ERDOĞAN'IN
ŞİFRELERİ
“Çatı” adayını sürklase eden Erdoğan seçim zaferi geleneğini
devam ettirdi yine “Balkon” konuşması yaptı.
30 Mart gecesi balkona 17 Aralık sonrası görevi
bırakmak zorunda kalan 4 bakan ile işadamı Ethem Sancak’da
çıkmıştı.
Parti yöneticisi dışındaki bu isimlerin Erdoğan’ın bilgisi
dışında balkona çıktığı söyleniyordu.
Bu sefer farklıydı balkon. Erdoğan konuşurken yanında sadece
ailesinin bazı fertleri vardı.
Konuşma sonrası parti yönetimi ile Ankara, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanları balkona çıktı.
Erdoğan’ın konuşması 30 Mart gecesi kadar sert değildi. 22
Temmuz 2007 gecesini andıran tondaydı.
Üslubunun daha yumuşak mesajlarının daha kucaklayıcı
olduğu söylenebilir.
Konuşmada geçen iki cümleyi “şifre” olarak algıyabiliriz:
”Geleceğin inşası” ve
“Türkiyelilik”
10 Ağustos’u milat kabul eden Erdoğan’ın “Yeni
Türkiye”sinde bu iki kelimeye dikkat !
Erdoğan bu sefer "Pensilvanya" demedi..
Cemaate dönük strateji değişikliğinin işaretini verdi.
"Paralel Yapı"yı alt-üst diye ikiye ayırmış.
Anlaşılan "Hoca" ve kurumlarla mücadeleye devam
edilecek.
Bu yapıya "gönül verenler" dediği tabanın bağları
kesilmeye çalışılacak.
|
“Usta “ bir kez daha kazandı…
Dokuzuncu seçim zaferi Köşk'ün kapısını açtı.
Siyasi hayatının bittiğini söyleyenler bir yerde haklı
çıktı.
Evet, “muhtar” olamadı. O sözden sonra Başbakan
olmuştu. Şimdi Başkomutan ve Cumhurbaşkanı
oluyor!
Erdoğan siyasette sürekli #KazananAdam
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ise bir kez daha
kaybettiler...
"Ekmel Bey"e söyleyecek fazla bir söz yok. Siyasete zerafet
kazandırdı.
Demirtaş seçimin yıldızıydı. Kaybederken kazandı,
kazandırdı.
Bu seçimin bir de “gizli” kazananı var: Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül.
Erdoğan’a çıkan yüzde 51.8’lik oy Gül’ün elini
güçlendirecek.
“Reis” ve kurmaylarının beklentisi yüzde 55-58
aralığıydı.
Katılımın düşük olacağı beklentisiyle çıtayı yüzde 60’a kadar
çıkaranlar vardı.
51.8 ila 55 arasındaki fark o kadar önemli mi?
demeyin!
“milli irade” o şekilde tecelli etseydi bugün bambaşka bir tablo
ortaya çıkacaktı.
AK Parti büyük oranda yoluna Abdullah Gül’süz devam
edecekti.
Hızla kongre yapılacak,Erdoğan’ın gönlündeki birinci seçenek
Başbakan olacaktı.
Bugün için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Abdullah Bey 10 Ağustos
öncesine göre daha fazla denklemin içinde olacak...
“3 Dönemlikler"in sesini daha gür çıkaracak iklim
oluştu.
Yüzde 52 “uzlaşma”yı,”istişare”yi zorlayacak bir
rakam.
Yeni genel başkan ve Başbakan’ın “güçlü” isim olma zorunluluğu
daha yüksek perdeden dile getirilecek.
Belki de Haziran seçimlerine Gül’ün liderliğinde gidilmesinin
alt yapısı hazırlanacak.
Ne de olsa Başkanlık, Yarı Başkanlık, Partili
Cumhurbaşkanlığı modellerinin yolu “güçlü Başbakanlık”tan
geçiyor.
Haziran seçimlerinde yüzde 40’ın altına düşülürse
bırakın Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa ulaşmayı, iktidarın tek
başına korunması bile mümkün olmuyor!..
Erdoğan, Başbakanlık konusunun fazla tartışılarak partinin yara
almasını istemiyor. Elini çabuk tutacak.
MYK,MKYK toplantıları...Hızlı istişareler...
Belki de bir Gül-Erdoğan zirvesinde halef-selef
buluşacak.
AK Parti'nin "Çatı"sı o toplantıda
çatılacak.
Başbakanın adını öğrenmek için fazla beklemeyeceğiz.
Bakalım, bu sonuç Erdoğan’ın Başbakan tercihini değiştirecek
mi?