Erdoğan kebap fotoğrafıyla vurdu
Abone olAçlık grevine destek veren BDP'li vekilleri, ölüm tüccarlığı yapmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, bu fotoğrafla vurdu.
Mardin'de kuzu kebabı yiyen BDP'li vekilleri hedef alan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan Kürt vatandaşlarına seslendi:
"Kızıltepe'de kuzu kebabı yiyorsun. Öbür tarafta da cezaevinde olanlara ölün diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum, sizi aldatanlara dikkat edin. Sizi istismar edenlere dikkat edin. Onlar kuzu kebap götürürken, onlara da ölün diyorlar."
Açlık grevine yatanlara ve onlara
destek çıkanlara Erdoğan, "Devlete dağda öldürmekle şantaj
yapılamayacağı gibi, cezaevinde ölmekle de şantaj
yapılamaz" diye mesaj
verdi.
ERDOĞAN'IN BAHSETTİĞİ KEBAP YİYEN BDP'LİLER HABERİ
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında PKK/KCK
mahkumlarının başlattığı açlık grevi hakkında önemli açıklamalarda
bulundu.
ÖNERİN VARSA GETİR
Terör sorunu konusunda Kılıçdaroğlu'nun "Meclis'te çözelim"
önerisine tepki gösteren Erdoğan, CHP liderini halkı kandırmakla
suçladı:
"Ana Muhalefet Genel Başkanı ‘Meclis’te çözelim’ diyor. Meclis’teyiz; gelin, çözelim. Meclis’te ne öneriyorsun, bunu söyle. Birinci Meclis’i işgale yöneliyorsun. 'Bal, bal' demekle ağız tadlanmaz, balı yiyerek ağız tatlanır. Önerin varsa getir. Yoksa milleti kandırmanın anlamı yoktur."
''Cezaevinde yatmış, o iklimi, o şartları bilen bir Başbakan olarak, bu duruma kayıtsız kalmam mümkün değil'' diyen Erdoğan, hükümete geldikleri günden beri cezaevlerindeki şartları düzeltmek için her türlü adımı attıklarını kaydederek, batıda, cezaevlerini izleyen kurum ve kuruluşların bu durumu her zaman takdir ettiklerini, aleyhte bir raporlarının olmadığını anlattı.
"HER TÜRLÜ TALEBE DAİMA DUYARRLI OLDUK"
Öncelikle fiziki mekanları iyileştirdiklerinin altını çizen
Erdoğan, ''Daha yeni Adalet Bakanımı gönderdim. Gittiler,
kendileriyle görüşmeler yaptı, taleplerini öğrendi. Cezaevinden
kaynaklanan her türlü şikayete, her türlü talebe daima duyarlı
olduk'' ifadesini kullandı.
MAHKUMLAR EŞLERİYLE BİRARAYA GELECEKLER
Başbakan Erdoğan, gayri insani bir uygulama olan ana dilde görüşme
yasağının bizzat kendisinin genelgesi ile kaldırıldığını
hatırlatarak, şunları kaydetti:
''Ana dilde savunma ile ilgili çalışmaları da gündemine alan biz
olduk. Tutuklu ve hükümlülere, yakınlarının ağır hastalığı veya
ölümü halinde mazeret izni hakkı tanınmasını biz sağladık. Koşullu
salıverme, bir yıl veya daha az süre gelen hükümlülerin denetimli
serbestlik tedbiri yoluyla cezalarını tamamlayabilmelerini sağlayan
düzenlemeyi biz getirdik. Bu uygulamanın başlamasıyla 17 bin 287
kişi cezaevlerinden tahliye edildi. İnancı gereği veya
vejeteryanlık gibi özel durumu olan tutuklu ve hükümlülerin
beslenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını biz sağladık.
Hükümlü ve tutuklarının eşleriyle biraraya gelmelerine imkan
tanıyan, çocuk hükümlülerin anne ve babalarıyla daha çok vakit
geçirmelerini sağlayan düzenlemeleri yine biz yapıyoruz.
Şimdi yeni bir hazırlığımız, eşlerin biraraya gelmesini sağlayacak
düzenlemenin hazırlığı içindeyiz ki burada da belli süre aralığıyla
24 saat süreyle eşlerin birarada kalmasını sağlayacak çalışmaları
da yine biz yapıyoruz. Bugüne kadar niçin bunları kimse aklına
getiremedi? 'Mahkum ettin diye herşeyden bunu koparmanın anlamı
yok' dedik. Bunu bir ay arayla mı yaparız, iki ay arayla mı yaparız
ama yapacağız, onun hazırlığı içindeyiz. Bütün yasal altyapı tamam,
inşallah Meclis'e geliyor. Bunu da Meclis'ten çıkartmak suretiyle,
fiziki mekanları da süratle hazırlamak suretiyle bu adımı atacağız.
İnsani olan budur, cezaevi şartlarını iyileştirmek budur.''
KUZU KEBABI YİYORSUN CEZAEVİNDEKİLERE "ÖLÜN" DİYORSUN
Açlık grevine destek veren BDP'li vekilleri samimiyetsizlikle suçlayan Erdoğan, Mardin'de Ahmet Türk 'ün evinde kuzu kebabı yiyen BDP'li vekilleri gündeme getirdi:
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir taraftan açlık grevi diyorlar ki açlık grevine karşı bir
mücadeleden bahsediyorlar. Bunu söyleyenler, çok enteresan 17
Temmuz 2012'de Kızıltepe'te Kasrı Kanca'da bir milletvekilinin
evinde, BDP'nin eşbaşkanı, diğer gruplar, oturmuşlar orada kuzu
kebabını yiyorlar. Kızıltepe kuzu kebabı yiyorsun, öbür taraftan da
cezaevinde olanlara 'ölün, açlık grevine girin' diyorsun. Kürt
kardeşlerime sesleniyorum: Sizi aldatanlara dikkat edin,
istismar edenlere dikkat edin. Onlar kuzu şiş, kuzu kebap
götürürken, içeride olanlara da 'ölün, aç kalın' diyorlar. Bunların
samimiyetine nasıl güveniyorsunuz, inanıyorsunuz? Bu iş o kadar
kolaysa, buyursunlar kendileri yapsınlar. Açlık grevindekilere
özgürlük değil, sadece terörist başına özgürlük. Eylem emrini
verenler kim? Hepsi de dışarıda olan, kendileri asla böyle bir
eylemin içinde yer almayan, konforlarını ve hayatlarını hiç bir
şekilde tehlikeye atmayan terör baronları.
Ölüm oruçlarına gerekçe olarak ifade edilen konuları, siyaset
zemininde dile getirmesi gereken partiye bakıyorsunuz, hala
Kandil'i, İmralı'yı işaret ediyor. Bu eylemlerin talimatını veren
terör baronlarına, mahkumları ölüme sürükleyen bu vicdansızlara laf
söylemeyenler, utanmadan devletin, hükümetin vicdanını
sorguluyorlar. Siz önce çıkıp bu insanları intihara sevk eden,
bunun için baskı yapan terör baronlarının vicdanını sorgulayın. Hiç
kimsenin yüzlerce gencin bedeni üzerinden, çocukların bedeni
üzerinden, canı geleceği üzerinden kendi kirli siyasetini
yürütmeye, kendi çıkarlarını davasını gütmeye hakkı
yoktur.''
Açlık grevinin cezaevindeki yaşam şartlarıyla ilgisi olmadığını taleplerin siyasi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, sözü PKK ve BDP'ye getirdi:
"SADECE TERÖRİSTBAŞINA ÖZGÜRLÜK
İSTİYORLAR"
İfade edilen talepler teröristbaşına özgürlükle ana dilde savunma
hakkıyla, operasyonların ve yargılamaların durdurulmasıyla ilgili
taleplerdir. Sadece terörist başına özgürlük istiyorlar. Eylem emri
verenler kim, hepsi dışarıda olan ve konforlarını tehlikeye atmayan
terör baronları. Siyasi partiye bakıyorsunuz hala İmralı’yı
Kandil’i işaret ediyor. Cezaevinde ölmekle şantaj yapılmaz. Devlet
şantaja, tehdide boyun eğmez, papuç bırakmaz. Biz insanı yaşat ki
devlet yaşısın diyoruz. Onlar ölüm tüccarlığı
yapıyorlar.
"İŞKENCE EDİLİYORSA SİZİN
YANINIZDAYIZ"
Çocuklarınızın daha silahla cezaevlerinde açlık greviyle ölmesine müsaade etmeyin. Çocuklarınıza kötü muamele ediliyor, işkence ediliyorsa biz sizin yanınızdayız. Sorumlusu kimse derhal yakasına yapışırız. Gelin terör örgütünü, silahlarını, bombalarını, kana doymaz yöneticilerini, kukla siyasetçilerini aradan çıkaralım."
BOYKOTA TEPKİ
BDP'nin okullara boykot çağrısına tepki gösteren Erdoğan, sözlerine şölle devam etti:
"Ve şu anda bir ilimizde çocuklar cebren tehditle okullara gönderilmiyor. Bu nasıl özgürlük bu nasıl demokrasi anlayışı. Sonra da ‘devlet müdahale etmesin’ deniyor. Nasıl etmeyelim. Onu da çözeceğiz. böyle yürümesi mümkün değil. O yavrucakları okula gitmekten alıkoyuyorsun. Onlar kolejde okuyorlar. Onlara mahrumiyet yok. Ama Hakkari'de yok. Onu da çözeceğiz. Böyle yürümesi mümkün değil.."