Erdoğan neden Acun ve Rıdvan'la görüştü? Amaç Fenerbahçe mi?
Abone olBaşbakan Erdoğan'ıon Acun Ilıcalı ve Rıdvan Dilmen özel bir görüşmeden biraraya gelmesinin perde arkasında ne var? Asıl neden tırmanan Fenerbahçe muhalefeti mi?
İNTERNETHABER.COM
Başbakan Erdoğan'ın Acun Ilıcalı
ve Rıdvan Dilmen ile yaptığı özel görüşmenin
yankıları sürüyor. Radikal si yazarı
Tayfun Atay görüşmenin perde arkasını sorguladığı
yazısında çarpıcı notlar paylaştı.
GÖRÜŞMENİN ASIL NEDENİ FENERBAHÇE MUHALEFETİ!
Fenerbahçe camiasının şike davası ve Gezi eylemleriyle politize olduğunu ve muhalif enerjinin biriktiği bir mecraya dönüştüğünü vurgulayan Radikal yazarı Başbakan'ın bu nedenle Acun ve Rıdvan ile görüşmüş olabileceğini yazdı. Buluşmanın iki sebebi olabileceğini yazan Atay, kötü ihitmalin AK Parti'nin Fenerbahçe'yi zapturapt altına almak istemesi iyi ihitmalin ise iktidarın muhalif kesimlerle buluşma yönünde bir adım atması olabileceğini söyledi.
İşte Atay'ın yazısındaki ilgili bölüm:
SPEKÜLASYONA GİRİŞEĞİM
MÜSADENİZLE!
Bu ‘buluşma bulmacası’nı nasıl çözebiliriz? Acun’un yeni kanalı TV8’le ilgili hususlar olabilir mi? Bir ihtimal… Peki ya Rıdvan?.. Ben biraz ‘şeytanın gör dediği’ noktadan hareketle spekülasyona girişeceğim müsaadenizle!..
ANITKABİR EYLEMİ İSTANBUL MİTİNGİNE
MUKABELE MİYDİ?
Seçime yaklaşılırken o çarpıcı görüntü unutulabilir mi?! AKP’nin 2
milyon kişinin katıldığı iddia edilen İstanbul mitingiyle çakışacak
şekilde Ankara’da Fenerbahçe Anıt Kabir’e çıkıp Atatürk’e saygı
gösterisinde bulundu. Üstelik sadece ‘Fener’lilerin değil diğer
takım taraftarlarının da katılımıyla gerçekleşti bu. İstanbul’da
AKP’nin gövde gösterisine Ankara’dan mütevazı bir mukabele olarak
okumak mümkün bu girişimi…
FENERBAHÇE GEZİ'DEN SONRA MUHALİF
ENERJİNİN AKTIĞI BİR MECRA OLDU
Fenerbahçe’nin Gezi Parkı olaylarından itibaren iktidar-karşıtı
politik enerjinin aktığı popüler bir mecra haline geldiğine kuşku
yok. Ali İsmail Korkmaz’ın Fenerbahçe ‘mitos’una dönüştürüldüğü bir
süreçteyiz. Bu süreçte Fenerbahçe’ye bugüne kadar ezeli rakip olmuş
takımların taraftarları bile onun şampiyonluğunu ister oldu!..
Kılcal damarlarına kadar politikleşmiş Türkiye toplumunda bunların
olması yadırganamaz. Kimsenin sporu politikaya alet ettiniz deme
hakkı da pek yok. Dinin ayan-beyan politikaya alet edildiği ortamda
futbolun da böyle olmasına ne denebilir?! Tabii popüler kültürün
de!.. Gezi olayları sırasında çok üzerinde durduk. Popüler kültür,
esas olarak ‘seküler’ bir zeminde neşvünema bulduğu için aşırı
muhafazakârlık ve baskıcı dindarlıktan rahatsız olur. ‘Gezi’
olaylarının bir dinamiği de buydu kanımca. İktidarın nüfuz etmekte
en çok zorlandığı alanın popüler kültür olduğunu da defalarca
(‘Gezi’nin de öncesinden beri) vurgulamıştık.
ACUN VE RIDVAN GÖRÜŞMESİ AK PARTİ'NİN
HEDEFLERİYE BAĞLANTILI
Bu arada Başbakan’ın ‘Balkon Konuşması’nda “Biz hemen oturup neden
yüzde 55’lere ulaşamadık diye araştırmaya başlayacağız” dediğini de
hatırlayın. Dolayısıyla muhalif kesimler henüz seçimin şokunu
üzerinden atamamışken ve hâlâ seçim krizinin artçı sarsıntıları
devam ederken iktidar partisinin o deneyimli, oturmuş, olgunlaşmış
kadrolarıyla yeni dönem için kolları çoktan sıvadığını düşünmek
mümkün.
O yüzden belki de Başbakan’ın Acun ve Rıdvan’la görüşmesi, bu yeni
dönem için Parti’nin önüne koyduğu hedeflerle bağlantılıdır. Futbol
ve Fenerbahçe; popüler kültür ve Acun!.. Kendisini sevdikleri gayet
iyi bilinen bu iki isimle Başbakan’ın görüşmesi, AKP’nin kitlesel
anlamda daha da büyümesi yolunda bir stratejinin ilk etabı olamaz
mı?
KÖTÜ İHTİMAL: AK PARTİ'NİN FENERİ
ZAPTURAPT ALTINA ALMA HAMLESİ
Bunlar lafügüzaf denilebilir. Ben yine de kesmeyip bu ‘strateji’nin
ne olabileceği üzerine kalem oynatmayı sürdüreceğim! Kötümser
seçenek belli: AKP’nin Fenerbahçe’yi ve popüler kültürü de
zapturapta alması yolunda bir hamle olabilir bu. Fakat spekülasyonu
biraz daha ‘iyimser’ bir kulvarda sürdürmeyi deneyelim!..
AKP, giderek büyüyen ölçekte salt ve totalleştirici bir
dindar-muhafazakâr partiye dönüştüğü izlenimi bırakmakta.
Türkiye’de ‘seküler’ (laik) kimlik ve yaşam biçimi kaygısı içindeki
insanların bu nedenle ona karşı cephe oluşturduğu ortada. Seçim
atmosferi hem bu algıyı daha da güçlendirdi, hem o cepheyi iyice
pekiştirdi. Oradan bakıldığında AKP’nin bir dindar-totaliteryan
rejime doğru bayrak açtığını düşünmek çok da mesnetsiz değil.
İYİ İHTİMAL: AK PARTİ'NİN TOPLUMLA
BULUŞMA HAMLESİ
Ama AKP’nin dindar-muhafazakâr olmakla birlikte ‘anti-seküler’ bir
parti olmadığına dair karşı-savlar da bol bol dillendiriliyor. Yine
de inandırıcılık sorunu var. Dolayısıyla AKP’nin toplumda yarattığı
bu ‘anti-seküler’ havayı dağıtma yolunda bir girişimin ilk adımı
olarak bu buluşmanın gerçekleştirildiğini düşünsek… Ne dersiniz,
olabilir mi?.. Yoksa gayet safça bir iyiye yorma (‘wishful
thinking’) örneği mi sergiliyoruz?!