Erdoğan: IMF'siz olmaz
Abone olErdoğan 'IMF ile çalışmayız' bu gerçekçi bir söylem değil" diyerek yeniden IMF'li döneme göz kırpan açıklamayı yaptı.
4. Türkiye İktisat Kongresi'nde konuşan Başbakan Erdoğan,
Türkiye'nin IMF'ye 20 milyar dolar borcu olduğunu belirterek
"IMF'yle çalışmam tartışması yanlıştır. Dünya gerçeklerinin dışında
yaşanmaz. IMF'yi bir kenara atamazsınız" dedi. 4. Türkiye İktisat
Kongresi, İzmir Kültürpark İZFAŞ 1 No'lu Hol'de başladı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra yerli ve yabancı birçok
ekonomist Kongre'ye katılıyor. Başbakan Erdoğan, 4. Türkiye İktisat
Kongresi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, önemli atılımların
gerçekleştiği başarılı dönemlerin yanında, çeşitli etkenlere bağlı
olarak başarısızlıkların ve istikrarsızlıkların yaşandığı dönemler
olduğunu belirtti. MİLLİ GELİR, TATMİN EDİCİ OLMAKTAN UZAK Erdoğan,
şöyle devam etti: "'Ancak, başarı düzeyimizi belirlerken sadece
kendi geçmişimize bakarsak eksik değerlendirme yapmış oluruz. Biz,
gelişirken dünya da olduğu yerde durmamıştır. Açık yüreklilikle
itiraf etmek gerekir ki, bugün ulaştığımız nokta bu bakımdan
yeterli değildir. Bugün milli gelir büyüklüğü bakımından dünya
ülkeleri arasında 22.sıraya yükselmiş olan Türkiye'de, kişi başına
milli gelir, üzülerek söylüyorum ki tatmin edici olmaktan
uzaktır.'' PROGRAM TİTİZLİKLE UYGULANIYOR Başbakan Erdoğan, acil
ekonomik sorunlarını çözmeyi ve ülkemizi geleceğe hazırlamayı esas
alan hükümet programının ''titizlikle uygulandığını'' söyledi.
Özellikle ekonomik büyüme ve enflasyonla mücadeledeki performansın,
ekonomik programın başarısının en somut göstergeleri olduğunu
anlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''2003 yılında aylık
enflasyon oranlarında üst üste rekor düzeyde düşüşler
kaydedilmiştir. TÜFE'de yıl sonu hedefimiz yüzde 20 olarak
belirlenmişken, bu hedef dahi aşılmış ve yüzde 18.4 oranına
ulaşılmıştır. Şubat 2004 itibariyle TEFE yıllık artış hızı yüzde
9,1 oranı ile 1970 yılından beri ilk kez tek haneye inmiştir ve
Nisan ayında da bu eğilim korunmuştur. TÜFE'de 2004 yıl sonu
hedefimiz yüzde 12 olarak belirlenmiş, daha yılın ilk üç ayında bu
oran yakalanmıştır. Yıl içinde zaman zaman küçük artışlar olsa da
enflasyon hedefimizi tutturmak mümkün görünmektedir. On yıllar
boyunca soframıza, emeğimize, ekmeğimize musallat olan enflasyon
nihayet dize getirilmiş, uyguladığımız politikalar sayesinde rekor
düzeyde bir iyileşme kaydedilmiştir. Şunu açıklıkla ifade etmeliyim
ki, enflasyonla mücadelede halkımızın bize duyduğu güven ve verdiği
fedakarca destek en büyük dayanağımız olmuştur. Enflasyonla
mücadelede alınan bu büyük mesafe, iradesini sorunların aşılması
yönünde koyan bir yönetim ile toplumun bütün kesimlerinin ortak
hedefler doğrultusunda birleşmesinin ödülü olmuştur. Enflasyonda
2005 yılı hedefimiz TÜFE'de tek haneli orana ulaşmaktır. Sonraki
yıllarda da AB ortalamasında bir enflasyon oranı hedeflerimiz
arasında yer almaktadır. Bugün artık paramızdan sıfır atma
noktasına gelebildiğimiz bir ekonomik özgüvene sahibiz.'' YENİ TÜRK
LİRASI Başbakan Erdoğan, Ocak 2005 tarihinden sonra Türkiye'nin,
''Yeni Türk Lirası''yla tanışacağını ve ''gururla taşınacak bir
paraya'' sahip olacağını belirtti. Yakın zamanlara kadar hayal
edilmesi bile mümkün olmayan bu hedeflerin, bugün tek tek
gerçekleşmekte olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Her geçen gün
çıta yükseltilmekte, makroekonomik göstergelerde daha yüksek
hedefler belirlenmektedir'' dedi. Yılın ilk dört ayında ihracatın
19 milyar 88.9 milyon dolarla rekor seviyede bir artış gösterdiğini
dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin Nisan ayındaki
ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42.8 artarak 5
milyar 315 milyon dolara yükselmiştir. Bu göstergeler Türkiye'de
ekonomik canlanmanın sağlıklı bir zeminde yaşandığını ortaya koyan
göstergelerdir'' dedi. IMF'YE BORCUMUZ 20 MİLYAR DOLAR Önümüzdeki
dönemde temel hedeflerinin ''yakalanan istikrar ortamının korunması
ve büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi'' olduğunu kaydeden
Erdoğan, şöyle devam etti: "AB'ye tam üyelik hedefi doğrultusunda,
ekonomimizi Maastricht kriterlerine uyumlu bir gelişme seviyesine
yükseltmek için azami dikkat ve gayreti göstereceğimizden kimsenin
şüphesi olmasın. İmalat sanayinde aktif kullanım, 3 Kasım öncesi
yüzde 25'lere düşmüştü. Bugün imalat sanayinde aktif kullanım yüzde
85'e ulaştı. Bunun görmemezlikten gelemeyiz. Bu, verilen güven,
istikrar, şeffaf ve saydam bir yönetim anlayışının ürünüdür. Yine 3
Kasım öncesi iç borçlanma yüzde 69 seviyelerindeydi, bugün bu yüzde
23'lere düştü. Dokuz aylık borçlanmayı uzun vadeye yayamayan, yüzde
14-17 arası borçlanan Türkiye Cumhuriyeti, bugün dünya
piyasalarından yüzde 7- 8'le borç alacak güce ulaştı. Reel faiz 3
Kasım öncesi yüzde 34'tü. Bugün yüzde 10-12 arasında bunu görmek
lazım. Ben devletin gerçek rakamlarıyla konuşuyorum. 'Efendim bu iş
borçlanma ile çözülmez' diyorlar. Ben borç stokunu artırmıyorum.
Kamu net borç stokunu yüzde 91'den yüzde 71'e çektik. Bir şeye daha
üzülüyorum. IMF'ye borcumuz 25 milyar dolar deniliyor. IMF Başkan
Vekili Anne Krueger burada. IMF'ye borcumuz 20 milyar dolardır. IMF
ile faiz dışı yüzde 6.5 fazlayı konuşacağız. Bunu nasıl aşağı
düşürürüzü tartışacağız. 'IMF ile çalışmayız' bu gerçekçi bir
söylem değil. Bunları söyleyenlerin de bunları aynen uygulayacağına
inanıyorum. Dünya gerçekleri dışında yaşayamazsınız. 20 milyar
borcum yok mu diyeceksin?'' Kaynak: Hürriyet