Erdoğan onbinlere seslendi
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, "andımız" tartışmalarına Adana’dan cevap verdi.<br/>Başbakan Erdoğan, 2 gün sürecek olan Adana temaslarının...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "andımız" tartışmalarına
Adana’dan cevap verdi.
Başbakan Erdoğan, 2 gün sürecek olan Adana temaslarının ilk gününde
valiliği ziyaretinin ardından İstasyon Meydanı’na geldi. Burada
Adanalıların sevgi gösterileri ile karşılanan Erdoğan, miting
alanında onbinlere seslendi. Başbakan Erdoğan, Adanalılara yöresel
tabirle “Gadasını aldıklarım” diye seslenerek başladığı
konuşmasında, yakın zamanda birçok ilde yaptıkları toplu açılışlara
ve toplam maliyetlerine dikkat çekerek, “Türkiye’de adeta hizmet
hasadı yapıyoruz” dedi. Erdoğan şunları söyledi:
“Gadasını aldıklarım. Sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum.
Adana’mıza, tüm ilçelerimize hayırlı olmasını niyaz ediyorum. 14
Eylül’de Adıyaman’daydık, 810 milyonluk açılış gerçekleştirdik.
Önceki hafta sonu Malatya’daydık, tam 776 trilyon liralık 93 ayrı
eserin açılışını yaptık. Geçen hafta Denizli’de 876 trilyonluk 84
eserin açılışını yaptık. Bugün Adana’dayız. Sizinleyiz Adana ve
ilçelerinde 2 gün boyunca büyük bir açılış coşkusunu sizlerle
birlikte yaşıyoruz. Burada bir tek açılış töreniyle Adana ve
ilçelerinde 837 trilyonluk 80 farklı eseri resmen Adana’mıza
kazandırıyoruz. Yarın Kozan’a gideceğiz. Orada da yine 13 ayrı
eseri açacağız. Oradan Ceyhan’a geçeceğiz ve Ceyhan’da da 9 ayrı
eserin açılışını yapacağız. Kozan ve Ceyhan’ı da ilave ettiğimizde
2 gün boyunca 102 kalem hizmetin toplam tutarı 860 trilyon lira.
Son bir ay içerisinde sadece 4 şehrimizin Adıyaman, Malatya,
Denizli ve Adana’ya kazandırdığımız toplam yatırımların tutarı 3
katrilyon 326 trilyon lira. Adeta bir hizmet hasadı
gerçekleştiriyoruz. Toprağa attığımız tohumlar filiz oldu, fidan
oldu, ağaç oldu, meyve vermeye başladı. Şimdi hamdolsun o meyveleri
topluyoruz. Hep beraber topluyoruz. Adana’da topluyoruz, Denizli’de
topluyoruz, Malatya’da ve Adıyaman’da topladık. Ülkemizin 81
vilayetinde topluyoruz. Şurada var, burada yok. Asla bizim
kitabımızda bu yok. İşte Adana bugün yaptığımız açılışla Yüreğir,
Karaisalı, Seyhan, Sarıçam, İmamoğlu, Yumurtalık, Çukurova,
Saimbeyli, Aladağ, Pozantı ilçelerimizde 38 farklı eğitim tesisini
bugün hizmete alıyoruz. Bu 38 kalem eğitim hizmetinin içinde
anaokulları var, ilkokul ve ortaokullar var. İmam hatip liseleri
var, Anadolu imam hatip liseleri var, meslek liseleri, pansiyonlar
var. Özellikle hayırseverlerimize bu derslikleri, bu eğitim
hizmetlerini Adana’mıza kazandırdıkları için teşekkür ediyorum.
Ulaştırma, Denizcilik Bakanlığımız eliyle Havalimanı Kavşağı’nı
tamamladık. Buraya 18 trilyon yatırım yaptık. Bugün açılışını
yapıyoruz. Kültür ve Turizm, Enerji ve Tabii, Orman ve Su İşleri,
Gıda ve Tarım, İçişleri bakanlıklarının Adana’da tamamladıkları
yatırımları da bugün burada hizmete alıyoruz. TOKİ’nin Sarıçam ve
Yüreğir’de başlattığı projeler tamamlandı. İki ilçemizde toplam 2
bin 304 konutu bugün hak sahiplerine teslim ediyoruz. Özel
sektörümüz Adana ve ilçelerinde 596 trilyon liralık yatırım
gerçekleştirdi. Burada özellikle Mehmet Başpınar kardeşimizi
yürekten tebrik ediyorum. Bu kardeşimiz 525 trilyonluk bir
yatırımla Adana’ya 350 işyeri kapasiteli bir sanayi sitesi
kazandırdı. Mehmet Başpınar orta ölçekli sanayi sitemizin de
Adana’mıza hayırlı olmasını diliyorum. Yine özel sektörümüz
tarafından yapımı tamamlanan iş adamlarımızı, girişimcilerimizi
tebrik ediyorum. Adana merkez ve ilçelerimize bu yatırımları
kazandıran bakan ve bakan arkadaşlarımıza, herkese teşekkür
ediyorum. Özel sektör ve girişimcilerimize şükranlarımı
sunuyorum.”
“EKONOMİ NEYDİ, NE OLDU ?”
Adana Ticaret Odası’nın Kısacıkzade Konağı’nı restore ettirerek
Adana’ya çok önemli bir kültür merkezi kazandırdığını da belirten
Başbakan Erdoğan, “Öncelikle Adana Ticaret Odamıza, sayın başkan ve
yönetim kuruluna bu güzel hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Bu konağın hem Adana hem de Türkiye tarihi açısından bir anlamı
var. Bu konak Kurtuluş Savaşımıza kadar Düyun-u Umumiye binası
olarak kullanılıyordu. Düyun-u Umumiye, Osmanlı’nın dış
borçlarıydı. 1854’te Osmanlı devleti hem dışarıdan hem de içerde
başta Galata bankerleri olmak üzere benim de söylediğim bir şey var
ya faiz lobisi, o gün de vardı, sermaye sahiplerinden borç aldı.
Devlet bu borçları ödeyemez hale geldi. Borç verenler tahsil için
bu kurumu oluşturdular. Osmanlı’nın içişlerine, bütçesine, tüm
gelirlerine müdahale ederek tahsil etmeye başladılar. Adana ve
İstanbul gibi büyük şehirlerde böyle merkezler oluşturuldu. Çoğu
yabancı olan temsilciler halkımıza çok zulüm ettiler. Vergi
topladılar, vergi vermeyenin malına el koydular, tarlalarını
yaktılar. Adeta milletin alın terini yağmaladılar. 1923’te
cumhuriyet kurulduğunda bu borçlar cumhuriyete devredildi. 1954’e
kadar bu borçları ödemek zorunda kaldık. 54 yılında merhum Menderes
döneminde son taksitler ödendi ve bu defter kapandı. Ama bu sefer
de cumhuriyet tarihinde dış borçlanma başladı. Türkiye başı
sıkıştıkça Uluslararası Para Fonu’ndan borçlanmaya başladı. Bugünün
Düyun-u Umumiye’si IMF. İşte biz göreve geldiğimizde oraya olan
borç neydi, 23,5 milyar dolardı. Kim borçlanmıştı, bizden
öncekiler. Yani MHP, yani DSP, yani ANAP üçlüsü borçlanmışlardı.
Öyle borçlandılar ki ödeyemez hale geldiler. Bizi delikli paralara
muhtaç ettiler. Şimdi bakın dış borçlarla ilgili yanıltıcı bilgiler
veriliyor. Buraya da Adana’ya da geliyor, yalan yanlış rakamlarla
Türkiye’nin dış borçlarını çarpıtmaya çalışıyorlar. Burada
manzarayı net bir şekilde anlatmak istiyorum. Halep ordaysa arşın
Adana’da. Biz 2002’nin sonunda görevi devraldığımızda kamu net borç
stokunun milli gelire oranı yüzde 61,5’tu. Yani bu ne demek.
Türkiye’nin her yüz lirasının 61,5 lirası borçtu. Şimdi ne oldu.
Biz bu oranı yüzde 17’ye kadar düşürdük. Yani yüz liranın 17 lirası
borç. 61,5 liradan 17 liraya. 2002 sonu itibariyle milli gelire
oran yüzde 74’tü. Yani yüz liranın 74 lirası borçtu. Bunu nereye
çektik, 36 lirası borç. 2002 yılında dünya piyasalarından iç
piyasadan borçlanırken yüzde 63 ile borçlanıyordu. Yani bizden
önceki iktidar döneminde. Yani MHP, DSP, ANAP iktidarı döneminde 63
lirası faizdi. Bu şimdi nereye düştü. Yüzde 7’ye düştü. Yani
aradaki fark 56 puan. Şimdi bu 56 kimin cebinde kalıyor. Benim
Adanalı çiftçimin, memurumun, işçimin, vatandaşımın cebinde
kalıyor. İşte farkımız bu. Yalan yanlış konuşanların yüzüne bunu
çarpmak lazım” diye konuştu.
ANDIMIZ TARTIŞMALARI
Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Milletimin 900 katrliyonunu tasarruf ettik. Millete kazandırdık,
adana ya kazandırdık, 81 vilayete kazandırdık. Eğitime, Adalete,
emniyete kazandırdık. Okulları böyle yaptık, hastaneleri, yolları,
köprüleri, hızlı trenleri, hava limanlarını böyle yaptık. Bunlar
olmasa bunlar yapılabilir miydi. Bitmedi biz görevi devraldığımızda
maalesef merkez bankamızın kasasındaki rakam 27,5 milyar dolardı.
Ama şimdi, onu 6’ya 7’ye katladık. Nereden nerelere geldik. Bu yıl
mayıs ayında biz IMF’ye olan borcu sıfırladık. Biliyorsunuz 14
mayıs ta son borcu ödedik ve borç bsitti. Şimdi buraya gelip te
milliyetçilikten bahsedenlere sesleniyorum Adana’ya gelip
ulusalcılık nutukları atanlara sesleniyorum. Ülkesini milletini
sevmek hakaret, öfke, nefret dolu nutuklar atmakla olmaz. Bunların
ülke ve millet için yaptıkları ortada. Kıyas bile kabul etmez.
Onlar ülkeyi borçlandırdı, biz borçları ödedik. Çiftçi kardeşim sen
Ziraat Bankası’ndan bir avuç krediyi yüzde 59 faizle alıyordun.
Şimdi 0,7 aralığında alıyorsun. Esnaf kardeşim sen halk bankasından
yüzde 5, ila yedi arasında alıyorsun. O zaman ki krediye göre 5-10
kat farkla alıyorsun. Bu ülkenin bizim aziz bayrağımızın bizim
pasaportumuzun itibarını yerlerde süründürdüler. Biz geldik
ülkemizin bayrağımızın TL’mizin pasaportumuzun itibarını iade
ettik. Kardeşlerim; bizim için milliyetçilik millet için hizmet
üretmek, milletin ihtiyaçlarına cevap vermektir. Her sabah,
çocukları sıraya dizip yağmurun sıcağın karın altında 33’lü
yıllardan kalma soğuk savaş döneminin demir perde ülkelerini
hatırlatan sloganlar attırmak milliyetçilik değildir. Milliyetçilik
o çocuklara okuyacakları okul inşa etmektir. O çocuklara insanca
eğitim görecekleri sınıf, en modern eğitim imkanlarını sunmaktır.
En önemlisi de çocuklara slogan attırmak değil, onlara vizyon, ufuk
sunmaktır. Onlara güçlü bir Türkiye bırakmaktır. Şimdi okullara,
akıllı tahtalar, tablet bilgisayarlar gelmeye başladı.
milliyetçilik bu. Öyle kafatası milliyetçiliğiyle ülkeler
kalkınmaz. Bunlar tarihleri boyunca ne yaptılar. Türküm dediler,
ama Türkiye’nin itibarını yerlerde süründürdüler. Doğruyum dediler,
çalışkanım dediler yan gelip yattılar. Kardeşler bal bal demekle
ağız tatlanmaz. Balı yersen ağız tatlanır. Lafla peynir gemisi
yürümez. Mesele slogan atmak değil, iş yapmak. Biz iş yapıyoruz,
eser üretiyoruz, ülkenin ve milletin gücüne güç katıyoruz. Biz
bunlara laf yetiştirmeye uğraşıp hizmetten geri durmayacağız. Artık
ana muhalefetin de yavru muhalefetin de liderlerinin ismini ağzıma
almayacağım dedim o işleri tamamen genel başkan yardımcılarıma
bıraktım. Yormaya gerek yok kendimizi. Karacaoğlan’ın çok anlamlı
bir nasihatı var. Diyor ki Karacaoğlan, mecliste arif ol, kelamı
dinle. El iki söylerse sen birin söyle. Elinden geldikçe sen iyilik
eyle. Hatıra dokunup, yıkıcı olma. Biz Adanalı Karacaoğlan’a kulak
verecek, iş üretecek, yıkıcı değil, yapıcı olmaya devam edeceğiz.
Türkiye’nin tersanelerinde yerli imkanlarla inşa edilen ikinci
savaş gemimizi deniz kuvvetlerine teslim ettik. 2004 yılında MİLGEM
adı verilen projeyi başlattık. Önceki hafta da 2. gemimizi yaptık.
Şu anda 2 geminin daha inşasına başladık. Türkiye dünyada kendi
savaş gemisini üreten 10 ülkeden biri konumuna yükseldi. 2003
yılından önce ordumuzun ihtiyaçlarının yüzde 75’i ithalatla
sağlanıyordu. Şu anda bir çok ihtiyacı içerde üretiyoruz. Yüzde
50’den fazlasını yerli imkanlarla artık kendimiz üretiyoruz.
Hayalleri hedefe, hedefleri gerçeğe dönüştürüyoruz. Türkiye’yi
güçlü bir ekonomi, güçlü bir demokrasi üzerine geleceğe
taşıyoruz.
BİR KULAĞIMIZ DA RABİA’DA
Bizim bir kulağımızda Rabia’dadır. Orada olanları da unutmayız.
Nerede zulüm varsa biz onların karşısındayız. Çünkü zuilme rıza
zulümdür. Asla biz zalimlerle bir arada olmamalıyız.
Demokratikleşme paketi inşallah Türkiye de hem demokrasiye, hem
ekonomiye hem de kardeşliğimize güç katacak. Ne denildiğine değil
sizin ne dediğinize bakarız. Milletim ne diyor, adana ne diyor biz
buna bakarız. Milletimiz bize yetki verdi, görev verdi. Bir emanet
yükledi. O emanetin hakkını veriyor, görevimizi yapıyoruz. Sizin
istemediğinizi biz de istemeyiz. Sizin onaylamadığınızı biz
onaylamayız. Hakkını hukukunu temel hak ve özgürlüklerini pazarlık
konusu yapmayız. Parti programımızda, hükümet programlarımızda,
seçim programlarımız da ne dediysek bu gün de sadece onu yapıyoruz.
11 yıl boyunca her reforma karşı çıkanlar, korku senaryosu
üretenler bugünde aynısını yapıyor. Onlar kaybedecek. Şunu da bilin
ki Türkiye kazanacak. Hiç endişeniz olmasın. Değişime direnenler,
statükoyu savunanlar, Türkiye’yi haklarından mahrum edenler,
kardeşliğin önünü tıkayanlar kaybedecek. Ama Türkiye kazanacak,
ekonomi kazanacak, demokrasi ve kardeşlik kazanacak. Bu paketin de
ülkeme ve milletime hayırlı olmasını diliyorum."
ADANA’YA BÜYÜK YATIRIMLAR
Başbakan Erdoğan, konuşmasının son bölümünde Adana’ya yapacakları
yeni yatırımlar hakkında bilgiler verdi. Kente yapılacak 28
kilometrelik güney çevre yolunu 2015’te tamamlamayı istediklerini
ifade eden Erdoğan, kente yapılması planlanan metroyla ilgili Adana
Büyükşehir Belediyesi’nin proje hazırlayıp sunmasını beklediklerini
kaydetti.
Yeni dönemde en büyük yatırımlardan birinin şehir stadı olacağını
kaydeden Erdoğan, “Adana’ya 33 bin kişilik bir stat yapacağımızı
söylemiştim. Söylediğimizin arkasında durduk. Sözleşmeyi 19 Eylül
imzaladık ve 23 Eylül’de de yer teslimini yaptık. Toplam maliyet
140 milyon lira. İnşallah 2015 Aralık ayında da bu stadyumun
tamamlanmasını hedefliyoruz” diye konuştu.
Erdoğan, Adana için en büyük projelerinden birinin ise bölgesel
havalimanı olduğunu kaydetti. Çukurova Bölgesel Havalimanını yap,
işlet, devret modeliyle yapacaklarını dile getiren Erdoğan,
“Havalimanının yer teslimini 15 Mart 2013’te yaptık. Süresi 36 ay.
2016’da tamamlamayı hedefliyoruz. Toplam yatırım bedeli 357
trilyon. Bu havalimanı Adana’ya hitap edecek, Mersin’e hitap
edecek, Çukurova’ya hitap edecek. Yapım için 8 milyon metrekarenin
üzerinde bir alanı kamulaştırdık. İlk aşamada yolcu kapasitesi
yılda 15 milyon kapasiteye sahip. Hem iç hem de dış hat trafiğine
açık ve büyüyebilir şekilde yapılacak. Kapasite istendiğinde 30
milyon yolcu kapasitesine çıkartılabilecek” ifadelerini
kullandı.
Şehir hastanesinin de kapasitesinin artırıldığına dikkat çeken
Erdoğan, konuşmasının sonunda vatandaşların yaklaşan Kurban
Bayramı’nı kutladı. Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Adana’mıza bir büyük şehir hastanesi kazandırıyoruz. Bildiğiniz
gibi geçen hafta İstanbul’umuza Adana’dan bakan, milletvekili,
valimiz ve diğer arkadaşlarımız geldiler. İstanbul’da müteahhit
firmalarla sözleşmeler imzalandı. Bu noktada da dediğimizi
yapıyoruz. Hazırlıkları tamamladık ve bu gün Adana Şehir
Hastanesi’nin temelini işte bugün buradan atıyoruz. Buranın
kapasitesi bin 320’yi bunu bin 550’ye çıkardık. İnşaatı 30 ay
olarak belirledik. İnşallah en kısa sürede tamamlayıp Adana’ya çok
büyük, çok modern ve bölge illerin de hizmetini görecek bir hastane
kazandıracağız. Temelini atacağımız hastanenin biran önce
tamamlanmasını temenni ediyorum. Bakanlarımızı, kurumlarımızı, özel
sektörümüzü, belediyelerimizi, hayırseverlerimizi tebrik ediyorum.
Sizlerin de Kurban Bayramını şimdiden tebrik ediyorum. Ailenizle,
sevdiklerinizle huzurlu bir bayram geçirmenizi temenni
ediyorum.”
Mitingin ardından temel atma törenini gerçekleştiren Başbakan
Erdoğan, vatandaşlarla hep birlikte “Beraber yürüdük biz bu
yollarda” şarkısını söyledi.
ÇOCUĞU HASTA KADIN HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADI
Bu arada Başbakan Erdoğan’ın konuşması öncesi, çocuğu hasta olan
bir kadın bağırarak sesini Başbakan’a duyurdu. Başbakan derdini
öğrenince kadını Sağlık Bakanını yönlendirdi, kadın, Bakan
Müezzinoğlu’nun yanında hüngür hüngür ağladı. Bakan Müezzinoğlu,
kadını dinledikten sonra ilgilenmesi için bir görevli ile
gönderdi.
ERDOĞAN, ANAHTAR VERDİĞİ KADINA ÇOCUK SAYISINI SORDU
TOKİ’nin alt gelir grubuna yönelik yaptığı konutların hak
sahiplerini anahtar teslimi yapılırken Başbakan Erdoğan, anahtar
verdiği hak sahibi bir kadına kaç çocuğu olduğunu sordu, 2 adet
olduğu cevabını alınca “Biz ne dedik, 3 olacak demedik mi ?” diye
sordu. Kadın da geç evlendiklerini iki çocukları olduğunu
söyleyince Başbakan da “O zaman torunlarınız 3 olur inşallah”
dedi.
(İHA)