Erdoğan meydan okudu! Bomba açıklamalar
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar'daki Ak Parti 22.istişare toplantısı kapanış konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu.
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na sert sözlerle
yüklenen Başbakan, dünkü gergin toplantıyla alakalı, "Sizin
karşınızda Menderes’in akıbetiyle korkutulan, pısırık başbakan
bakanlar da yok" dedi.
Ak Parti 22. istişare toplantısının kapanışında
konuşan Başbakan Erdoğan, Barolar Birliği Başkanı Metin
Feyzioğlu'nu sert sözlerle eleştirdi.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından önemli
satırbaşları:
Cumhurbaşkanlığı seçimi, paralel örgüt, diğer
örgütlerin yapılanmasıyla mücadele istişare toplantımızda ele
aldığımız ağırlıklı konular oldu. son 200 yıl boyunca bu
toprakların asli unsurları, millet, yoksullar, okuyamamış olanlar,
kendisini ifade edemeyenler, fırsatları imkanları olamayanlar,
milli ve manevi değerlerine bağlı olanlar, sistematik bir tahrike
aşağılanmaya maruz kaldılar.
'BİZİM ÖZGÜVENİMİZİ YOK ETMEK
İSTEDİLER'
Rahmetli Oğuz Atay, onları yani bizleri “tutunamayanlar” olarak
tarif etmişti. Hiçbir ayrım yapmadılar. Elit bir zümre, Türk
demeden, Kürt demeden, Alevi-Sünni demeden, halk yığınlarına karşı
sürekli bir kibir sergilemişti. Son yıllarda birçok konuşmamda
bunların üzerinde durdum. Bizim özgüvenimizi yok etmek
istediklerini, bizim de buna karşı direnmemiz gerektiğini defalarca
ifade ettim. Hani dikleşmeden dik durmak diye ifade ettiğim konu.
Milletin 77 milyon ayrımsız şekilde bu toprakların birinci sınıf
vatandaşı olduğunu defalarca vurguladım.
ERDOĞAN'IN DANIŞTAY'DA SİNİRLENDİĞİ O TRT KAMERASINDAN (TIKLA İZLE) |
'BİZİ TERBİYE ETMEYE
KALKIŞTILAR'
3 Kasım 2002 seçimleri esasen bu kibir abidelerinin milletten
ağır bir cevap aldığı tarih olmuştur. O kibir abideleri defalarca
yolumuza çıktılar. Mürebbiye edasıyla, bizlere ve millete
parmaklarını sallayarak bizi terbiye etmeye kalkıştılar. Tepeden
baktılar, konuştular. Ve hani ülkede çoğunluğun oyunu alamıyorlar
ya, biz azınlıkta kaldık diyorlar. Dolayısıyla azınlık olarak
çoğunluğa biz tahakküm etmeliyiz diyorlar. Kendilerini ülkenin asıl
sahibi addettiler. Kararları onlar vermek istediler. Ülkeye onlar
istikamet çizmek istediler. Kaynakları adil biçimde paylaşmak
yerine, tüm kaynakları kendileri için kullanmak istediler. Bu
kesimler kibirlerinden bir milim bile geri adım atmadılar.
'KARŞINIZDA PISIRIK BAŞBAKANLAR
YOK'
Biz bu ülkenin eşit vatandaşlarıyız. Dün de ayrıntılı şekilde
belirtim. İhtilaller dönemi artık kapanmıştır. Kibirle ders verme
yöntemi artık kapanmıştır. Birileri kürsüde konuşurken kendisini
yassıadanın savcısı, bizi de yassıada mahkemelerinde sanık gibi
görüyor. Hukuk katili hukukçulara artık hiç kimsenin eyvalalhı yok.
Herkes haddini bilecek. Herkes konumunu bilecek. Siyasete parmak
sallamak isteyebilirsiniz ama biz bu istikametimizi asla
değiştirmeyeceğiz. Yassıada günleri geçti. Sizin karşınızda
Menderes’in akıbetiyle korkutulan, pısırık başbakanlar bakanlar da
yok.
Dün Danıştay’ın malum kuruluş yıldönümündeydik. Devletin zirvesi
orada. Dünkü konuşmamda, kapanış konuşmasında yapacağımı
söylemiştim. Çünkü bazı şeyler var ki, bunların milletçe bilinmesi
lazım. Ben şu anda sadece istişare toplantısındaki kardeşlerime
değil, aynı zamanda ekranları başında bizi izleyen 77 milyon
vatandaşıma sesleniyorum. Bu gerçeğin çok iyi bilinmesi lazım.
Bizi bu makamlara millet getirdi. Hiçbir atanmış millletin
temsilcilerine ders vermeye kalkışmasın. Dünki toplantıda
Danıştay'ın başkanı çıkıyor 25 dakikalık herkesin saygı duyacağı
bir konuşma yapıyor. Ev sahibi bu konuşmayı yaptıktan sonra orada
konuşma yetkisi olmayan, (araştırmasını da yaptırdım, içtüzüğünde
böyle bir şey yok) kişi hukukçusun orada konuşmanı yapacaksın ama
her türlü saygısızlığı hakareti yapacaksın. Sayın Danıştay
Başkanının 25 dakika konuşma yaptığı yerde 1 saat konuşma yapıyor.
Devlet protokolünde böyle bir şey olamaz. Hücrelerine sinmiş
kibirle pamak sallamaya yelteniyor. Devlet protokolü karşısında
nasıl konuşulacağını insan kendine dert edinir, bir düşünür.
'DANIŞTAY SALONUNDA MIYIZ, CHP
KURULTAYINDA MIYIZ ŞAŞIRDIM'
CHP kurultayının kürsüsünden değil Danıştay kürsüsünden konuşuyor
yahu. İnanın Danıştay salonunda mıyız, yoksa CHP kurultayında mıyız
şaşırdım. Şu hale bakın. Bir yüksek mahkemenin kuruluş yıl
dönümünde, memleketin son yüz yıldaki tüm gündem konularını tek tek
hatırlatıyor, siyasete siyasetçiye hiza vermeye çalışıyor.
'NE YAPTIĞIMIZDAN HABERİ YOK'
Engelliler konusundan başlıyor. Ki anlattığı şeylerden görüyorum ki, engellilerle ilgili ne yaptığımızdan adamın haberi yok. Cumhuriyet tarihinde Ak Parti iktidarının engelli vatandaşlarımıza yaptıklarını bugüne kadar hiçbir iktidar yapmadı. Baba dedesi de yapmadı. Onun iktidar olduğu partiler yapmadı. Biz yaptık, haberi yok. Oradan geçiyor basın özgürlüğüne, çevre meselesine çıkıyor sokak olaylarına. Van depreminden de bahsediyor. Van’da bir şey yapılmadığından bahsediyor.
'KİMSİN SEN YA?'
Şimdi orada insan nasıl olacak da buna tahammül edecek. Avrupa birliğinden de bahsediyor. ASELSAN Roketsan’dan bahsediyor. Yahu sen kim Aselsan kim? Kimsin sen ya. HSYK yasasına da değiniyor, sanat hakkında da görüşlerini aktarıyor. Tövbe tövbe…
Van'da deprem oldu aynı günün akşamı ben ve arkadaşlarım arama
kurtarma çalışmalarıyla süratle Van'a yola çıktılar. Orada
ekiplerimizi kurduk, bakan arkadaşlarımızı görevlendirdik başlarına
da Beşir beyi getirdik. Çalışmaları koordine ettik. Toplam 29
bin 486 konteynırı depremzedelere sunduk. 175 bin 70 afetzede
barındı. Türkiye’nin genelinde, nerede devletin sosyal tesisleri
varsa, bu tesislere biz Van’daki depremzedelerimizden arzu edenleri
otobüslerle taşıdık. Kalıcı konutların temelini depremden 39 gün
sonra attık. İlk yıl bunların çoğu tamamlandı. Van, Edremit
Erciş’te 17 bin 489 konut inşa ettik. Evini yapana yardım
yöntemiyle köylerde 6202 konut inşa edildi. Toplamda inşa edilen
konut sayısı 23 bin 691’e ulaştık. Bunlar bir yılda oluyor.
BERKİN ELVAN'A
GÖNDERME
Bu beyefendi Danıştay kürsüsünden yakın zamanda gösterilerde
hayatını kaybedenlerin isimlerini sayıyor, istismar yapmaya
çalışıyor. İstanbul’daki olayı anlatıyor. İsim vermeme gerek yok.
İstanbul’da yatıyorlar kalkıyorlar Berkin Elvan. Yüzündeki maskesi,
sapanı, cebinde patlayıcılar. Ama kalkıyor bakıyorsun, malum medya
ekmek almaya giderken… Maskeyle mi gidilir, patlayıcılarla mı
gidilir? Her şey ortada. Ama aynı o olayların olduğu gün de kalkıp
da terör örgütü Okmeydanı’nda gelip, Burakcan’ı orada şehit ederken
o Burakcan’ı bu baro başkanı zikretmiyor. Burakcan’dan niye
bahsetmiyorsun? Çünkü o teröre kılıf bulmamıştı, o evinin kapısının
önünde, gelen kalabalıkların gelişinde kurban olmuştu.
Sıkıntı burada. Çünkü burak istismara elverişli değildi. Ama
diğerleri istismara elverişliydi. Burak için belki her yıl anma
töreni yapılacaktır ama bunlar istismara açık yapacakları
kutlamalarla oy devşireceklerini zannedeceklerdir.
'BU PİŞKİNLİKTİR,
YÜZSÜZLÜKTÜR'
Bütün bu acıları çektiren kim biliyor musunuz bu idam kararlarını
veren kim bu konuşanın dede babası da o insanların içinde . O üç
tane idamla ilgili Turan Feyzioğlu'nun da ismi var. Sen önce bunun
hesabını ver ya. Genel Başkanlığa heveslendiğin parti CHP'dir bu
pişkinliktir, bu yüzsüzlüktür.
'SİZ KİMSİNİZ YA?'
Dün devlet protokolüne yapılan bu saygısızlık değişmez bir
zihniyetin ruh halidir. Siz kimsiniz ya? Siyasetçiye ayar verme
cürretini kendinizde görüyorsunuz? Bunların dede babalarının
alışkanlığıydı, bitti o artık gazi oldu.
Bir Baro Başkanı CHP'ye genel başkan oma sevdasıyla kürsüyü bu
şekilde meşgul edemez. Cübbelerine sığınanların bizi hizaya sokma
girşlerine asla papuç bırakmayız.
'TAŞIMA SUYLA ÇATI
KURULMAZ'
Birileri çıkmış çatı aday diyor. 30 Mart’ta milletin estirdiği
rüzgar bunların çatılarını uçurdu. Şimdi yeni çatı kurmaya
çalışıyorlar. CHP genel müdürü ne diyor? Adayımız MHP’nin desteğini
alacak diyor, Kürtlerin desteğini alacak diyor, sosyalistlerin
desteğini alacak diyor. E haliyle, hem ulusalcı, hem milliyetçi,
hem sosyalist, hem kucaklayıcı, hem faşist olacak. Gerek bozkurt
işareti, gerektiğinde zafer işareti yapacak. Aslında
Pensilvanya’daki hocaları bu tanıma uyuyor ama onun da üniversite
mezuniyeti yok sıkıntı burada. Biz de bunların adaylarını merakla
bekliyoruz.
Ödünç oyla, taşıma suyla çatı kurulmaz. 10 Ağustos’ta millet bir kez daha onlara öğretecek.