Erdoğan: Kimse böyle bir hesabın içine girmesin
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse bu vatan toprakları üzerinde operasyon düşünmesin. Bedelini ağır öderler. Kimse böyle bir hesabın içi...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse bu vatan toprakları
üzerinde operasyon düşünmesin. Bedelini ağır öderler. Kimse böyle
bir hesabın içine girmesin" dedi.
Erdoğan, Kırklareli’nde katıldığı toplu açılış töreninde yaptığı
konuşmada, bir gün içinde Kırklareli ve ilçelerine 2 milyar 696
milyon liralık eser, hizmet ve yatırım kazandırdıklarını
belirterek, "Tüm Kırklareli’nde şu ana kadar 3.5 milyar liralık
yatırım yaptık. İktidarımız döneminde Kırklareli’ne yaptığımız
yatırımlar bunlar. Gıda tarımda 894 milyon, enerji ve tabii
kaynaklarda 676 milyon, ulaştırma ve haberleşmede 627 milyon, iller
bankasında 500 milyon, orman su işlerinde 167 milyon, çevre ve
şehircilik 128 milyon, eğitimde 120 milyon, toplu konut 85 milyon,
aile ve sosyal politikalar 70 milyon, Sağlık Bakanlığı olarak 54
milyon, gençlik ve spor 48 milyon, KÖYDES 41 milyon, özel idare 35
milyon, Adalet Bakanlığı 26 milyon, kalkınma ajansı 18 milyon,
bilim ve sanayide 3 milyon liralık yatırım gerçekleştirdik"
dedi.
“1 MİLYAR 835 MİLYON LİRALIK YATIRIM”
Kırklareli’nde yaptıkları hizmetleri anlatan Erdoğan, "Toplu konut
idaremiz, TOKİ 456 konutu ticaret merkezi, cami ve sağlık
ocaklarını tamamladı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız
Kırklareli’ne 5 kadın ve çocuk evi kazandırdı. Çevre ve Şehircilik
Bakanlığımız sosyal tesislerini tamamladı. Ulaştırma ve Haberleşme
Bakanlığımız 62 milyonluk yatırımla balıkçı barınaklarını ve
çeşitli yolları şehrimize kazandırdı. Kırklareli üniversitemize bir
enstitü binası, derslik ve atölyeler ile, kafeteryalar, futbol
sahaları ve spor sahaları inşa ettik. Üniversitemize 37 milyon
liralık yeni yatırım yaptık. Organize ve sanayi bölgemizde bir
artıma tesisi inşa ettik. İl Özel idaremiz köprü, menfezi, yol,
restorasyon projelerini tamamladı, öğrenci yurtlarını yaptı. KÖYDES
kapsamında Kırklareli’nde köylerimize 40 milyon liralık yatırım
yaptık. Belediyelerimiz aynı şekilde hizmetlerini tamamladı. Kamu
yatırımlarıyla Kırklareli şimdi yeni 231 milyon liralık eser ve
hizmete kavuşturuldu. Özel sektörümüzün yatırımları ayrıca önemli.
Kırklareli’nde özel sektörümüz son birkaç yıl içinde 1 milyar 835
milyon liralık yatırım yaptı. 45 ayrı tesis kurduk. Bu sefer 2
milyar 696 milyon liralık yatırımı resmi olarak bugün Kırklareli
ile buluşturuyoruz. Hepsi hayırlı olsun. Bütün bu eserleri
Kırklareli’ye kazandıranlara şahsın milletim adına teşekkür
ediyorum. Bakanlıklarımıza, bakan arkadaşlarıma, ekiplerine, il
özel idaremize, mimarından mühendisine kadar, valiliğimize,
belediye başkanlarımıza emeklerinden, gayretlerinden dolayı
teşekkür ediyorum.
Kırklareli’nde yatırım yapan, buraya istihdam sağlayan özel
sektörümüzü ayrıca kutluyor, her birine tek tek şükranlarımı
sunuyorum" diye konuştu.
“BEN ROMANLARLA AYNI MAHALLE DE DOĞDUM BEYA”
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "780 bin kilometrekarenin her
bir karışına aynı nazarla, aynı aşkla aynı sevdayla bakıyoruz.
Çünkü biz bu millete sevdalıyız. Ferhat gibi sevdalıyız.
Afyondakarahisar’dan yola çıkarken tek millet dedik. Tek bayrak,
tek vatan, tek devlet dedik ve öyle yürüdük. Rabia’da bizi
işaretliyor görüyorsunuz. Tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek
millet. Millet, neler var bunun içinde Türk’ü var, Kürdü var Laz’ı
var, Çerkez’ var, Roman’ı var, Boşnağ’ı var, Arnavut’u var. 36
etnik unsur Türkiye’nin içinde var. Hala millet tanımını
anlayamayan milliyetçiler var bu ülkede. Biz bu ülkede tüm
insanları seviyoruz. Ayırt etmeksizin seviyoruz. Yaratılanı
Yaradan’dan ötürü seviyoruz. Türk de Roman da Kürt de benim
kardeşim, hepsi, Çerkez’i, Arnavut’u Boşnak’ı hepsi benim kardeşim.
Ben Romanlarla aynı mahalle de doğdum beya. Kasımpaşa’nın
romanlarına sor beni anlatsınlar size. Onlarla top oynadım, onlarla
aynı okula gittim. Beraber aynı sırayı paylaştım. Hiç ayrımcılık
yok aramızda. Böyle doğdum böyle büyüdüm. Biz böyle yürüdük bu
yolda böyle de yürüyeceğiz. Bu ülke böyle güç bulacak. Bizi ayırmak
isteyenlere prim vermeyeceğiz. Bir olacağız iri olacağız, diri
olacağız, hep beraber Türkiye olacağız. Tek bayrak dedik hala bizim
bayrağımızı tanımayanlar, anlamayanlar var, onlara tanıtacağız.
Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır. Hilalimiz bağımsızlığımızın
ifadesidir, yıldızımız şehidimizin sembolüdür. Bundan daha güzel
bir tanım olur mu? Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak
eğer uğrunda ölen varsa vatandır. İşte vatan, 780 bin
kilometrekaresiyle. Kimse bu vatanda toprakları üzerine operasyon
düşünmesin. Boş hayaldir. Bedelini ağır öderler. Bunu açık ve net
söylüyorum. Kimse böyle bir hesabın içine girmesin 780 bin
kilometrekare de Türkiye Cumhuriyeti vatan topraklarıdır.
Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Vatandaşlıktan rahatsız
olanlar var. Niye rahatsız oluyorsunuz. Hepimiz bu vatandaşlık
içinde bir olacağız beraber olacağız, birlikte Türkiye olacağız
olay bu. Bunu hazmedemeyenler var. Varsın hazmetmesinler.
Kırklareli burada bugün zaten bu meydandan cevabını veriyor.
İnşallah ben inanıyorum ki 30 Mart’ta Kırklareli çok daha farklı
cevap verecek. O yüzden durmak yok yola devam."
“DOĞU DA BİZİM BATI DA”
Şehirler ve insanlar arasında ayırım yapmadıklarını belirten
Erdoğan, "Doğu da bizim batı da, Türk de bizim Kürt de bizim, Roman
da bizim Boşnak da bizim, Gürcüsü, Abazası hepsi bizim. 76
milyonuyla biriz, beraberiz, hep birlikte büyük bir aileyiz. Biz
hep birlikte Türkiye’yiz.
Bu ülkeyi birlikte kurduk, birlikte bugünlere taşıdık. İnşallah hep
birlikte bir olarak, kardeş olarak ülkemizi geleceğe taşıyacağız.
Bu yıl Balkan Savaşının 100.yıl dönümünü kutluyoruz. Gerçi 100 yıl
önce bu bölge Edirne, Tekirdağ, Kırklareli maalesef çok acılar
yaşadı. İşgallere, ağır baskılara maruz kaldı. Sadece burası değil
Balkanlarda kardeş ülkelerimiz, kardeş şehirlerimiz ve oradaki
kardeşlerimiz de o dönemde çok büyük hüzünlere şahit oldular.
Yüzbinlerce kardeşimiz akrabamız, Balkanlarda yüzyıllardır
yaşadıkları toprakları terk ettiler. Göç ettiler, geldiler
buralara. Kardeşlerinin yurduna ana vatanlarına yerleştiler. Şimdi
ben burada Kırklareli’de 100 yıl öncesinden maalesef miras kalmış
zihniyeti, anlayışı burada sizlere hatırlatmak istiyorum.
Dışarıdaki düşman kolay olan düşmandır. Ama inanın içindeki,
yanındaki, yanı başındaki düşman işte o dışarıdaki düşmandan çok
daha tehlikelidir. 100 yıl önce 1913 yılında Enver Paşa işgal
altındaki toprakları kurtarmak, Trakya’dan düşmanı püskürtmek, Türk
şehirlerini geri almak için bir harekat düzenliyor. Edirne’ye
doğru, Edirne’yi yeniden almak, Türk topraklarına dahil etmek için
ilerliyor. O sırada ‘Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin’
diyorlar. Bu çok manidardır. Yeter ki Enver başarılı olmasın, yeter
ki Enver kazanmasın, yeter ki Enver öne çıkmasın. Edirne’ye ne
olursa olsun Kırklareli’ye, Tekirdağ’a tüm Trakya’ya ne olursa
olsun Enver kaybetsin de Osmanlı dağılsın, parçalasın, yok olsun da
kazanan her kim olursa olsun. İşte 100 yıl önce bu topraklar
maalesef bunu söyleyenler var. Ne yazık ki şu anda da aynen bunu
söyleyenler, aynen bu zihniyeti sergileyenler, aynen bu tavrı
gösterenler var. Hükümet başarılı olmasın da Türkiye’ye ne olursa
olsun diyenler var. Hükümet kazanmasın da millete ne olursa olsun
diyenler var. Hükümetin başarı hanesine yazılmasın da Türkiye,
millet kaybederse kaybetsin diyenler var. Meselesi Türkiye
olmayanlar, meselesi millet olmayanlar, kendi şahsi hırslarını,
kendi şahsi rantlarını öne çıkarıp milletin çıkarlarını ayaklarının
altında çiğneyebiliyorlar. Hükümeti eleştirmek, hükümetin
kaybetmesini sağlamak, hükümete zarar vermek adına kendi
ülkelerine, kendi milletine zarar vermekten çekinmeyecek kadar
insaflarını yitiriyorlar. 11 yıldır terörü bitirmek, gözyaşını
dindirmek için çok samimi bir mücadele veriyoruz. Bir yandan
güvenlik boyutuyla, bir yandan ekonomik, sosyal, demokratik
boyutuyla, bir yandan diplomatik yönüyle mücadele veriyoruz. Ne
gerekiyorsa meşru sınırlar içerisinde bunu yapıyoruz. Biz çözmeye
uğraştıkça birileri de çözülmesin diye elinden geleni yapıyor.
Böyle bir anlayış olabilir mi? Böyle bir gözü dönmüşlük olabilir
mi? Hükümet kazanmasın da varsın terör devam etsin, varsın gençler
ölsün, varsın anneler ağlayıp dursun diyen bu ülkeyi seviyor
olabilir mi? Gelin bu meseleyi beraber çözelim, beraber hareket
edelim dedik. Öneriniz, tavsiyeni, projeniz varsa buyurun söyleyin
dedik. Birlikte çözüme yanaşmadılar, kapılarını kapattılar. Ortaya
bir plan, proje koyamadılar" dedi.
“BU CHP AKŞAM BAŞKA SABAH BAŞKA”
Ana muhalefeti mikser olmakla, karıştırmaktan başka işe yaramamakla
suçlayan Erdoğan, "Bir plan bir proje yok. Hadi gel beraber
çözelim, gel anayasayı beraber yapalım, yeni bir anayasa yapalım.
Çıkıyor akşam diyor ki şu ana kadar 4 partinin üzerinde ittifak
ettiği maddeleri çıkaralım biz varız diyor. Hemen ertesi gün
arkadaşlarımı çağırıyorum. Tamam gidin bunları bir ziyaret edin
diyorum. Bayramda ben 48 madde üzerinde açıklama yaptım. Gelin
dedim mutabakat sağlayalım. MHP katılmaz, BDP katılmaz önemli
değil. CHP gel beraber yapalım. Cevap yok. Aradan 1 gün geçti 60
maddeye çıktı. Onun üzerine dedi ki ben 60 maddede varım.
Arkadaşları gönderdim. 1 hafta sonra biz gelemiyoruz .
Kardeşlerim bu CHP akşam başka sabah başka. İnanın böyle hiçbir
zaman dürüst hareket etmediler. Samimi hareket etmediler.
Kırklareli merkezde ne yaptıklarını görüyorsunuz. İlçelere bakın ne
yaptıklarını görüyorsunuz. Allah aşkına belediyecilik adına ne var
görüyorsunuz. Bu kardeşiniz İstanbul’un Belediye Başkanlı’ndan
geliyor. Ve belediye başkanlığından Pınarhisara geldiğim zaman
dikkat edin neden dolayı geldim. Milli eğitimin kitaplarındaki bir
şiiri okuduğum için geldim. Ve 4 ay burada misafiriniz oldum. Ama
AK Partinin bütün ilkelerini, rüyasını orada gördüm. Orada süreç
başladı. Kırklareli’nin ben de öyle bir hatırası var. Onun için
bugün Pınarhisar’daydım. İşte diyorum ki bu ana muhalefetten ne
plan, ne program ne proje hiçbir şey beklemeyin. Sadece en büyük
maharetleri iftiradır. En büyük sanatları budur. Bunlardan birileri
geldiği zaman projeniz nerede, planınız nerede, programınız nerede
sorun. Hayal istemiyoruz deyin. Olabilirliği olan, yapılabilirliği
olan neyiniz var deyin. Şu anda biz yaptıklarımızla konuşuyoruz. 3
buçuk katrilyon bizim Kırklareli’ne yaptığımız yatırımdır.
Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, gıda
tarımda, Devlet Su İşleri’nde aklınıza ne gelirse girmediğimiz alan
yok. Yavrularımızın eline verecek kitabımız yoktu. Biz kırtasiyenin
önünde sıraya girmez miydik? Elimiz boş dönerdik. Ama şimdi
Türkiye’nin dört bir yanında okullar açılırken sıraların üzerine
kitapları ücretsiz olarak koyan iktidar biziz. Ve birinci hamur
kuşe kağıt. Bunlardan kitapları yapıp veriyoruz.
Şimdi bunu da aşıyoruz. İnşallah akıllı tahtalar, yavrularımız
ellerinde tablet bilgisayarlarla okula gidip gelecekler. 3 yıl
içerisinde inşallah bunu bitireceğiz. Bazı okullarda uygulama
başladı. Artık bilim, teknoloji , bilgisayar bu çağda ne
gerekiyorsa Türkiye bunu yakalayacak. Biz birilerinin gerisinde
kalamayız. Bununla da kalmadık. Şu anda Türkiye’nin biz göreve
geldiğimizde 76 üniversitesi vardı. Şimdi 175 üniversitesi var. Ve
üniversitesi olmayan il kalmadı. Biz geldiğimiz de Kırklareli’nin
üniversitesi var mıydı? Peki Kırklareli’ne üniversiteyi kim
getirdi. Biz getirdik. İstedik ki Kırklareli’nin genci kendi
şehrinde üniversitesini okuyabilsin. İstedik ki başka illerden
gelen öğrenciler kaynaşsın. Millet olmak bu. Millet şuuruna ulaşmak
bu. Ve inşallah Kırklareli Üniversitesi büyüyerek gelişecek" diye
konuştu.
“DAHA YAPACAĞIMIZ ÇOK İŞ VAR”
Sağlıkta da ciddi manada devrimi yaptıklarını belirten Erdoğan,
"Daha yapacağımız çok iş var. Şu anda 14 şehirde 16 şehir hastanesi
kuruyoruz. Ve bunların hepsini 30 büyük şehre 30 Mart’tan sonra
temellerini atmış olacağız. Türkiye’ye yakışan neyse bizim
insanımıza yakışan neyse onu yapıyoruz, onu yapacağız. Kardeşlerim
adalette emiyette aynı şeyler var. Ulaşımda yapılan yolları
görüşüyorsunuz. Artık şehirler arası yollardan ilçelere girilmeye
başlandı. Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 km duble yol yapıldı. 11
senede 17 bin km bölünmüş yol yaptık.
Eyy CHP sen ne yaptın onu söylesene. Bu ülkeyi tek partili
dönemlerde yaşattınız ne yaptınız. Bunlar laf yaptılar laf. Eser
yok eser. Enerjide aynı şekilde. Devlet Su İşleri’nde aynı şekilde
bütün bunları yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Tarımda Trakya’ya çok
büyük destekler verdik. Hayvancılıkta çok büyük destekler verdik,
vermeye devam ediyoruz. Burası bizim için adeta tarım ambarı.
Hayvancılıkta da önemli bir merkezimiz. Ve bu konuda Gıda Tarım
Bakanlığımızın yoğun çalışmaları var. İnşallah özellikle tarihi
eserlere Trakyamızda sahip çıktık, çıkıyoruz. Edirne’den başlayın
Tekirdağ, Kırklareli’de ne kadar tarihi eser varsa bunlarında
hepsinin restorasyonunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Biz
çözmüyoruz sen de çözme hep böyle dediler. Biz çözeceğiz. Çünkü biz
bu millete efendi olmaya gelemdik hizmetkar olmaya geldik. Onların
çözmeye niyeti olmayabilir. Biz onlara rağmen yapacağız. Onlar yan
gelip yatsınlar biz çalışacağız. Terör meselesinde bile hamdolsun 1
yıldır artık şehitler gelmiyor. Annelerin gözyaşları 1 yıldır
akmıyor. Bu konuda mücadele veriliyor. Niye el ele vermiyorsunuz.
Bunların ismini ağzıma almayacağım dedim. Hepsini size havale
ediyorum. En güzelini siz yaparsınız. Ve demokrasinin güzelliği de
burada sandıkta da siz yapacaksınız. Ben zihniyet noktasında isim
vermeden, isim anmadan yapılanı eleştiriyorum. Milletimizle beraber
başarılı olacağız. Çünkü bizim rotamızı millet çizdi. Biz o rotada
yürüyoruz. O rotada yürümeye devam edeceğiz" dedi.
“TÜRKİYE’Yİ TUTABİLENE AŞK OLSUN”
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Allah’ın izniyle şu terör
belasından Türkiye’yi kurtardığımız anda Türkiye’yi tutana aşk
olsun. Bir uçuşa geçeceğiz ki sormayın. Şu anda hava
taşımacılığında dünyanın en saygın ülkelerinden biri haline geldik.
Biz göreve geldiğimizde Türkiye’de kaç tane havalimanı vardı
biliyor musunuz? 26 tane vardı. Şimdi 52 tane oldu. 10 yıl önce
Şırnak havalimanına kavuşacak denseydi inanır mıydınız? Şimdi
Şırnak’ta Şerafettin Elçi Havalimanının açılışını gittik yaptık.
Hakkari’de havalimanı yapılacak dense inanılır mıydı? Şu anda
bölücü terör örgütü tehdit ediyor. Bu tehditlere rağmen Hakkari
Yüksekova’da havalimanını yapıyoruz. Bütün tehide, engellemelere
rağmen yapıyoruz. Yapacağız. Oraya da uçağı indireceğiz. Orada Kürt
var. Şu var bu var diye değil. Orada benim vatandaşım var.
Vatandaşımın olduğu her yere bu hizmetleri götüreceğiz. Çünkü
ayrımcı olmadığımızı bunlara ortaya koyuyoruz. Daha güzel olacak.
Hiç endişeniz olmasın .Çünkü moden ülke bu demektir. Suyu olan yolu
olan su medeniyettir yol medeniyettir. Bunlar varsa adım atarsınız.
Milli geliri 230 milyar dolar olan bir Türkiye’den şimdi 786 milyar
dolar olan bir Türkiye’ye geldik. IMF’ye borcumuz vardı bizim.
Göreve geldiğimizde 23 buçuk milyar dolar borç vardı. Mayıs’ta
borcu sıfırladık. Şimdi IMF bizden borç istiyor. 5 milyar dolar.
Anlaşmaları imzaladık. İstedikleri zaman bu parayı onlara
vereceğiz
Ve milliyetçiyiz diyenlere sesleniyorum. Milliyetçi bunlar değil
mi? Bizim milli bankamız Merkez Bankası’nın kasasında 27 buçuk
milyar dolar vardı. Şimdi o kasada 135 milyar doları aştık. Bugün
ekonomik olarak güçlüysek bundan güçlüyüz. Devletin borçlanma faizi
yüzde 63’tü. Bunu benim işçi, köylü memur kardeşim ödüyordu.
Cebimizdeki bu parayı alıyorlardı. Biz bunu yüzde6-7 ye
düşürdük.
Güçlü oluşumuz bundan geliyor. İşçi, memur kardeşime sesleniyorum
zorunlu tasarruf adı altında 13 buçuk katrilyon parayı sizden,
kaynağında kestiler. Siz böyle bir pranın geri ödeneceğini bekliyor
muydunuz? Bu parayı biz ödedik. Hepsini sıfırladık. Size konut
vereceğiz dediler. 3 buçuk katrilyon para topladılar, ödemediler.
İnanır mısınız belgeler kayboldu biz depolardan çıkardık. 3 buçuk
katrilyon ödemeyi de oradan yaptık. Bunların yapan biziz. Devlet
işçisine, memuruna borçlu olur mu.? Bizden öncekiler borçlandılar.
Ama biz bunu da ödedik.
Bunlarla da kalmadık. Şu anda hamdolsun milli gelire oranla
Türkiye’nin borcu göreve geldiğimizde yüzde 73’tü. Şimdi yüzde
36’ya düştü. 73 nere yüzde 36 nere. Şimdi böyleyiz. Daha iyi olacak
inşallah. Çok daha iyi olacak. 36 milyar dolar ihracatımız vardı.
Bütün engellemelere rağmen şu anda 152 buçuk milyar dolar
ihracatımız var. İşte bunun için yerel de de genel de de el ele
verelim diyorum, dayanışma içinde olalım diyorum. Bir olalım, iri
olalım, diri olalım beraber olalım, hep beraber Kırklareli olalım,
hep beraber Türkiye olalım diyorum.
Evet Kırklareli 30 Mart’a 4 ay kaldı. 4 ay gayrete var mıyız? Bir
değişim, dönüşüm istiyor sak var mıyız? Öyleyse şarkımızı beraber
söyleyelim.
Şu anda Ergene’ye yoğunlaştık. Nasıl Haliç’i pırıl pırıl yaptıysak
Ergene’yi de pırıl pırıl yapacağız. Ergene 12 artıma tesisiyle
bambaşka olacak".c