Erdoğan meydan okudu! Her yeri mezar ederiz
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Ankara 6. Olağan İl Kongresi'nde ''Biz 780 bin kilometrekareye, 18 milyon metrekareden geldik. Şimdi ilmik ilmik dokuyoruz, dokuyacağız. Burayı bölmek, parçalamak isteyenlere mezar ederiz her yeri mezar'' dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
partisinin Ankara 6. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.
Erdoğan kongre öncesi vatandaşlara yaptığı konuşmada "Ankara, olağan kongremizde bu coşkunuz, bu heyecanınız Ankara'yı çok daha farklı bir yere taşıyor. Bugün sizlerle bir aradayız. 6. olağan kongremizle birlikte çok daha güçlenerek, heyecanlı bir şekilde geleceğe yürüyeceğiz. Kardeşlerim, bizim rabiamız var. Bize ayrılık yok. Bize gayrılık yok. Biz 780 bin kilometrekareye, 18 milyon metrekareden geldik. Şimdi ilmik ilmik dokuyoruz, dokuyacağız. Burayı bölmek, parçalamak isteyenlere mezar ederiz her yeri, mezar. Bu devleti çok daha güçlü hale getireceğiz. " ifadelerini kullandı
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle; Ankara 16 Nisan halk oylamasında yüzde 49 ile beklentilerimizin altında kalmıştı, inşallah yeni dönemde Ankara çok daha yüksek oranla AK Parti'nin kutlu yürüyüşüne destek olacaktır. Türkiye yürürken AK Parti'nin Ankara'da yerinde saymasını asla kabul edemeyiz. Ankara, 2019'da şöyle yeri göğü inletecek oranlarla AK Parti bayrağını en yükseğe dikmeye hazır mıyız? Ankara, 2019'da büyükşehri ile, ilçeleri ile yeni bir heyecanla mahalli idareler reformu yapmaya hazır mıyız? Ankara, Türkiye'nin başkentini heyecan bakımından, oy oranı bakımından AK Parti'nin de zirvesine çıkarmaya hazır mıyız?
KARARI VERDİĞİMİZDE HEP BERABER YÜRÜYECEĞİZ
Şimdi de kahraman askerlerimiz işte önce Cerablus'ta, Rai'de,
Bab'da, ani Fırat Kalkanı Harekatı'nda, şimdi de Afrin'de,
İdlib'de, Kuzey Irak'taki operasyonlarda bayrağımızı dalgalandıran
rüzgarı estiriyor. Kararı verdiğimiz anda önce ben sonra da çağrıyı
yapacağız, hep birlikte yürüyeceğiz. Zaten sen yürümezsen, millet
arkandan yürür mü? Beraber yürüyeceğiz. Siz 15 Temmuz'da çağrımıza,
meydanlara yürüyerek bu cevabı verdiniz. Sadece Külliye'nin
etrafında 29 şehidimiz oldu. 36 gazimiz oldu. O yürekler varya, 251
şehit, 2193 gazi bu FETÖ denilen alçağı ve onun izleyenlerine bu
ülkeyi dar etti. F-16'lar, helikopterler, tank, top vardı. Ama
İstiklal Marşı'nda ne diyor? Siper et gövdeni dursun bu hayasızca
akın...
DÜN AKŞAM BİR GAZİMİZİN EVİNE GİTTİM...
Dün akşam, bir gazimizin evine gittim. Bu gazimiz, 15 Temmuz Köprüsü'nde silahlı bir yaklaşımla, alçaklar tarafından vurulmuş. 32 yaşında bir genç kardeşimiz, bir tane yavrusu var ve çok da cefakar bir eşi var. 46 kez şu ana kadar ameliyat olmuş. Salı günü, ayağının dizden alta kesecekler. Düşündüm, düşündüm, düşündüm, dediler ki artık başka çaremiz yok. Şimdi, 2 Sabri tanıdım ben. Birisi bu Sabri ayağı kesiliyor, diğeri de kendini tankın altına atan Sabri. İnşallah ilahiyattan da bilişim, yazılım tahsili olurmuş görecekler.
MÜZAKERE ETMEK KIYMETLİDİR AMA SONUCA BAKARIZ
Biz Türk milletinin bu desteğinden aldığımız güçle, karşımızdakilerin ne dediğine değil, kendi hedeflerimizin ne olduğuna bakıyor, bu doğrultuda da yürüyoruz. Bize husumet besleyenin, istikbalimizi tehdit edenin ne kimliğine ne cesaretine bakarız. Allah'ın yardımı, milletimizin cesareti, dostlarımızın duasıyla da ezer geçeriz. Son günlerde bize uzatılan hiçbir dostluk elini havada bırakmadığımızı sizler de görüyorsunuz. Meseleleri diyalogla, suhuletle çözmek isteyenlere karşı biz de müspet bir tavır sergiliyoruz. Konuşmak, müzakere etmek elbette kıymetlidir ama biz asıl neticeye bakarız.
OBAMA DÖNEMİNDE HEP ALDATILDIK
Asıl uygulamaya bakarız, asıl sahada ne olup bittiğine bakarız. Hem müzakere ederiz hem de operasyonlarımızı sürdürürüz. Bu süreçte kendine çekidüzen vermesi, yaptıklarını sigaya çekmesi gerekenler karşımızdakilerdir. Bu ilişkilerde karşılıklı bazı küçük jestler elbette mümkündür. Asıl hedeflerimizden verecek en küçük bir tavizimiz yoktur. Obama döneminde hep aldatıldık. Olacaksa olacak olmayacaksa kendi göbeğimizi kesmek zorundayız dedik.