Erdoğan muhalefetle fena dalga geçti!
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti 12 Eylül davasıyla vurdu.
AK Part'nin 12 Eylül referandumunun ardından darbeyi ve
darbecileri yargılayacakları sözlerine CHP, MHP ve BDP liderlerinin
verdikleri yanıtları o günün gazete küpürleriyle gösteren Başbakan
Erdoğan, adeta muhalefetle dalga geçti:
"12 Eylül halk oylaması onun öncesinde ittifak halinde bize muhalefet edenler, bize hakaret edenler, yalanla itham edenler bugün bütün söylediklerini yuttular. Şu anda mahcup bir eda ile mahkeme salonunda davaya müdahil olmak için sıraya girdiler"
ERDOĞAN GÜLMEKTEN
KONUŞAMADI...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti İl Başkanları toplantısında konuştu.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır
başları:
Maalesef yalan doğrudan çok daha hızlı yol alır ve alıyor. Muhalefet partilerinin her konudaki iftiraların doğrunun önüne geçmemesi için biz her zaman uyanık olacağız.
Geçtiğimiz hafta Cuma günü TBMM tarihi oturumlardan birine sahne oldu. Kademeli eğitim yoğun çabalarla yasalaştı.
CHP hakaret etmekten şiddet uygulamadan vakit bulup da kademeli eğitimin ne anlama geldiğini ne anlam taşıdığını idrak edemiyor. Konuşmaktan dinlemeye fırsat bulamadılar.
"GAZETE HABERLERİ HİÇBİR ZAMAN BELGE OLAMAZ"
Eline tutuşturulan kağıtlarla iktidarı suçlamaya kalkıştı. Eline gazete alıp bizi suçladı. Gazete haberleri hiçbir zaman belge olamaz. Ama bizi yargıladılar. Biz de ona aynı şekilde cevap vereceğiz.
"KEMAL EFENDİ GEL BUNA CEVAP VER"
Özellikle CHP seçmenine, MHP-BDP seçmenine gideceğiz. Oy verdikleri partilerin nasıl statükodan yana tavır aldığını onlara anlatacağız. Geçenlerde bir televizyonda bir tanesi diyor ki, ileri gelenlerinden "Kuran nasıl seçmeli ders olduysa, Alevilik niye seçmeli ders olmuyor" diyor. Şu mukayeseye bakın. Kuran benim Alevi vatandaşlarımın kitabı değil mi? Böyle bir anlayış olur mu? İşte sıkıntı buradan geliyor Kemal efendi gel buna cevap ver.
Kademeli eğitime CHP'de, MHP'de, BDP'de bu düzenlemeye karşı çıktılar. Kendilerine oy veren kitlelere rağmen bu düzenlemeye karşı çıktılar. Bu statüko kardeşliğini bunlar aynı şekilde sergilediler.
"AKŞAM FARKLI SABAH FARKLI, BUNLAR BU"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu aynen şunları söyledi. "Geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla Kenan Evren ve arkadaşları yargılanamaz. Kendi liderleri kendi tabanını kandırıyor. Hesap sorabilirler mi hayır" diyor.
Bunları söyleyen Kılıçdaroğlu şu an ne yapıyor? 12 Eylül davasına müdahil olmak için sırada. Akşam farklı sabah farklı, bunlar.
Sayın Devlet Bahçeli "12 Eylül'ü yargılayamazlar. Unutulmamalıdır ki 12 Eylül 1980'de hukukun boğazına yağlı urgan geçirenler 12 Eylül 2011'de adaletin terazisini kıran bozguncu zihniyetin aynı alanda kümelendiklerini bir gün herkes idrak edecek" diyor. Evet bunları söyleyen Sayın Bahçeli müdahil olmak için sırada.
"MAHKEME SALONUNDA SIRAYA GİRDİLER"
Biz ne söylediysek arkasında dururuz. Biz ne dedik, ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız. 12 Eylül halk oylaması onun öncesinde ittifak halinde bize muhalefet edenler, bize hakaret edenler, yalanla itham edenler bugün bütün söylediklerini yuttular. Şu anda mahcup bir eda ile mahkeme salonunda sıraya girdiler.
Şu an da mahkeme salonu dolu ve bini aşkın kişi de mahkemenin önünde süreci izliyorlar. Bunlar bugün kendi tabanlarına karşı da mahcuplar. Bugün bir kez daha anlaşılmıştır ki Ak Parti'nin yolu milletin yoludur.
"GENEL KURULA SİLAHLA GİRMEKTEN BAHSETTİLER"
CHP kaybetmenin hem de sürekli kaybetmenin verdiği hırçınlıkla sağ duyuyu saf dışı bırakarak son derece tehlikeli ve sorumsuz tavırlar içine giriyor. Bunu en son milli eğitimle ilgili yasa sürecinde yaşadık. Sadece komisyonu genel kurulu terörize etmediler, sokak sokak direniş çağrısında bulundular. Genel kurula silahla girmekten bahsettiler. CHP'nin bu hırçın bu hazımsız tavrına paralel olarak bazı şehirlerimizde hiç görmek istemediğimiz manzaralar ortaya çıktık.
Adıyaman'da 25 evin kapısında bazı işaretlerin konulduğu tespit edildi. Peki bir CHP milletvekili Tunceli milletvekili ne yaptı, 200 eve işaret konulduğunu, Alevi vatandaşlarımızın evlerinin işaretlendiğini duyurdu.
"İŞARETLENEN EVLERİN TAKİPÇİSİYİZ"
Sadece 25 eve işaret konulmuş, bunların tamamı Alevi vatandaşlarımıza ait değil. Oradaki Alevi vatandaşlarımızla meselenin üzerine gidildi. Hala takipçisiyiz.
Peki ben o Tunceli milletvekiline soruyorum. Yahu Allah aşkına sen bu yalanı, her tarafı kıvırcıklı yalanı nasıl söyledin, niye söyledin? Sen bu tahriki bu provokasyonu niye yaptın? Tabi hadise kışkırtmaya dönüşünce, İzmir'de Erzincan'da benzeri hadiseler yaşandı. Fakat genel başkanın umurunda mı değil, inanın bunlardan keyif alıyor. İşte ban tankını, bir profesöre grup başkanvekiline adam kalkıp da en ufak laf edemiyor. Bizden böyle bir şey gördün mü? 594 gram ağırlığında bir şey atıyor. Ak Parti'den böyle bir şey gördün mü? Sizin genlerinizde var.
"ALEVİ VE SUNİ ARASINDA NİFAK SOKMAYA ÇALIŞTILAR"
Biz bu oyunu geçmişte gördük. Kahramanmaraş'ta Sivas'ta Çorum'da gördük. Geçmişte ne Kahramanmaraş'ta Sivas'ta Çorum'da benim Alevi vatandaşım ile Suni vatandaşım arasında hiçbir mesele yoktu. Bugün de yok. Ama bu tahrikçiler, Sivas'ın dışından buraya gitti. Kendi hesapları yüzünden Alevi ve Suni arasında nifak sokmaya çalıştılar. Biz buna geçit vermeyeceğiz. Biz bu oyunu Allah'ın izniyle bozacağız.
SİVAS DAVASI
Sivas davasına da açıklık getirmek durumundayım. 2 temmuz 1993 yani yaklaşık 19 yıl önce meydana gelen olaylarla ilgili olarak 131 sanık hakkında kamu davası açıldı.
Bunlardan 40 sanık beraat etti. 79 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapis ve süreli hapis cezalarına çarptırıldı. 5 sanık hakkında ise yargılama devam ediyor. Zaman aşımı nedeniyle sadece 7 sanık 131 sanıktan 7 sanık hakkında dava düştü.
Şimdi CHP ne yapıyor? Sanki Sivas dosyası kapanmış gibi bir hava yayıyor. Bakın şunu da göğsümü gere gere söylüyorum. Benim önümü kesen çok kız kardeşlerimiz var, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilenlerin kızları oldu. Hüngür hüngür ağlıyorlar, babalarının bu işin içinde olmadığını söylüyor. Peki bunları nereye koyacaksın?
"ÖLÜYÜ YARGILIYORLAR, ÖLÜYÜ"
Sen CHP genel başkanı olarak kalkıp hemen infaz ediyor. Ölüyü yargılıyorlar, ölüyü. İkide bir orada bütün o mücadelede durun diyen insanı sürekli olarak medya kurban seçti, medyanın kurban seçtiği insan ölü, hala yargılanmaya devam ediyor.
"ORADAKİ SUÇUN DA ORTAĞISINIZ"
Sayın Kılıçdaroğlu, değerli CHP'li arkadaşlarım Sivas hadisesi olduğunda iktidarda kim vardı? DYP ve sizin geçmişiniz olan SHP koalisyon hükümeti vardı. Bugünün CHP'si, SHP adıyla o gün iktidarın ortağıydı. Siz aslında oradaki suçun da ortağısınız.
"O ZAMAN AK PARTİ DİYE BİR PARTİ BİLE YOKTU"
Merhum İnönü, Sivas olayları olduğunda Başbakan yardımcısıydı. Sonra da yıllarca iktidar olmaya devam ettiniz. Sivas olaylarının üzerine gitmediler, gidemediler. Şimdi faturayı Ak Parti'ye kesmeye çalışıyorlar. O zaman Ak Parti diye bir parti bile yoktu. Sen bir yandan çetelere kol kanat gereceksin, sonra da çıkıp Sivas olaylarından dolayı Ak Parti'yi suçlayacaksın.