Erdoğan Kılıçdaroğlu'nu böyle Tİ'ye aldı
Abone olErdoğan'ın keyfi dün yine yerindeydi. Zaman zaman sorulara sinirlenen zaman zamanda gülümseten Erdoğan, yine muhalefete çattı!
Başbakan Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na çaylak muamelesi! Erdoğan, CHP liderinin TV'de düello teklifiyle önce dalga geçti ardından da kimseye dağıtacak şöhretim yok diyerek teklifi geri çevirdi.
Kılıçdaroğlu'nun asıl düşünmesi gereken şeyin 13 Eylül sabahı olduğunu söyleyen Erdoğan, CHP'nin içindeki kavgayı işaret ederek "o otursun genel başkanlığını düşünsün. 13 Eylül'ü düşünsün" diyerek yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Dün gece Siyaset Meydanı'nda Ali Kırca'nın konuğuydu AK Parti lideri.. Yeni anayasanın AK Parti'nin projesi olmadığını söyleyen Erdoğan, "12 Eylül'de millet darbe anayasası mı milletin anayasası mı o konudaki tercihi oylayacak" diyerek, referandumun bir güven oylaması olamayacağının altını çizdi.
TÜSİAD konusundaki sözlerinin de yanlış anlaşıldığını söyleyen Erdoğan, bu konuda tavır değişikliklerine de anlam veremediğini söyledi.
Son günlerin en çok tartışma konusu haline gelen "Soy-Boy" tartışmasına değinen Başbakan Miting, Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri kendi üzerine almasına da anlam veremediğini söyledi ve şöyle devam etti:
"BU İNSANLAR DEMOKRAT OLAMAZ"
Biz bu sözü "siyasi soy" olarak söyledik. Kalkıp tabii bunu kendi üzerine alması ayrı bir konu. Kampanya başladığından bu yana konuşmalarıma bakın. Benim konuşmalarımda ağırlık olarak anayasa değişikligini konuştuğumu görürsünüz. Onların konuşmasına ise bakın lütfen! Bir lider, siyasetçinin tezini dürüstlüğün üzerine inşa etmesi gerekir. Diyor ki başörtüsünü ben çözeceğim. Eğer bunu ben konuşmazsam o zaman bu bana haksızlık olur. Başörtüsü konusunda biz, MHP ile el ele verdik ve böyle bir yasa Meclis'ten geçti. Meclis'ten geçtikten sonra benim için iki şey çok önemliydi. Birincisi malum medyanın ertesi gün attığı bir başlık. Bu manşet ileri demokrasi için açıkçası çok acı. Neydi bu manşet: 411 el kaosa kalktı. Bu manşeti attılar ve şimdi bu manşeti atanlar şimdi demokratlık dersi veriyor. Böyle insanlar kesinlikle demokrat olamaz.
ÇARŞAFLIYI OTOBÜSTEN ATTILAR
İkincisi ise bu yasanın CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesidir. Bu imzaların arasında ismi yok muydu vardı. Gazi'de çarşaflılara önce rozet taktılar ardından da hemen ertesi günlerde çarşaflı insanları otobüsten attılar. Bunu benim anlatmam gerekiyor. Burada ben bu partilerin tabanlarını eleştirmiyorum; ancak tabanı eleştiriyorum, bunun da görülmesi gerekiyor. Bunu söylemek zorundayım. MHP'liye de CHP'liye de DTP'liye de kardeşlerim diye seslendim, düşmanlarım demedim. Kimseyi öteki beriki diye ayırmadım.. Buraya dikkat edilmesi gerekir.
ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA
ÇAYLAK MUAMELESİ VE KIRCA'YA FIRÇA
HABERİN DEVAMINDA...
Başbakan Kılıçdaroğlu'nun son günlerde sık sık tekrarladığı, "Madem soyumu-boyumu merak ediyorsun çık karşıma boyunun ölçüsünü alayım" tarzındaki sözlerine de değindi ancak takındığı üslup ilginçti. AK parti lideri, CHP liderini kaale almadığını ifade eden sözlerle başladığı konuşmasının satır aralarında ise Kılıçdaroğlu'nu Tİ'ye aldı.
İşte Erdoğan'ın ağzından, yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyecek o sözler:
KILIÇDAROĞLU'NA ÇAYLAK MUAMELESİ
Etnik milliyetçiliğe karşı olduğumu halkım bilir. Bizde ayrım yok. Aldı bilmem pergel mergel aldı. Ben bir kez daha söylüyorum, CHP zihniyetinin geçmişini evvelini iyi biliriz. Kılıçdaroğlu siyasete yeni girdi, biraz araştırsın o zaman iyi anlar. Biz 73 milyon vatan evladına aynı mesafedeyiz. İkincisi olarak bizde bölgesel milliyetçilik yok. Biz bugüne kadar Cumhuriyet tarihine yapılan en büyük yatırımı yaptık. Bunu bu ülkenin her alanında görürsünüz. Üçüncüsü de biz dinsel milliyetçiliğe de karşıyız. Bir Alevi çalıştayı başlatıldıysa bu amaçla yapılmıştır. Akdamar'da kilise açılmışsa bizim bu konudaki samimiyetimizi ortaya koymaktadır.
"HAKKIMDA KİTAP YAZIP ERMENİ DEDİLER"
Her partide bazı isimler çıkar bazı sözler söyler. Bunun önüne geçemezsiniz. Bu benim partim için de geçerli. Biri çıkıp bir şey söylemiş olabilirb. Bu ülkede benimle ilgili kitap yazdırdılar. Abdullah Bey ile ilgili kitap yazdırdılar. Benimle ilgili Ermeni dediler, eşimle ilgili, Abdullah Bey ile ilgili. Desinler önemli değil ben her zaman söylüyorum zaten nereli olduğumu. Babam Rize'nin Güneysuyu ilçesinden. Ben ise doğma büyüme İstanbulluyum bu kadar.
RECEP BEY SÖZÜ UMURUMDA DEĞİL
Erdoğan en ilginç sözleri ise, Kılıçdaroğlu'nun son günlerde moda olan "Recep Bey" sözü üzerine söyledi. Başbakan, bu hitap şeklinden rahatsız olup olmadığının sorusuna, "Hiç rahatsız olmuyorum. Bir elimde cımbız, bir elinde aynı. Umurumda mı dünya. Beyefendi bu sözlerle mutlu oluyorsa kendi bileceği iş. Ben Recep ayında doğmuşum, babam adımı Recep koymuş.. Dedemin adı Tayyip'ti. Onu da ikinci adım olarak belirlemişler. E soyadım da Erdoğan.. Hepsiyle ayrı ayrı gurur duyuyorum. Mesele milletimin bana biçtiği rol, bana taktığı isim. Gerisi umurumda değil.." cevabını verdi.
"BENİM DAĞITACAK ŞÖHRETİM YOK"
Ali Kırca'nın, "CHP lideri sizi bir tartışma programına davet ediyor. Buna ne diyorsunuz" sözleri üzerine Başbakan CHP liderini adeta Tİ'ye alan bir konuşma yaptı. "Benim kimseye dağıtacak pirimim yok" diyen Erdoğan şunları söyledi:
"Ramazan'dan dolayı zaten gerekli yerlere pirimimizi dağıtıyoruz. Benim sayemde, şöhret istemesin. Benim kimseye dağıtacak bir şöhretim yok. O şimdi 13 Eylül'ü düşünsün. 13 Eylül'de ne olacak onu düşünsün. Televizyon programını değil bunu düşünsün. 13 Eylül'de inanıyoruz ki evet oyu çıkacak. Beyefendi o zaman genel başkanlık mücadelesi ne olacak onu düşünsün."
"BU AK PARTİ PROJESİ DEĞİLDİR"
Referandum konusundaki "Evet-Hayır" tartışmalarına da değinen Erdoğan, muhalefet partilerinin darbe anayasısını savunduğunu iddia ederek her üç partiyi de şu sert sözlerle eleştirdi:
"Bu güven oylaması değildir. Bu bir AK Parti projesi değildir. Burada ortada iki şey var. Darbe anayasası mı milletin anayasası mı? Onlar darbe anayasası diyor bunu savunuyorlar. Bu ne demektir? Biz 12 Eylül'de yapılanı savunuyoruz demektir. CHP'de, MHP'de Türkiye Komünist Partisi'de YARSAV'da malum medya da bunu savunuyor."
ALİ KIRCA'YA SORU FIRÇASI
Geceye ise Başbakan'ın Ali Kırca'ya attığı tatlı sert fırça damga vurdu. Kırca'nın, "Şu ana kadar üç Genelkurmay Başkanı ile görev yaptınız. Hangisi'ni daha çok sevdiniz, hangisiyle daha iyi anlaştınız?" sorusu üzerine Erdoğan sinirlerine hakim olamayarak, "Böyle soru sorulur mu Allahışkına Ali Bey! Sen yılların gazetecisisin yani. Şununla iyi bununla iyi gibi birşey söylenir mi? Biz bir ülke yönetiyoruz. Hepsiyle iyi bir çalışma içinhde olduk. Böyle şunu sevdik, bunu sevmedik gibi bir lüksümüz olabilir mi?" sözleriyle tepkisini ortaya koydu.