'Erdoğan, polisle Erbakan'ın evini kuşattırdı' Ali Karahasanoğlu'ndan Temel Karamollaoğlu'na hodri meydan

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki sözleri tartışma konusu oldu.

KRT televizyonuna konuk olan Karamollaoğlu, Erbakan'ın yargılandığı "kayıp trilyon" davasına değinerek “Erbakan Hoca, 2006 yılında hapse mahkûm olduğunda Tayyip Erdoğan, polisle evini kuşattırdı.” dedi.

Karamollaoğlu'nun açıklamaları, Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu'nun gündemindeydi. 

O cezayı kim verdirdi?

"Hodri meydan Temel bey!" başlıklı yazısında Karahasanoğlu, "Özür dilerim Temel bey, “Önce cezadan başlayalım.. O cezayı Erbakan hocaya kim verdirdi?” İstifa ettiklerinde CHP’nin kapısını çalan. Görev başında iken de sürekli CHP’lilerle sohbet eden hakimler, savcılar değil mi? Erdoğan mı, davayı açtırmıştı? Yoksa CHP’nin Adalet Bakanlarının döneminde etkin görevlere getirilen hakimler mi Erbakan’a mahkumiyet kararını vermişti? Bugünlerde Erdoğan’ devirmek için, SP’nin desteğine ihtiyaç duyan sol kesimin baskıları ile, attıkları manşetlerle, Erbakan’ın evine polis gitmiş olabilir.." ifadelerine yer verdi.

"Emine hanım GATA'dan içeri giremiyordu"

2006 yılında hükümetin iktidar olduğunu ancak muktedir olamadığı bir dönem olduğuna dikkat çeken yazar, "Ama hatırlatayım, 2006’da Erdoğan’ın eşi Emine hanım, GATA’dan içeri giremiyordu, başındaki örtüsü sebebi ile.." görüşünü paylaştı.

Karamollaoğlu'nun "Erbakan'ı kötü göstermek için hapse attıracaktı sözlerine tepki gösteren Karahasanoğlu, konuya ilişkin yazısında şu ifadelere yer verdi: 

Cumhuriyet gazetesinde bakın ne yazıyor?

"Şimdilerde Temel beyi yere göğe sığdıramayan (Çünkü Tayyip Erdoğan’ı devirmek üzere CHP ile SP anlaştılar. CHP’nin yayın organı Cumhuryet de, Erdoğan’ı devirmek için, SP’ye toz kondurmuyor.) Cumhuriyet gazetesin bakın ne yazıyor?

Bakalım, Erbakan’ı ilzam ettirmek isteyenler CHP’liler miymiş, Erdoğan mıymış?

Tarih: 8 Haziran 2006. Cumhuriyet’in başlığı şöyle:

“Erbakan’a AKP kıyağıyla ev hapsi”

Buyrun Temel bey, Cumhuriyet gazetesi, “AKP kıyağıyla ev hapsi.” diyor.

Yani, “Aslında cezaevine konulması gerekiyordu. Ama AK Parti kanun çıkardı.. Cezaevinden kurtardı” diyor..

Siz ise, tam aksini söylüyorsunuz.. Çözelim şu olayı.. Çıkartalım gerçeği ortaya.. Haydi Temel bey.. Siz haklı çıkarsanız, kırayım kalemi..

Haydi rica ediyorum size. Olur ya, biz kafayı yemiş olabiliriz.. Efsunlanmış olabiliriz. Beynimizi birileri esir almış olabilir..

Biz baktığımızda, “AK Parti, Erbakan hocayı CHP’lilerin verdirdiği cezadan kurtardı”’ diye biliyoruz..

Arşive girdiğimizde, bu yönde onlarca belge buluyoruz..

Siz ise, cezayı kimin verdirdiğini atlayıp, o tarihde “İktidarda olduğu halde muktedir olamayan” Ak Parti’yi suçlayıp, muhalefette olduğu halde iktidarda imiş gibi ülkeyi yönetmeye kalkan CHP’lilerin işlemlerini, Erdoğan’a mal ediyorsunuz..

Hodri meydan..

Cezayı kim verdirdi? CHP’liler değil mi?  Kim alkışladı? CHP’liler değil mi? Erbakan’ı cezaevinden kim kurtardı? AK Partililer değil mi? Cumhuriyet gazetesi açık açık ilan ediyor bunu. Haydi Temel bey, bekliyorum sizi."

Karahasanoğlu'nun yazısının tamamı

Ne olmuştu?

Erbakan, kamuoyunda ''Kayıp Trilyon'' davası olarak bilinen davada, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 Mart 2002'de ''özel evrakta sahtecilik'' suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum oldu.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Erbakan'ın cezasını onadı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ''Kayıp Trilyon Davası''nda mahkum olan ve mahkumiyet kararları kesinleşen Erbakan dahil 6 kişinin parti üyeliğinden çıkarılması ve partideki organlardaki görevlerine son verilmesini isteyince Erbakan, 30 Ocak 2004'te Saadet Partisi Genel Başkanlığından ve parti üyeliğinden ayrıldı.

Ankara Numune Hastanesinden aldığı sağlık raporu doğrultusunda infazı ertelen Erbakan'ın ''Kayıp Trilyon'' davasında aldığı hapis cezası TCK'da yapılan değişiklik uyarınca ev hapsine çevrildi. Erbakan ev hapsini çekerken Adli Tıp Kurumunun ''sürekli hastalık'' raporu doğrultusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 19 Ağustos 2008'de affedildi.