak ve Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin değerlendirmelerde
bulundu.
Tehlikeleri görerek, bir yıl öncesinden çağrıda bulunduklarını
belirten Baykal, çağrılarının partilere değil halka olduğunu
belirtti. Baykal, şunları kaydetti: ''Bizim çağrımız, siyasi
hayatta çok konuşulmuş ve etkinliğini kaybetmiş olan ittifak ya da
birleşme, bütünleşme, seçim işbirliği gibi bir çağrı niteliğinde
değil. Biz, partilere yönelik bir çağrı yapmadık. Ben partilere
yönelik çağrıların çok umutlu olmadığını bilirim, buradan fazla bir
şey çıkmayacağını bilirim, geçmişte bunu denedik. Partiyi ikna
etmekten daha mümkün, uygun olanı; 'vatandaşı ikna etmektir' diye
düşünüyorum. Vatandaşın sağduyusuna güveniyorum. Biz çağrımızı, ne
siyasi partilere yaptık ne de devletin cumhuriyete karşı özel bir
sorumluluk üstlenmiş olan kurumlarına yaptık. Seçim sistemimiz,
partilerin hukuki işbirliğine imkan tanımaz. Şu anda partiler arası
bir ittifak teklifi hukuka aykırıdır. Anayasa'ya aykırıdır,
yasalara da aykırıdır, siyasi etiğe de uygun değildir. Düşünülen
model çoğu kere hülle diye bilinen kanuna karşı hile niteliğinde
bir iş birliğidir ve o iş birliği geçmişte yapılmıştır, ama olumlu
bir sonuç vermemiştir.''
Partiler arası iş birliğinin olası olmadığını yineleyen Baykal,
''Partiler, partiler arası iş birliği ihtiyacını ciddi olarak
hissediyorlarsa, bir süre sonra otururlar bir tek parti haline
dönüşmenin yolunu bulurlar. Bunu içine sindirmeden iş birliği
yapmak samimi olmaz. İkna edici ve etkili olmaz'' diye konuştu.
Baykal, son günlerde partiler arası ittifak tartışmalarının
yoğunlaşmasının iki sebebi olduğunu belirterek, ''Bunlardan ilki,
siyasi anlamda toparlanma, siyasi güçlerin bütünlük sergilemesi
ihtiyacıdır'' dedi. Baykal, siyasetçileri ''siyasi personel''
olarak niteleyerek, ''ikinci olarak siyasi personelin de önemli bir
kısmı boşlukta kalmıştır, nerede siyaset yapacağını
bilememektedir'' diye konuştu. Baykal, ''solda neden birlik
olmuyor'' şeklindeki soruyu yanıtlarken, solda yer alan siyasi
personelin dağınık olduğunu, ancak solda yer alan halkta dağınıklık
bulunmadığını kaydetti. Deniz Baykal, oy kullanmayan yaklaşık 9
milyon kişinin ciddi bir potansiyel olduğunu ve bu seçmeni kazanmak
gerektiğini bildirdi. Baykal, ''siyasete dönüş sinyalleri veren''
eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın, Türkiye ve AB ile ilgili
teşhislerinin görmezden gelinemeyeceğini de söyledi.
-CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ-
Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Benim dışımda da biri
aday olabilir'' sözlerini ile kendi adaylığını ilan ettiğini öne
sürdü.
Erdoğan'ın bu sözleri ile kamuoyunu hazırlama çalışmalarına
giriştiğini savunan Baykal, ''siyasi formayı çıkarmalı'' sözlerinin
ise samimiyeti yansıtmadığını savundu. Cumhurbaşkanlığının en
önemli yetkisinin; Türkiye'de kurumları oluşturması, Anayasanın
temel karakterini veren ana kurumların oluşumunu ve bunların uyum
içerisinde çalışmasını sağlamak olduğuna işaret eden Baykal;
''Anayasa Mahkemesi'ni gerekirse kaldırabiliriz'' diyen, kurumlar
arası çatışmanın kahramanı olmuş, Danıştay'a 'efendi efendi' diye
hitap etmiş, en ağır suçlamaları yapmış bir insanın, o kurumların
da sahibi, savunucusu, kucaklayıcısı bir cumhurbaşkanı konumunda
beklenen çalışmayı yapacağına inanmak mümkün müdür ?'' dedi.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hakkındaki yolsuzluk
iddialarının hesabını vermemiş bir adamdan cumhurbaşkanı olur mu?
Hakkındaki iddialarının hesabını, dokunulmazlık zırhının arkasına
saklanarak örtbas etmiş bir adamdan cumhurbaşkanı seçilir mi?
Hakkında yolsuzluk iddiası olan bir insan benim anlayışıma göre,
milletvekili olamaz, bakan olamaz, başbakan olamaz, cumhurbaşkanı
hiç olamaz, Atatürk'ün koltuğuna, yolsuzlukla itham edilen bir adam
oturamaz, oturamamalıdır. Bugüne kadar cumhurbaşkanlığı koltuğuna
oturmuş insanların hiçbirisi hakkında hiç bir zaman böyle bir
iddia, böyle bir dedikodu yapılmamıştır.''