Erdoğan işsizliğe çare buldu
Abone olErdoğan, 4 milyon esnafın her birinin yanına bir kişinin istihdam edilmesi ile işsizliğin azalacağını savundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer biz dalgalı kur değil de
sabit kur uygulaması yapsaydık, asıl o zaman darbeyi yerdik'' dedi.
Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu'nun (TESK)
Başkanlık Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, 3 Kasım
seçimleri öncesinde meydanlarda ''Bizden 1 yıl bir şey beklemeyin
ama 3. yılın sonunda ceplerinizde bir şeylerin olmaya başlayacağını
göreceksiniz'' dediğini anımsatarak, şu anda gidişin bu yönde ve
dediklerinin gerçekleşme durumunda olduğunu söyledi. Türkiye'nin
borçlarının kendi iktidarları döneminde yapılmadığını, bu borçları
devraldıklarını ifade eden Erdoğan, bu borçların ödenmesi gereken
faizlerinin de olduğunu anlattı. Türkiye'nin, 2003 yılında 65
katrilyon lira borç faizi ödediğini belirten Erdoğan, şöyle
konuştu: ''Bunu biz hazırlamadık, önümüzde bulduk. Bu faizin
ödenmediğini, yatırımlara dönüştüğünü düşünün. Türkiye'de neler
olmaz... Ama Türkiye'yi buna mahkum edenler bugün hesaba
çekilmiyor, zaman zaman birileri 'hükümet bunları halletsin' diyor.
Bu durup dururken hallolacak iş değil, bu bir süreç ama hallolacak.
Bugün hallolacak derseniz, milleti bugüne kadar aldattığınız gibi
aldatmaya devam edersiniz. Zaman zaman şu da söyleniyor: Borç şu
kadardı, bugün bu kadar oldu. Evet, doğru borç arttı, artacak
tabii. Niye? Hazır kaynak mı var da bir yerden bu paralar gelsin.
Bir yerde hazır kaynak olur, hemen düğmeye basarsın, buradan 65
katrilyon gelir, faizi ödersin, ana para için de bir düğmeye
basarsın, o da çıkar ana parayı da ödersin. Ondan sonra da
(sıfırdan başlıyorum) dersiniz. Böyle bir kaynak var mı? Hepiniz,
esnaf sanatkarsınız. Bu işlerin nasıl yürüdüğünü en az benim kadar
sizler de biliyorsunuz ama milleti aldatmanın anlamı yok. Hep böyle
aldattılar. Hemen iktidara gelip ertesi gün faizler kalkacak
diyenleri gördük. Güllük gülistanlık olacak diyenleri de gördü bu
ülke... Peki oldu mu? Tam aksine, hep geri geri gittik. Dar gelirli
esnafımız 'illallah' dedi. 3 Kasım öncesi 400 bin esnafımız kepenk
indirmedi mi? Şimdi biz bunlardan kurtulduk. Sadece 2002 yılında
biz esnafımıza ve sanatkarımıza 75 trilyon liralık kredi imkanı
sağladık.'' Erdoğan, iktidara geldiklerinde kredi faiz oranlarının
yüzde 69 civarında olduğunu, şu anda ise bu oranın yüzde 25'e
düştüğünü ifade etti. Bu sırada bir esnafın ''Kredi yok'' demesi
üzerine Erdoğan, ''Arkadaşlar, samimi olalım. 2003-2004 yıllarında,
bugüne kadar 1 katrilyon 23 trilyon lira kredi ödedik. Yeni bir
hazırlık paketi daha yapılıyor, bu pakette de 450 trilyonluk kredi
var'' dedi. ESNAF KREDİSİNE YÜZDE 5'LİK SÜBVANSİYON Başbakan
Erdoğan, yüzde 25 olan kredi faizinin yüzde 5'inin hazineden
sübvanse edildiğini bildirdi. Esnaf ve sanatkarın çalışma şartları
daha kolay olsun diye bu sübvansiyonu yaptıklarını anlatan Erdoğan,
bu imkanı bugüne kadar kimsenin sağlamadığını söyledi. Bunu,
''esnaf ve sanatkar ayakta durursa ülkem ayakta durur'' anlayışına
sahip oldukları için yaptıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle
konuştu: ''Kusura bakmayın ama biraz argo olacak, ben burada
palavra da sıkabilirdim. Ama o benim karakterimde yok. Ben sizi
aldatamam. Ne aldanan olurum ne de aldatan olurum. Beraber,
ülkemiz, milletimiz için belli bir dönemi daha sıkıntıyla geçmek
durumundayız. Çünkü, böyle bir bela ve yük devraldık. Bunu beraber
aşacağız.'' ''YAKINDA SÜRPRİZLER GÖRECEKSİNİZ'' Devletin vergi,
madenler gibi kaynaklarının artması gerektiğini belirten Erdoğan,
vergi reformundaki asıl hedefin, vergiyi tabana yaymak olduğunu
kaydetti. Vergiyi şu anda tabana yayamadıklarını, ancak bunun
hazırlıklarının devam ettiğini anlatan Erdoğan, ''Yakında, önünüzde
birçok sürprizler göreceksiniz inşallah. Bütün bunları biz ülke içi
dengeleri koruyarak, hem de uluslararası mali dengelerimizi
gözeterek yapmak durumundayız'' diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin
2002 yılındaki büyüme hızının 7.8, geçen yıl 5.9 olarak
gerçekleştiğini, bu yıl da yüzde 5 büyüme hızına doğru
yürüdüklerini belirtti. ''EKONOMİ, ÖKSÜRÜĞÜ DUYUNCA ZATÜRREE
OLUYORDU'' Başbakan Erdoğan, ekonominin eskiden ''öksürüğü duyduğu
anda zatürree olduğunu'', gecelik faizlerin yüzde 7500'lere
çıktığını, enflasyonun 3 haneli rakamlarda olduğunu, şu anda ise
tek rakamlı enflasyonun konuşulduğunu kaydetti. Beyaz eşyada
ucuzlama olduğunu, otomobil satışlarında artış yaşandığını ifade
eden Erdoğan, bunların enflasyondaki düşüşten kaynaklandığını
söyledi. Bunların aynı zamanda hayat düzeyinin artmaya başladığının
da göstergesi olduğunu belirten Erdoğan, ''Daha iyi olacak, daha
güzel olacak. Bunu inanarak söylüyorum'' dedi. Türkiye'nin birçok
ekonomik kriz yaşadığını, ancak ülkenin bir Arjantin olmadığını
belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Çünkü, bu millet çok vefakardır.
Bu millet çok sadıktır. En dar anında bile millet kalkar, 'Allah
devlete, millete zeval vermesin' der. Kendi kültürel değerleri,
örfünden, adetinden gelen o sağlam yapı, bizi bir Arjantin
yapmamıştır. Kimse kalkıp kendine paye çıkarmasın. Aksi takdirde
biz de Allah göstermesin o duruma düşerdik.'' Esnaf ve
sanatkarlara, ''Biz sizi zayıf düşürecek bir ortamı hazırlar mıyız?
Sizler güçlü olacaksınız ki, bu ülkede istihdam sorunu hallolsun''
diye seslenen Erdoğan, küçük esnaf, sanayici, sanatkar ve büyük
işadamları güçlendikçe, istihdam sorununun çözümleneceğini
kaydetti. ERDOĞAN'IN BASİT TÜCCAR HESABI Başbakan Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü: ''TESK'in bilgisayar kayıtlarında 5
milyon 135 bin üyesi bulunuyor. Ben, bazen basit tüccar hesabı
yapıyorum. Rafta başladığımızda ne vardı, şimdi ne var? En kolay
hesap bu. Defter üzerindeki hesaplar bazen yanıltıyor. Örneğin,
benim rafımda kaç tane saat vardı, şimdi kaç tane saat var? 100
saatle başlayıp şimdi 150 olduysa, kardayım. 100 saatle başladım
ama saat sayısı 90'a düştü. Rakamlar büyüdü, hikaye... 10 saat
kayıptayım. Hesabın en güzeli ve en sağlıklısı bu. Zaten aldanma,
Türkiye'de hep böyle oldu. Rakamlar şişik ama bakıyorsunuz, raf
boşalmış. Bunu aşmamız lazım. 5 milyonu bırakın, 4 milyon esnafımız
olduğunu düşünün. Her biri yanında bir kişiyi istihdam etse, 4
milyon işsizimize iş demektir. Bunu başarmayı hedeflememiz lazım.
Bu aynı zamanda sosyal barışa çok ciddi katkılar getirecektir. Bu,
kaynaşmayı, başarıyı getirecektir. Bizim vatandaşımız ekmek yediği
kapıya kolay kolay isyan etmez.'' AKARYAKIT ZAMMI ''Gerçek neyse
onu söylemek'' gibi bir özelliklerinin olduğunu ifade eden Erdoğan,
''Niye? Aldatamayız. Mesela, zam yapılması gerekiyorsa yaparız,
yapılması gerekmiyorsa, zam yapma gibi bir yanlışın içine
girmeyiz'' dedi. Erdoğan, 1 yıl boyunca akaryakıta, doğalgaza,
şekere zam yapmadıklarını belirterek, önceki yıllarda haftada bir,
hatta günaşırı akaryakıta, her ay elektriğe ve doğalgaza zam
yapıldığını kaydetti. Akaryakıta en son 27 Şubat'ta zam
yaptıklarını, o zaman petrolün varilinin dünyada 32 dolara
yükseldiğini anımsatan Erdoğan, petrolün varilinin 42 dolara
yükselmesinden dolayı geçtiğimiz günlerde akaryakıta yüzde 5'lik
bir zam yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Geçen yıl 65 katrilyon
lira faiz yerine 58 katrilyon lira ödediklerini anlatan Erdoğan,
bunun borçlanma maliyetlerini düşürmelerinden kaynaklandığını
kaydetti. Yönetimde 3 şeyin çok önemli olduğunu, bunlardan
birincisinin bilgiyi iyi yönetmek, ikincisinin parayı iyi yönetmek,
üçüncüsünün ise insanı iyi yönetmek olduğunu ifade eden Erdoğan, bu
3 şeyin başarılması durumunda başarının geleceğini belirtti. ''68
ÜLKEYİ ZİYARET ETTİM'' Başbakan olarak şu ana kadar 68 ülkeyi
ziyaret ettiğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu neden?
Ülkemizi dünyaya açmak için. Ülkemize dünya piyasasında anlamlı,
kendine yakışır yeri bulabilmek için. Giderken yalnız gitmedim, iş
adamlarımızdan her gidişimizde en az 150-200 kişiyi yanıma aldım.
İş dünyamızın, sivil toplum örgütlerinin başkanlarını,
yöneticilerini yanıma aldım. Onların karşıtlarıyla oralarda
görüşmeler yaptık. Bağlantı kursun kurmasın bunlar önemli değil ama
gidiş gelişlerde dünyayı tanımak var ya, o insanlarla orada
masalara oturmak var ya, onlar benim işadamımın, sanatkarımın,
benim esnafımın gücünü artırıyor. Bu ona, farklı bir psikolojik
rekabet kazandırıyor. Bu çok önemli. Yarın, sen hiç önünde olma o
gider oraları bulur. Çin'i bulur, Kore'yi bulur, ABD'yi bulur,
Japonya'yı da bulur. Orada gider, George ile oturur masaya, takır
takır hesap yapmaya başlar. Benim yürekli olan Aksekili vatandaşım,
Japonya'ya gitmiş, Japon'la oturup pazarlık ediyor. Orada saati
dolduruyor, alıyor, geliyor. Türkiye, bu noktada kabuğunu
kırmıştır, bu böyle devam edecek.'' YAYGARALAR Türkiye'nin,
dünyadaki birçok şoktan kolay kolay etkilenen bir ülke olmadığını
ifade eden Erdoğan, borsada bazı oynamalar karşısında bazı
''yaygaraların'' koptuğunu söyledi. Erdoğan, borsanın bir hafta
içerisinde tekrar 17 bin puanın üzerine çıktığını anımsattı. Türk
Lirası'nın değer kazanması üzerine, bazı işadamlarının ''battık,
ihracat iyi gitmiyor, kaybediyoruz'' şeklinde sitemde
bulunduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Türk Lirası'nın dalgalı
kur uygulamasından dolayı son günlerde ucuzlamaya başlaması üzerine
de diğer kesimin, ''batıyoruz, bitiyoruz'' dediklerini kaydetti.
Erdoğan, ''Atalarımızın, bir sözü var: Dere, yatağında akar. Para
da öyledir. Sıkmamak lazım, kendi yerini bulur. Eğer biz dalgalı
kur değil de sabit kur uygulaması yapsaydık, asıl o zaman darbeyi
yerdik'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, konuşmasını, eski bir ahi
deyişi olan, ''gelen gelsin saadetle, giden gitsin selametle''
sözüyle tamamladı.