Erdoğan Putin görüşmesi canına okuyabilir!
Abone olİNGİLTERE'de yayınlanan Financial Times gazetesi Erdoğan-Putin görüşmesini bugünkü sayfalarına taşıdı. Gazete darbe girişimi sonrası alınan adli tedbirler üzerinden Türkiye'yi tehdit etmekten de geri durmadı.
İNGİLTERE'de yayınlanan Financial Times gazetesinde yayımlanan editoryal görüş yazısında, 'Türk-Rus yakınlaşmasının Batı'da kaygı yarattığı, Rus lider Putin'in Türkiye ve NATO'yu birbirine düşürmek için her fırsatı da değerlendireceği' belirtildi.
Gazete, "Batı'nın, Türkiye'nin otokrasiye sürüklenme kaygılarına rağmen Erdoğan'dan vazgeçmesi için çok erken" yorumunu yaptı.
CANINA OKUYABİLİR
Gazete bir de tehditte bulundu:
"Darbeyi takip eden dönemdeki sıkı tedbirler Türkiye'nin uzatmalı AB üyelik arayışının canına okuyabilir."
EYLEM PLANI
Putin-Erdoğan görüşmesi: Suriye'nin ayrıca görüşülmesi akıllıca
Yazının başında Batı'nın Türkiye ile ilişkilerinde son dönemde yaşanan sorunların 15 Temmuz darbe girişimi ardından derinleştiğini, Erdoğan'ın Rusya ziyaretinin böyle bir dönemde gerçekleştiğini ve Türkiye'nin NATO ve AB'deki müttefiklerinin kaygı içinde olduğu belirtiliyor.
Yazıda Batı'nın Türkiye'yle ilişkilerinde diplomatik bir ikilem içinde yer aldığı belirtiliyor özetle şu yorumlar aktarılıyor:
"Türkiye'nin NATO ve Avrupa'daki müttefikleri için kaygı duyacakları çok şey var. Darbeyi takip eden dönemdeki sıkı tedbirler (16 bin kişi tutuklandı, binlerce kişi kamu sektöründen temizlendi, medya organları kapatıldı ve Erdoğan idam cezasını geri getirme tehdidinde bulundu) Türkiye'nin uzatmalı AB üyelik arayışının canına okuyabilir.
"Amerikan karşıtı duygular ABD'nin, Türkiye'nin darbeden sorumlu tuttuğu din adamı Fethullah Gülen'i iade etmeyi reddetmesiyle ateşlendi.
"Putin liberal demokrasilerin eleştirisine maruz kalan güçlü bir ahbabını desteklemekten mutlu. Türkiye ve NATO'daki müttefiklerini birbirine düşürmek için her fırsatı da değerlendirecektir. Bu, Suriye'deki Batı siyaseti için acil riskler taşıyor.
"Ana kaygısı Suriye Kürtlerinin isteklerini sınırlandırmak olan Türkiye, IŞİD'e karşı mücadelede güvenilmez bir ortaktı ancak Suriye'de Beşar Esad'la savaşan isyancı grupları silahlandırmada çok önemli bir mecraydı. Türkiye şimdi, Moskova'nın, Esad'ın herhangi bir geçiş süreci sırasında iktidarda kalması gerektiğine dair pozisyonunu üstü kapalı bir biçimde kabul etmesi için baskı altında olacak.
BATI TÜRKİYE'YE TAVİZ VERMEMELİ AMA...
"Bu risklere rağmen Suriye'yle ilgili Rus-Türk görüşmelerinin olumlu etkileri olabilir. Bu ülkelerin dahli olmadan bir siyasi çözüm olamaz ve Halep'teki kuşatmanın sonlanması iki ülkenin de çıkarına. Kuşatma, Rusya'nın hava gücünün sınırlarını ortaya koyarken Türkiye'ye yeni bir mülteci akışına da yol açabilir.
ERDOĞAN'DAN VAZGEÇMESİ İÇİN ÇOK ERKEN
"Batı'nın, Türkiye'nin otokrasiye sürüklenme kaygılarına rağmen Erdoğan'dan vazgeçmesi için çok erken. Moskova ziyareti, onun Batı'ya yönelik hesaplanmış bir önemsememe hareketi ama aynı zamanda pragmatizminin de göstergesi.
Türkiye'nin tüm komşularıyla kavga çıkarmaya gücü yetmez. Terörist saldırılar ve siyasi istikrarsızlık turistleri ve de aynı şekilde yatırımcıları korkutup kaçırıyor. Rusya, yaptırımları kaldırır ve enerji anlaşmalarını canlandırırsa ekonomik sıkışmışlığı dindirebilir. Ancak Avrupa Birliği çok daha önemli bir ticari ortak olarak durmaya devam ediyor ve NATO da savaş halindeki bölgedeki güvenliğin en iyi garantisi. Düşündüklerinden çok daha fazla manivela gücüne sahip olabilirler.
Türkiye Brüksel'le, mülteci krizi üzerine sıkı bir pazarlık yaptı ancak darbe girişiminin kıyılarındaki devriye faaliyetlerine engel olmasına rağmen mülteci akışında bir artış olmadı. Dahası, Erdoğan hâlâ Batı'nın ne düşündüğünü önemsiyor.
AB ve ABD Türkiye'yle ilişkilerinde taviz vermemeli. Hukukun üstünlüğüne yönelik her ihlali kınamalı ve Ankara'nın Gülen'in iadesini talebini desteklemek için kanıt sunması gerektiğinde ısrar etmeli. Türkiye'nin içeride ve sınırlarında karşılaştığı sorunları da kabul etmeliler."