Erdoğan kükredi medyaya çattı
Abone olErdoğan ile Doğan Grubu arasındaki tartışma büyüyor. Erdoğan bugün Malatya'da yine Aydın Doğan'a yüklendi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
''medyanın felaket tellallığı yaptığını'' söyledi. Partililerin
Kanal D'yi protesto etmeleri üzerine gençlere seslenen Erdoğan,
"Bırakın onları biz işimize bakalım" dedi.
Erdoğan, Malatya'da Hükümet Meydanı'ndaki mitingde yaptığı
konuşmada, gövdesi gürbüz olmayan ağacın dallarının da gölge
vermeyeceğini söyledi.
Ağaçların yapraklarıyla gürleyeceğini belirten Erdoğan, ''Bir ağaç
meyve vermiyorsa sadece kökü değil dalları da vermez. Biliyorum ki
sizlerin terazisi doğru tartar. Kökünden, gövdesinden hayır
görmediğiniz ağacın dallarından medet ummazsınız. Türkiye'ye hayırı
olmayanın Malatya'ya hayrı olur mu?'' diye konuştu.
Meydandakilerden bazılarının 'Kanal D dışarı'' şeklinde slogan
atmaları üzerine Başbakan Erdoğan, ''Gençler gerek yok biz işimize
bakalım'' diyerek, şöyle devam etti:
''Biz bu meydanlarda yürüyoruz, hizmetlerle yürüyoruz. Biz medya
ile iktidar olmadık, milletimizle olduk. Yalan, yanlış haber yazan
köşe yazarlarıyla kalemşörlerle değil. Biz milletimizle iktidar
olduk ve bu yola onlarla devam edeceğiz. Bizim sadık dostumuz
sizlersiniz. Onlar alışmışlar başka şeylere; 'Ferman, emir
buyurdunuz efendim. Ne istersiniz', 'Şurayı bana ver', 'Buyur al'.
AK Parti iktidarı 'Buyur al' diyenlerden olmadı. Sadece hakkını
alabilirsin diyenlerden olduk. Mesele bu. Sıkıntının altında yatan
bu. Bakınız iyice, şu anda adeta çılgına döndüler ve bu şeklide
saldırıyorlar. En ufak bir şey arayıp buldukları zaman bakıyorsun
ki yaygarayı koparıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz gücümüzü
halkımızdan alıyoruz mesele bu.''
Dünyada yaşanan finansal krizi de anımsatan Erdoğan, bu krizin
Amerika ve Avrupa'da başladığına işaret ederek bazı bankaların el
değiştirdiğini söyledi.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bakıyorsun medya felaket tellallığı yapıyor bu ülkede ve yaptıkça
kendileri batıyor aslında. Borsada benim param yok. Senin paran ve
sen batacaksın sen. Bu felaket tellallığını yaptıkça sen
batacaksın. Bakıyorum iş çevreleri de bunlara destek veriyor. Onlar
da yanlış yapıyor. Çok açık söylüyorum onlar da yanlış yapıyor.
Felaket tellallığı yapmaya gerek yok. Dürüst olacağız dürüst. Böyle
bir dönemi nasıl atlatırız. Bunun gayreti içeresinde olacağız ve
bizler şu anda bunun gayreti içerisindeyiz, ama oralardan aldığımız
sinyallerle değil. Biz milletimizle dertleşerek bunu yapacağız.
Mesele bu.''
IMF ile yapılması ön görülen anlaşmaya da değinen Başbakan Erdoğan,
''IMF, IMF, IMF... Durmadan bunu konuşuyorlar. IMF'den bu borcu
niye almadınız. IMF ile niye anlaşmadınız. Ya biz sizden talimat
alarak mı IMF ile anlaşacağız. IMF eğer bizim şartlarımızı kabul
ediyorsa anlaşabiliyorsak imzayı atarız, ama şartlarımızı kabul
etmiyorsa benim memleketimin milletimin çıkarları göz ardı
ediliyorsa imzaya gerek yok'' dedi.
Erdoğan, IMF'ye olan 23,5 milyar dolar borçla iktidarı MHP
döneminden aldıklarını belirterek, şöyle devam etti:
''MHP bize iktidarı, 23,5 milyar dolar borçla devretti. IMF'ye olan
borcu. Şimdi ne kadar borç var? 8 milyar dolar. Onlar borçlandı biz
ödedik. Merkez Bankasında ne kadar para vardı biliyor musunuz? 26,5
milyar dolar. Şimdi 67 milyar dolar. Bak nereden nereye geldik.
Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bu şekilde güçlenebilir mi? 16
tane banka battı MHP'nin iktidar olduğu dönemde. Kimden çıktı bunun
parası? Benim vatandaşımdan çıktı 40 milyar dolar. Bunların hayatı
bu ve biz varlık barışı ile ilgili bir kanun çıkarttık. Buna da
karşı çıktılar. 'hiç bir faydası olmaz' dediler. Kesin sonuçlar
Nisan ayında açıklanacak, ama bugüne kadar menkul, gayri menkul
elde edilen kaynak ne biliyor musunuz? 12 milyar 604 milyon bu
kadar para içerden ve dışarıdan geldi, yani kayıt altına alındı.
Nisanda kesinleşecek.''
''MASKELİ SİYASET''
Başbakan Erdoğan 81 vilayet ile gönül gönüle olduklarını belirterek
şunları söyledi:
''Biz özgürlükleri Ankara'da yasaklayan Anadolu'ya adım atınca da
özgürlükçü kesilen maskeli siyaseti reddediyoruz. İşte gördük.
Çarşafa rozet taktılar değil mi? Ondan sonra çarşaflı bir
hanımefendiyi nasıl dövdüklerini, tartakladıklarını televizyonda
gördünüz değil mi? Ondan sonra ne dediler; 'Bu AK Partili bir
provokatör' ama yalancının mumu yatsıya kadar yanmadı. Ya, daha
yatsı olmadan iş çıktı meydana. Meğerse CHP'nin aday adayı ve üyesi
ortaya çıktı. Olay bu. Aynı şeyi Batman'da yaptılar. Batman'da
bizim partimizin mensuplarına malum partinin temsilcileri taşla
saldırdılar kadınlarımıza, ama lafa geldiği zaman kadın haklarını
konuşuyorlar. Nerede kadın hakları? Bizde bizde. Bak bu seçimde
bizim kaç tane bayan arkadaşımız il genel meclisi, belediye meclisi
başkanlığı adayı biliyor musunuz, 1668. Biz buyuz. Biz ne aldanan
olduk, ne aldatan olduk. Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir
ilkesini hem sandıkta, hem meydanda, hem belediye başkanlığında,
hem Başbakanlık'ta, hem de milli iradenin karar merkezi olan
Meclis'te temsil ediyoruz.
Malatya'da Çiltepe'de, Taştepe'de demokrat olacaksın, Çankaya'da,
Konak'da, Kadıköy'de ceberut olacaksın. Hayır, demokrasi bu değil.
Bu çağda bu çifte standart bu maskeli siyaseti ne benim Çelikhanlı,
Baskilli, Arapkirli ne Akçadağlı vatandaşım kabul eder. Belediye
meclisinde de Meclis'te de Milli Güvenlik Kurulunda da BM Genel
Kurulunda da 71 milyon 500 bin insanımızın sorumluluğunu,
emanetini, yüreğimizde hissediyoruz. Bu yüzden yüzümüz ak, anlımız
ak. Bu yüzden gönül rahatlığıyla meydanlarda sizlerle
kucaklaşıyoruz. Bu demokrasi kervanı yolda kalmasın diye, bu
şehirlerin bahtı açılsın diye koştukça koşuyoruz. milletimize
sonuna kadar güveniyoruz, milletimiz de bize güveniyor''.