Erdoğan, medyaya isyan etti
Abone olParti Grubu'nda konuşan Erdoğan, medyaya bu sözlerle yüklendi ve ekledi: "Özgürlük sorumluluktur.."
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK
Parti'nin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, milletin
dinamizmini hakkıyla temsil etmeye devam edeceklerini söyledi.
"Savaş kurşun gibi ağırlaştı denildiğinde ya da herkes ülke olarak
elimizin çok zayıfladığını söylediğinde bile Türkiye'nin hem aklı
hem vicdanı olma iddiamızdan geri adım atmadık" diyen Erdoğan,
"Türkiye'nin güvenliğine ve itibarına olan güvenimiz, düşkünlüğümüz
ve buna gölge düşürmemek için çok ama çok titiz bir politika
yürüttük. Bundan sonra da bu kararlılığımızın devam edeceğinden
kimsenin şüphesi olmamalıdır. Felaket senaryoları yazanların
dedikleri değil bizim öngörülerimiz ve ihtiyatlı politikamız
doğrulanmıştır ve doğrulanmaya devam etmektedir. Ekonomik
göstergelerden devletler arası ilişkilere kadar her şeye
bakabilirsiniz. Sağlam bir duruş ve irada bu arada tecelli
etmiştir. Eğer biz bunu sergilemeseydik, telaşa kapılsaydık, bu
özgüveni gösteremezdik. Bu süreçte eleştiriler pahasına bütün
vatandaşlarımıza ve hepinize güven telkin ettik bunu çok önemsedik
çünkü savaş gerekçesiyle bu olumsuz atmosferde her türlü
dezenformasyona haber ve yorum kirliliğine karşı direnç göstermemiz
gerekiyordu, krizi nasıl yönetmekte olduğumuzun açkı ve net ortaya
çıkmıştır. Sesi az çıkan ve sesine çok az kulak veren halkımızın
çok iyi değerlendirdiğine inanıyoruz. Biz savaş gibi tehlikeli bir
konuda ağız dolusu konuşamazdık. Sırtında yumurta küfesi olmayan
insanlar gibi ekran başında ya da kameraların önünde ayran kabartan
nutuklar atamazdık ve atmadık. Ne yaptığımızı iç politika malzemesi
de yapmadık" dedi. Kendilerini bu süreçte anlatmamış veya
anlatamamış da olabileceklerine dikkat çeken Erdoğan, "Evet barış
için çabalarımız istediğimiz sonucu vermedi ve yanıbaşımızda bir
savşa patladı ama, işte yanımızda başlayan bu savaştan, bu çıkan
yangından hamdolsun şu ana kadar ülkemizi korumanın da bu yangının
ülkemize sirayet etmemesinin gerçek netilecelerini görüyorsunuz.
İşte kötümserlik üretenlerin gelişmeleri doğru analiz edemeyen
gözlemcilere ait beklentilerin beyhude olduğu da ortaya çıktı.
Ekonomik olarak tehlikeli bir sarsıntı geçirmedik. Ülkemizin
vakarını incitmedik. Geçen yılın birinci, ikinci, üçüncü ayın
tablolarına bakın. Ve bu yılın birinci ikinci, üçünçü ayın
tablolarına bakın ve şu son bir ay, yani savşa sürecindeki
tablolara bakın, göreceğimi şey şudur bu son ay da dahil olmak
üzere, son 3 aylık dönem de olmak üzere bu dönem çok daha başarılı
rakamlarla ortadadır. Bunu ben söylemiyorum. Rakamlar söylüyor.
Milli gelire bakın faize bakın, bütün bunları gördüğünüzde bütün bu
olumsuzluklara rağmen AK Parti iktidarının başarılı bir neticesini
göreceksiniz. Bu sıkıntılara rağmen, bu olumsuzluklara rağmen,
kucağımızda bulduğumuz ateş yumağına rağmen bunu göreceksiniz.
Devletler arasında da güvenilirliğimizi hiçbir zaman yitirmedik.
İnanıyorum ki Cumhuriyet tarihinde en yoğun dış temasın
diplomasının olduğu dönem bu dönemdir ve şu ana kadar bakınız bu
bütün diplomatik görüşmelerde abartılı abartılı şeyler söylendi
bütün bunlara olgunlukla en geniş manada değerlendirerek bu
adımları attık" ifadelerine yer verdi. BASINA SİTEM Erdoğan,
konuşmasında, basını da eleştirdi ve şöyle konuştu: "Ne yazık ki
buradan bir gerçeği söyleyeceğim. Aynı duyarlılığı ne yazılı ne de
görsel meyda göstermemiştir. Bunun da altını çiziyorum.
Göstermediği gibi adeta kendi hükümetini karalayan, kendi
hükümetini tezyif eden bütün bu sonuçları yok farzeden bir tavır
sergilemişlerdir. Bu süreç içerisinde de ne yazik ki ellerinden
gelen her türlü asparagas, doğru olmayan haberleri girmişlerdir.
Hep böyle uydurmaca haberlerle halkının yönetimine hükümetine olan
güvenini sarmanın gayreti içindedirler. Medya bu noktada bir
sorumluluğu da üzerinde taşımalıdır. Çünkü özgürlük ayın zamanda
sorumluluktur. Bunu da böyle bilmeliyiz. Özgür olmak sorumluluğu
hovardaca harcamak değlidir. Bu sorumluluk bilinci ulusal
birliğimizi çok daha anlamlı kılacak. Ülkemize bir tek mülteci
gelmedi. Olayların seyri bundan sonra da gelmeyeceğini gösteriyor.
Bu ekonomiyle alakalı felaket senaryoları çizenler de, yazanlar da
ellerinde kaldığını görmüşlerdir. Krizin yönetilme şeklini
eleştirenler heran değişen gelişmeler karşısında sadece bazı
konulara takılıp kaldılar. Oysa değişkeni sayısız olan bu tür
gelişmeler karşısında dinamik bir irada göstermek gerekir. Savaşın
tarafı olmamazına rağmen gelişmelerin yegane belirleyecisi aktörü
gibi yorumlar da yapıldı. Eleştiriye ve eleştirel akla her zaman
ihtiyaç duyacağız. Hiçbir zaman kulaklarımızı kapatmayacağız ve
basının bu tür eleştirel yaklaşımlarını eleştirmiyorum. Onlara açık
olduğumuzu saygılı olduğumuzu söylemek istiyorum. Burada objektif
ve kollektif akılla yapılırsa başımız gözümüz üstünde yeri
var".