Erdoğan PKK'lılara bu güvenceyi verdi
Abone olBaşbakan Erdoğan PKK'nın silah bırakma döneminde izleyecekleri yolu açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Danimarka'dan Hollanda'ya
geçtiği akşam gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Barış süreci
ile ilgili değerlendirmeler yapan Erdoğan, çekilme sürecinde
infazların olmayacağını vurguladı.
Silah bırakma için kastettiklerinin eyleme karışan
PKK'lılar olduğunu belirten Erdoğan suça karışmamış olup da dağda
bulunanların bu kapsamda olmadığını yurda girebileceğini
söyledi.
İşte Habertürk'teki Erdoğan röportajı:
* Türkiye’de AK Parti binasına ve Adalet Bakanlığı’na
dönük saldırılarla ilgili son bilgiler ulaştı mı
size?
- Saldırının teknik boyutları belli... Genel Merkez’imize lav
silahlı saldırı oldu.
* Lav silahının Suriye’den geldiği iddiası
var?
- Bana gelen öyle bir bilgi yok. Benim çalışma odam ile alt oda
arası kirişe denk gelmiş. Toplantı odasının yanındaki cam
parçalanmış. Saldırgan orada silahını ve çantasını bırakıyor.
Silaha ait bazı malzemeler çıkıyor. Parmak izleri bulunuyor. MOBESE
kamerasından da tespitler var.
Adalet Bakanlığı’mıza saldırının da MOBESE kayıtları çok net.
Başbakanlığın güvenlik kamerasından çekilen görüntüler çok net. O
çok kalabalık caddede vatandaşın yanından iki adet el bombası
atıyor. El bombaları Rus yapımı... Çok şükür büyük çaplı bir kayıp
olmuyor. Ama Adalet Bakanlığı’nın çalışanları da sivil...
Saldırganın eşkâli itibarıyla tespitlerimiz var. DHKP-C’nin sayısal
olarak az militana sahip olması nedeniyle “Yakalanma süreci hızlı
olabilir” deniyor.
‘ERGENEKONVARİ OLAYLARLA İRTİBATLI’
* Saldırının Ergenekon’la ilgili olduğunu açıkladınız
Kopenhag’da...
- Ergenekonvari olayları değerlendirdiğiniz zaman bunlarla
irtibatlı olayları görüyorsunuz. Çözüm sürecini baltalama, partimiz
açısından milli iradeye saldırı söz konusu. Ergenekon bakımından
bakanlığa saldırı da olabilir. Baktığınız zaman Susurluk’ta da
benzer durumlar var. Son DHKP-C eylemlerine baktığınızda da
paralellikler söz konusu. Son operasyonlarda 170 kişi tutuklandı.
Bu onları ister istemez tahrik ediyor. DHKP-C taşeron bir örgüt
zaten. Dursun Karataş’tan sonra bir boşluğa düşmüşlerdi. Şimdi
toparlanma çabası içindeler. Reklam peşindeler.
* Ergenekon’da savcı mütalaasını verdi. 64 kişi hakkında
müebbet hapis istedi. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Yargı süreçleri konusunda tavrım bellidir. Burada iddianame ve
mütalaa yayınlandı. Çok ciddi sayıda müebbet talebi var. İşin tabii
manidar yanı da terör örgütü üyeliğinden değil, darbeye teşebbüsten
bu cezaların istenmesi. Terörist olmaktan çıkarıyor ama kararı
ağırlaştırıyor. Hükümeti esas alan bir karar talep ediliyor. Cezası
ağır olan tercih ediliyor.
* Başbuğ için “Tutuksuz yargılanmalı” demiştiniz.
Gelinen noktada savcının talebi doğrultusunda tutukluluğun daha
doğru olduğunu düşünüyor musunuz?
- Şu anda böyle bir değerlendirme doğru değil. Sürecin
tamamlanmasını beklemek en sağlıklı olanı.
‘NEREYE İSTERLERSE GİDERLER’
* Çözüm sağlanırsa, PKK lider kadrosunun İskandinav
ülkelerine gönderilmesi geçmişte gündeme gelmişti. Danimarka
temaslarınızda bu konu gündeme geldi mi?
- Danimarka’daki temaslarımda hiç böyle bir gündemimiz olmadı.
* BDP ve Kürt kaynaklar sürekli olarak bir “Meclis”
vurgusu yapıyor. Ne talep ediyorlar?
- Şu anda Meclis’in yapacağı bir şey yok. Geri çekilme için
Meclis’e düşen bir şey yok. Türkiye’de hükümet var. Muhatap
hükümettir. Hükümet ne yapması gerekiyorsa onu yapacak. Süreci
yasal çerçevede yürütme konusunda hassasiyetimiz var. Habur’un şova
dönüştürülmesi, önceki sürecin bitişi oldu. Yenisine göz yummayız.
Şimdi çok farklı bir süreç işliyor. Geçmişte PKK çekilirken malum
infazlar yapıldı. Şimdi biz hükümet olarak bu yönde
düşünmüyoruz.
* İnfazlar derken...
- Faili meçhulleri ve JİTEM kılıfında yapılanları kastediyorum.
Daha önce çekilme döneminde yaşanan bazı tatsız olayları
kastediyorum. Bu tür infazların teşvikçisi olmayacağız. Fırsat da
vermeyeceğiz. Ülkenin huzuruna katkı verecek şekilde şekillenmesini
istiyoruz.
* Sınır dışına çekilme sırasında herhangi bir ülkeye,
örneğin Irak veya Suriye’ye bir yönlendirmeniz olacak
mı?
- Bu onların karar vereceği bir şey. Nereye isterlerse
giderler...
* Sürece sabotajları engellemek için çekilme amaçlı bir
güvenli koridor açma söz konusu olacak mı?
- Sürece sabotajlar kendi içlerinde de olabilir. Başka ülkelerden
de gelebilir. BDP bu nedenle bir komisyon kurulmasını istiyor.
- Meclis’i sürece dahil ederek PKK’nın muhataplık seviyesini
yükseltmek ve meşruiyet kazandırmak istiyorlar.
- Örgüte meşruiyet kazandırma gayreti içindeler. Ama bu meşruiyet
olmayacak.
ÖCALAN'IN MEKTUBUNUN TAM
METNİ... (OKUMAK İÇİN TIKLAYIN)
‘SADECE DAĞA ÇIKMALARI SUÇ DEĞİL’
* Kamuoyunda bir kafa karışıklığı var. “Silah bırakma”
ile neyi kastediyorsunuz?
- Zaten eyleme karışmamış olanlar için yurtdışında da içeride de
olsalar, sadece dağa çıkmış olmaları suç teşkil etmiyor. Herhangi
bir kapıdan girebilirler. Yurtiçinde savcıya çıkabilirler. Habur’da
bu tür şeyin önü açıldı zaten. Yani “Suça karışmamış olan
ailesine kavuşsun” diyoruz. Türkiye sınırları içerisinde
silahlı bir faaliyet olmasın istiyoruz.
* Geçmişte Kandil’de bile suça karışmamış olanların
Mahmur’a gelmesi ve Türkiye’ye girişleri gündeme getirilmişti. Yine
söz konusu mu?
- Mahmur biraz da Birleşmiş Milletler ile alakalı. Burada tabii
Kuzey Irak yönetiminin de devrede olması lazım. Ama Mahmur illa
sürecin parçası değil. Birinci önceliğimiz, içeridekilerin terki.
Kendileri de 1400-1500 civarında olduğunu ifade ediyorlar.
* Sürecin 2013 sonuna kadar tamamlanmasının beklendiği
ifade ediliyor. Hedef 2013 mü?
- Bu bizim hedefimiz. 2014 sağlıklı bir seçim yılı olur. BDP’nin de
faydasına bu.
* Kolombiya hükümeti ile FARC arasındaki sürecin de
2013’te tamamlanması planlanıyor. Bir paralellik söz
konusu...
- Kolombiya’daki süreçle bir ilgisi yok. IRA, ETA, Sri Lanka ve
Kolombiya’daki yapıları inceledim. Hiçbirisi bizimle uyuşmuyor.
‘BATILI ÜLKELER DESTEK VERMİYOR’
* İmralı’ya yeniden heyet gitmesi söz konusu olur
mu?
- Şartlar gerektirirse yine olur. Onlar talep ederse bakılır. Bu
işin koordinesinde değerlendirilir.
* Çözüm süreci bu kez milli bir proje olarak yürüyor.
Batılı ülkeler tepki vermiyorlar...
- Tepki vermediklerini kim söylüyor. Veriyorlar ama destek
vermiyorlar. Irak’ı, İran’ın kucağına itiyorlar. Oranın enerji
kaynaklarına hâkimler. Güdümlü bir iktidarın devam etmesini
istiyorlar. Kuzey’de de Güney’de de çok şey yapıyorlar. En son
Sadr’ın Maliki ile ilgili yaptığı açıklamaya bakın. Zehir zemberek.
Maliki yerel seçimleri 6 ay öteledi. Otokratik bir yapı söz konusu.
Talabani’nin yokluğunu da kullanıyorlar. Şimdi ona kimin vekâlet
ettiğine bakın. Geçmişte Haşimi ve Adil Mehdi gibi karşılığı olan
isimler cumhurbaşkanına vekâlet ediyordu. Bugün vekâlet edeni kimse
tanımıyor. Musul ve Ambar’daki seçim sonuçları çok önemli.
* ABD, İran-Suriye eksenine karşı Türkiye’nin kiminle
ittifak edeceğini düşünmüyor mu?
- Türkiye bölgede, Suriye’de herkesle ittifak kurabilir. Suriye’de
sadece rejimle müttefik olamayız. Orada gelişmeler hızlandı.
Başbakan seçtiler. Arap Birliği yeni belirlenen hükümeti kabul
edecek. Bu çok önemli bir adım olacak. Yeni hükümet Halep, İdlib
gibi uygun gördükleri bir yerde, içeride görev yürütecek. Final
sürecinin içindeler. Zannediyorum artık Rusya da yeniden
değerlendirme yapma ihtiyacında olacak. Obama’nın Ortadoğu ziyareti
bu açıdan da önemli.
* Kerkük yeniden ısıtılıyor. En çok bombalı saldırılar
orada oluyor. Türkiye’nin oradaki kırmızı çizgileri ne
olacak?
- Kerkük özel statüye sahip olmalı. Kimseye ait olmamalı. Başından
bu yana bunu söyledik. Yine böyle düşünüyoruz.
‘Eleştiriler ufkumuzu açar ama hakaret etmeyin’
* Bülent Arınç, Milliyet’in tutanakları yayınlamasının “gazetecilik başarısı” olduğunu söyledi.
- Bülent Bey böyle bir şey söyledi ise yanlış yapmıştır. O süreçte o metin başka gazetelere de servis yapılmak istendi. Kabul etmediler...