Erdoğan itiraf etti: 2015‘te o yetkiyi kullanacağım
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika Zirvesi dönüşünde Cumhurbaşkanlığı uçağında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu'na başkanlık yetkisiyle
ilgili konuştu, "Anayasa'da zaten var, kullanmamak
olmaz" dedi. Planladığı takvimi ise şöyle açıkladı:
İnşallah 2015'e de öyle gireriz.
SÜRECİN TARAFLARI VAR
''Çözüm sürecinin tarafı yok, tarafları var. Siz el uzatıyorsunuz
ama karşı taraf size aynı şekilde mukabelede bulunmuyorsa sonuç
alamazsınız. Bütün seçimlerde Güneydoğu’da sıkıntılar yaşadık.
Temenni ederiz ki bu artık ortadan kalkar. Silahsızlanma olayı
gerçekleşir. Bunun için bütün siyasi partilere önemli görevler
düşüyor. İnşallah beklentiler istikametinde gelişmeler olur.
'MÜZAKERE' YANLIŞ KELİME
Müzakere kelimesini kullanmak yanlış olur. Hükümet, benim
başbakanlığım dönemimde, atılması gereken adımları attı, yapılması
gerekenlerin bir çoğunu yaptı. Oda sayısı ikiye çıkarıldı, TV
verildi, ziyaretlerde esneklik sağlandı. (Sekreterya önerisi)
Herkes kendi inancına göre söyleyebilir. 50 bine yakın
şehitlerimizin ailelerinin canı yanmış. Onların nasıl baktığı, ne
dediği de önemli. Hakeza Diyarbakırlı anneler meselesi var. Onların
çocukları dağa kaçırılmış bu çocuklar niye gelmiyor acaba? Bu
anneleri ciğerleri dağlarcasına ağlatmaya kimin ne hakkı var?
Akil insanlar bu dönemde bir de gidip bu insanlarla oturup
konuşmalı.
SÜRECE YABANCI KATILIM OLMAZ
Amerika ya da başkaları. Bunları daha önce Oslo da da yaşadık.
Bunların nasıl tecelli ettiği ortaya çıktı. Bu işi bu Vatanın
kendi evlatları kendi aramızda çözeriz. Amerika’yla
çözemeyiz. Yıllarca Kandil’e bir İngiliz gitmiştir, o da bir üçüncü
göz gibi oynuyordu. Hiçbir şey yapmadığı gibi tam aksine bu süreci
ağırlaştırmıştır. Aynı aktörler Oslo’da da rol almıştır. Orada da
olumlu istikamette bir şey ortaya çıkmadı. Artık Kürdüyle Türküyle
kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
KOBANİ DEĞİL HALEP ÖNEMLİ
Fransa ziyaretimde Hollande’ye söyledim. Neden sadece
Kobani’yi konuşuyoruz da Halep’i hiç konuşmuyoruz. Halep çok daha
stratejik bir şehir. Orada, 1 milyon 200 bin insan yaşıyor.
Bakın rejim orayı vurdu, Kobani’yi vurmadı. Niçin Halep konusu hiç
masaya yatırılmıyor? Halep’in düşmesine seyirci kalınmamalı.
PAPA'YA İSLAMOFOBİ'Yİ SÖYLEYECEĞİM
Teröre karşı mücadelede Papa’nın dünyadaki etkinliği inkar
edilemez. Hristiyan dünyaya verecekleri mesajı önemsiyorum.
Özellikle Batı’daki İslamafobi’yi Gündeme getirmeyi, bununla
mücadeleye katkı sağlamasını önemsiyoruz. Bu gündeme getireceğimiz
en önemli konulardan biri olacak.
3. AFRİKA ZİRVESİ İSTANBUL'DA
İkinci Türkiye Afrika Ortak zirvesini Ekvator Ginesi’nde yaptık.
28 ülke katıldı. İnşallah üçüncüsünü 2019’da İstanbul’da yapacağız.
Anlaşmalar yaptık. Bunlar takip edilmeli. Afrika’da Türkiye’nin
varlığı önemli. 54 ülkenin 39’unda büyükelçilik, 4 de
başkonsolosluğumuz var. 15 ülkede de süratle büyükelçiliklerimizi
açıp tamamında var olmalıyız.
APARTMANDA YAŞADIM SARAY MERAKLISI DEĞİLİM
Beştepe Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin sarayıdır.
İyice abartıldı, 150 odadan söz edenler var. Halbuki 15-20 odası
olacak. 4,5 yılllık belediye başkanlığım döneminde Florya’daki o
muhteşem köşkte değil apartmanda oturdum. Annem, kardeşlerimle
beraber... Başbakan olduktan sonra da resmi konut yerine apartmanda
kirada yaşadım. Kimse ‘ne kadar da mütevazı’ demedi. Konut
meraklısı değilim. Binanın işlevselliğini zamanla herkes
anlayacak.
MİT'İ ZAN ALTINDA BIRAKMAYIN
Vehimlerle siyaset yapılmaz. Vehimlerden kurtulmak lazım. MİT’in
şu veya bu partiyi bölmek gibi bir işi asla olmamıştır ve de
olamaz. MİT, iktidar da dahil olmak üzere, herhangi bir parti için
çalışan bir kurum değildir. MİT’i zan altına bırakacak
açıklamalardan kaçınmak lazım.
ABD MÜTTEFİKLİĞİN GEREĞİNİ YAPMIYOR
(ABD müttefiklik gereğini yerine getiriyor mu’ sorusuna...)
Tümüyle yerine getiriyor diyemem. Bizim ittifakımız Suriye’de rejim
hedefli bir ittifak olmalıydı. Suriye’de uçuşa yasak bölge, güvenli
bölge ve eğit-donat... Obama’ya PYD’nin de PKK gibi bir terör
örgütü olduğunu söyledim. Kobani’nin 2 güne kadar düşebileceğinden
söz etti. Ben de Kobani’den 200 bin insanın ülkemize geçtiğini,
sivil kalmadığını, 2 bin civarında savaşçı olduğunu anlattım. Ama
buna rağmen o gece oraya silah indirdiler. Silahların bir kısmı
DEAŞ’ın eline geçti. Biz bir müttefikten dayanışma bekleriz,
göremediğimizde üzülürüz. Türkiye, bu bölgede ABD’nin en güçlü
dayanışma içinde olabileceği bir ülkedir.
İNŞALLAH O YETKİYİ KULLANACAĞIZ
Cumhurbaşkanı olarak Anayasal yetkileri kullanmamak diye bir şey
olmaz. İnşallah o yetkiyi de (bakanlar kurulunu toplamak)
kullanacağız. İnşallah 2015’e de öyle gireriz.
Şu ana kadar anlattıklarımıza itiraz eden lider görmedim. Hatta tam
tersine, sizin ülkeniz için tehdit olan bizim için de tehdittir
diyorlar. Ama bizim alternatifleri artırmamız lazım. Bu da
ağırlıklı olarak eğitimle ilgili. Bu sistemlere girecek kadroları
artırmamız lazım. Başbakanlığım döneminde talimatı vermiştim. Bazı
modeller üzerinde Milli Eğitim şu anda çalışıyor. İnşallah oradaki
okullarda bu işi başlatacağız. Bunu istiyorlar.
BUNUN BEDELİNİ MİLLETÇE ÇOK AĞIR ÖDERİZ
Mücadele kararlılıkla devam edecek. Yarıda kesersek bunun
bedelini milletçe, ülke olarak çok ağır öderiz. Biz en ağır kararı
MGK’da aldık. MGK’da aldığımız tavsiye kararını hükümetimize
bildirdik. Hükümetimiz de Bakanlar Kurulu kararını aldı. Bundan
sonra mevzuat süratle bitirilmek suretiyle adımlar atılmış
olacaktır. Geri adım atmak söz konusu değildir. Bunun ulusal boyutu
olduğu kadar uluslar arası boyutu da var. MGK kararını almamızın
sebebi bu işi uluslar arası boyutta çözmek. Bunu bütün dost
ülkelerin bilmesi lazım.
GÜLEN'İN İADESİ İÇİN YARGI SÜRECİ
Mahkeme süreci neticesinde, kimi nereye kadar ilgilendiriyor
bunu göreceğiz . Gördükten sonra da deport meselesi de dahil herşey
net olarak ortaya çıkacak. Yargı paketinin çıkması ile süreç ivme
kazanacaktır.
Bazı olaylar yaşadık 2013’te 2014’te... Gezi, 17-25 Aralık ve 6-7
Ekim olayları. Bunlar durup dururken olmuyor. Tüm bunlar çeşitli
yerlerle irtibatlı. KCK olayları durup dururken olmuyor. Ben tüm bu
olayların arkasında olabilecek kesimleri kastederek, üst akıl diye
bir tabir kullanmıştım. Üst akıl, paralel yapıyı da kullanıyor.
Bunlar, Cumhurbaşkanlığıydı, Başbakanlıktı, Anayasa Mahkemesiydi, yargıydı, emniyetti, TSK’ydı, tüm ağlarımıza girdiler. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapı oluşturdular. Ulusal güvenliği tehdit eden bu yapı karşısında sessiz kalmak mümkün değil.''