Erdoğan mı Gül mü? Yanıt Kayseri'den

3 Şubat’ta Kayseri’de Gezi Parkı eylemlerinde öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın davası vardı. Kayseri, o gün, acılı bir ailenin gözlerini gördü.

Davanın görüleceği eski adliye binası ve çevresi, polis barikatlarıyla insan ve araç trafiğine kapatılmış, adeta şehirden soyutlanmıştı. Gün boyu gökyüzünde aralıksız uçan helikopter ise şehrin en uzağındakilere bile bir olağanüstülük olduğunu anlatıyordu.

Kayseri, ‘AKP’nin kalesi’ tabir edilen şehirler arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hemşerileri, şehirlerinde görülen tarihi dava, yaklaşan yerel seçimler, ‘yolsuzluk-rüşvet’ iddiaları ve cumhurbaşkanlığı için ne diyor?

Mustafa Güneş, eski adliye binasına açılan sokaklardan birinde kafe işletiyor. Kafesi, Kayseri’nin ayazında davayı izlemeye gelen gazetecilerin, interneti ve çayı güzel olduğu için sığındığı mekanlardan.

Güneş, kendisini “ülkücü” olarak niteliyor. “AKP’ye oy verdim, yolsuzluk iddialarından rahatsız olsam da yine vereceğim. Aslında AKP’ye kendine gel denecek dönemdeyiz ama verecek başka kimse yok. Başbakan’ın cemaate olan tavrını destekliyorum. Bu seçimde de Kayseri’yi soluksuz alır” diyor.

Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesini, “Sesini yükselt ama ortalığı da yakıp yıkma. Tesadüfen o çocuğun başına gelmiş. Şimdi burada otururken bizim de başımıza gelebilir” diye değerlendiriyor.

‘Eylem yapanın öldürülmesi mi lazım’ şeklindeki soruma “Savunmak mümkün değil. Genci tanımam. Bana, Allah rahmet eylesin demek düşer” diye yanıt veriyor.

Yakın zamanda bir cumhurbaşkanlığı seçimini olsa ve Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül yarışsa oyunu, Gül’e vereceğini söylüyor.

'Geneli bağlamaz'

Emekli öğretmen Nazmiye Altındağ, Kayseri’ye 44 yıl önce yerleştiğini belirtiyor ve “CHP’ye oy verdim, yine vereceğim” diyor. Eşi Mehmet Altındağ ise “Geçen seçim CHP’ye verdim ama bu seçim kararsızım. AKP, reformcu, ona verebilirim” diye yanıt veriyor. ‘Yolsuzluk ve rüşvet’ iddialarının kendisini rahatsız ettiğini söylüyor ama “İnsanoğlu beşer, şaşar. Geneli bağlamaz” diye konuşuyor.

“Katledilmemeliydi” diyerek Ali İsmail Korkmaz davasını yakından takip ettiklerini söylüyorlar. Bugün cumhurbaşkanlığı seçimi olsa “Daha sakin olduğu için oyumuzu Gül’e verirdik” diyorlar.

Apartmanların arasından sızan güneş ışıklarıyla ısınmaya çalışan Aysel, Zübeyde ve Mahmut Dursun’a yaklaşıyorum. Aile oylarının AKP ve MHP arasında paylaşıldığını söylüyorlar. Aysel Dursun, genel seçimde MHP’ye verdiğini, belediyede ise AKP’ye verme ihtimali olduğunu kaydediyor.

AKP’ye oy vereceğini söyleyen Zübeyde Dursun, yolsuzluk iddiaları için “Herkes yapıyor. Ülkeyi bunlardan iyi kim yönetecek” diyor.

Mahmut Dursun ise “Kuyruklarda beklemiyoruz” derken, kardeşi Aysel Dursun, “Propaganda yapma. O eskidendi. Yıllardır kuyruk mu var” diye sözünü kesiyor.

Korkmaz davasını bilmedikleri için yorum yapmak istemiyorlar. ‘Gül mü, Erdoğan mı’ soruma da üçü birlikte “Erdoğan’ın yanında pasif kalıyor ama hemşericilikten Gül’e oy veririz” diye yanıt veriyorlar.

'Burası Kayseri, böyle eylemler olmazdı'

Adliye civarından oldukça uzaklaşıyorum. Ara sokakta bir çay ocağına giriyorum. Bir masada Zaman gazetesi okuyan Emin Deniz, Fatih Taşdelen ve Ahmet Dedeci’nin yanına oturuyorum. Sohbete başlıyoruz. Fotoğraf çekilirken Taşdelen, “Bedduadan sonra kızmaya başladım, fotoğrafta çıkmasın” diye gazeteyi gizliyor.

Taşdelen, Fethullah Gülen’in “millete yanlış yaptığını” öne sürüyor. Yolsuzluk iddiaları için “Yargılansınlar, sonuç ortaya çıksın ondan sonra bakarız” diyor. “O makamlara gelen herkes götürür” diyen Taşdelen, tezini kanıtlamak için “Sen gelsen, sen de yaparsın” savunması yapıyor.‘Gül mü, Erdoğan mı’ soruma ise “Erdoğan’a oyumu veririm. Çünkü doğru adam” yanıtını veriyor.

“Ben hemşericilikten dolayı Gül’e veririm” diyen Ahmet Dedeci ise geçmişte oyunu AKP’ye verdiğini, yolsuzluk iddiaları ve ekonomik gelişmeler nedeniyle kararsız olduğunu söylüyor. Emin Deniz, “İkisine de vermem. Ben MHP’liyim, tüm oylarım MHP’ye” diyor.

Ali İsmail Korkmaz’ın başına gelenleri bildiklerini ama davanın neden Kayseri’de görüldüğünü bilmediklerini söylüyor. Fatih Taşdelen, “ölümleri onaylamadığını” söylerken Gezi Parkı eylemlerini de eleştiriyor.

Emin Dedeci ise adliye önünde eylem yapılmasına şaşırdığını gizlemiyor. Şaşkınlığının sebebini “Burası Kayseri, burada böyle eylemler olmazdı” diye açıklıyor.