Erdoğan IMF ile tıpış tıpış
Abone olBöyle diyor CHP lideri Baykal.. Erdoğan'ın IMF'ye fırça atmasına tepki gösteren Baykal'a göre anlaşma yakın..
IMF tartışması Baykal'ın da gündeminde. Hükümetin IMF konusunda çelişki yaşadığını savunan Baykal, Erdoğan'ı IMF'ye caka satmasının boş olduğunu ileri sürdü.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin küresel ekonomik krize yönelik gerekli önlemleri alma ve işbirlikleri geliştirme konusunda geç kaldığını savunarak, ''Başbakan'ın, bütün cakasına rağmen IMF ile tıpış tıpış bir anlaşma arayışı içine girmekte olduğu görülüyor'' dedi.
CHP Parti Meclisi, Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında toplandı. Baykal, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, PM'nin gündeminde yeni program ve tüzük çalışmasının olduğunu söyledi.
Baykal, 2008 yılı içinde kurultay toplayarak program ve tüzük değişikliğine gitmeyi planladıklarını belirterek, bu değişikliklerle CHP'nin kendini yeni döneme hazırlayacağını, etkin, hızlı ve dinamik bir parti yapısına kavuşacağını ifade etti.
Konuşmasında küresel ekonomik krize de değinen Baykal, bu konudaki hükümete yönelik uyarılarını sürdürdüklerini kaydetti. ''Krizin önümüzdeki dönemde gerçek sonuçlarının Türkiye gibi ülkeler üzerinde kendisini hissettireceği artık anlaşılmıştır'' diyen Baykal, kalkınmış ülkelerin kriz karşısında el birliği içinde etkin önlemler geliştirdiklerini anlattı. Baykal, krizin dünya ekonomisinde ciddi bir durgunluğa yol açacağının görüldüğünü belirterek, yeni bir ekonomik ortamın meydana geleceğini kaydetti. Dünyadaki bu tablonun Türkiye'yi de etkisi altına alacağını ifade eden Baykal, Türkiye'de özellikle kredi bulma konusunda ciddi sorunların yaşanacağını, işsizlik, ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi sıkıntıların görüleceğini savundu. Baykal, küresel ekonomik krize yönelik tedbirler konusunda CHP'nin her türlü işbirliğine ve desteğe hazır olduğunu söyledi.
''IMF KONUSUNDA ÇELİŞKİ İÇİNDELER''
Baykal, hükümetin IMF konusunda da ''tam bir çelişki içinde'' olduğunu ileri sürerek, hükümetin yaklaşan krize rağmen işbirliği geliştirmede geciktiğini savundu.
''Bu konuda da Başbakan'ın yaklaşımı gerçekten ibret vericidir'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ümük sıkma terminolojisiyle konuyu ele almaya çalışıyor. Ama bir yandan da IMF ile ciddi bir anlaşma zorunluluğunun etkisinde oldukları görülüyor. Türkiye IMF ile bir anlaşma yapmak durumunda kalırsa bu anlaşmanın geç yapılmış olmasından dolayı Türkiye ciddi bir kayba uğrayacaktır. Bu hükümetin siyasi sorumsuzluğunun bir bedeli olarak bu kendini gösterecektir. IMF karşısında hükümetin tavrı, seçim öncesinde, seçime yönelik olarak siyasi harcama şansını kısıtlayabileceği ihtimali dolayısıyla bu konuda bir esneklik arayışına yönelik bir müzakere ihtiyacı içinde. Öyle gözüküyor. Yoksa Türk ekonomisinin gerçek sorunlarının çözümünü sağlayacak kaynakları ortaya koymaya yönelik bir çalışma içinde olduğunu söylemek olanağı yoktur. IMF konusunda bu dalgalanma kendisini gösteriyor.
Başbakan'ın, bütün cakasına rağmen IMF ile tıpış tıpış bir anlaşma arayışı içine girmekte olduğu görülüyor. Bunun kaçınılmaz olduğu artık ortaya çıkmıştır. Kabadayılıkla kriz mücadelesi gerçekleştirilmez. Başbakan bu dersi almaktadır, alacaktır ama Türkiye bunun ağır bedelini ödemekte oluyor.''
Deniz Baykal, bankalardaki mevduata verilecek garanti konusunda da hükümetin aynı ''kafa karışıklığı'' içinde olduğunu savundu. Hükümetin 2 yıllık bir süre için mevduata tam garanti verme olanağını kendi üzerine aldığını ifade eden Baykal, ''Türkiye önlemleri geç alıyor, gecikerek alıyor ve yetersiz düzeyde alıyor. Geç tedavinin, yetersiz tedavinin amaca hizmet etmesi mümkün olmuyor'' dedi.
''KRİZDEN NEMALANMAK İSTEYENLER VAR''
Hükümetin krize yönelik ortaya koyduğu tek önlemin yurt dışındaki Türk vatandaşlarının tasarruflarının Türkiye'ye aktarılması olduğunu savunan Baykal, buna prensip olarak olumlu yaklaştıklarını, ancak bunun kara para aklama, mali saygınlığın ortadan kalkması gibi sıkıntılara yol açmamasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Bu düzenlemeye yönelik hazırlanan çalışmanın CHP'nin kaygılarında haklı olduğunu ortaya koyduğunu belirten Baykal, ''Krizden nemalanmak isteyen birilerinin bulunduğu anlaşılıyor'' dedi.
Düzenlemenin yurt dışından Türkiye'ye kaynak aktarmaya yönelik olmanın ötesinde bir vergi affı haline dönüştüğünü ifade eden Baykal, vergi denetiminden kurtulmak isteyenler için bir kalkan oluşacağını savundu. Baykal, bu sorunlarla kimlerin karşı karşıya olduğunun incelenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Baykal, bu düzenlemenin kara para konusunda ciddi bir gevşemeye yol açacağını da iddia ederek, ''Hayali ihracatçıların ve naylon fatura düzenleyenlerin bu suçları da düzenlemeyle affedilmiş olacaktır'' dedi. Baykal, düzenlemenin Deniz Feneri Derneği konusundaki sorumluluğun da ortadan kaldırılmasının kapısını açacağını ileri sürdü. Hükümetin yurt dışından para getirme konusunu dört elle sahiplendiğini belirterek, ''Bunun niye sahiplenildiği bellidir'' diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin küresel ekonomik krize yönelik gerekli önlemleri alma ve işbirlikleri geliştirme konusunda geç kaldığını savunarak, ''Başbakan'ın, bütün cakasına rağmen IMF ile tıpış tıpış bir anlaşma arayışı içine girmekte olduğu görülüyor'' dedi.
CHP Parti Meclisi, Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında toplandı. Baykal, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, PM'nin gündeminde yeni program ve tüzük çalışmasının olduğunu söyledi.
Baykal, 2008 yılı içinde kurultay toplayarak program ve tüzük değişikliğine gitmeyi planladıklarını belirterek, bu değişikliklerle CHP'nin kendini yeni döneme hazırlayacağını, etkin, hızlı ve dinamik bir parti yapısına kavuşacağını ifade etti.
Konuşmasında küresel ekonomik krize de değinen Baykal, bu konudaki hükümete yönelik uyarılarını sürdürdüklerini kaydetti. ''Krizin önümüzdeki dönemde gerçek sonuçlarının Türkiye gibi ülkeler üzerinde kendisini hissettireceği artık anlaşılmıştır'' diyen Baykal, kalkınmış ülkelerin kriz karşısında el birliği içinde etkin önlemler geliştirdiklerini anlattı. Baykal, krizin dünya ekonomisinde ciddi bir durgunluğa yol açacağının görüldüğünü belirterek, yeni bir ekonomik ortamın meydana geleceğini kaydetti. Dünyadaki bu tablonun Türkiye'yi de etkisi altına alacağını ifade eden Baykal, Türkiye'de özellikle kredi bulma konusunda ciddi sorunların yaşanacağını, işsizlik, ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi sıkıntıların görüleceğini savundu. Baykal, küresel ekonomik krize yönelik tedbirler konusunda CHP'nin her türlü işbirliğine ve desteğe hazır olduğunu söyledi.
''IMF KONUSUNDA ÇELİŞKİ İÇİNDELER''
Baykal, hükümetin IMF konusunda da ''tam bir çelişki içinde'' olduğunu ileri sürerek, hükümetin yaklaşan krize rağmen işbirliği geliştirmede geciktiğini savundu.
''Bu konuda da Başbakan'ın yaklaşımı gerçekten ibret vericidir'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ümük sıkma terminolojisiyle konuyu ele almaya çalışıyor. Ama bir yandan da IMF ile ciddi bir anlaşma zorunluluğunun etkisinde oldukları görülüyor. Türkiye IMF ile bir anlaşma yapmak durumunda kalırsa bu anlaşmanın geç yapılmış olmasından dolayı Türkiye ciddi bir kayba uğrayacaktır. Bu hükümetin siyasi sorumsuzluğunun bir bedeli olarak bu kendini gösterecektir. IMF karşısında hükümetin tavrı, seçim öncesinde, seçime yönelik olarak siyasi harcama şansını kısıtlayabileceği ihtimali dolayısıyla bu konuda bir esneklik arayışına yönelik bir müzakere ihtiyacı içinde. Öyle gözüküyor. Yoksa Türk ekonomisinin gerçek sorunlarının çözümünü sağlayacak kaynakları ortaya koymaya yönelik bir çalışma içinde olduğunu söylemek olanağı yoktur. IMF konusunda bu dalgalanma kendisini gösteriyor.
Başbakan'ın, bütün cakasına rağmen IMF ile tıpış tıpış bir anlaşma arayışı içine girmekte olduğu görülüyor. Bunun kaçınılmaz olduğu artık ortaya çıkmıştır. Kabadayılıkla kriz mücadelesi gerçekleştirilmez. Başbakan bu dersi almaktadır, alacaktır ama Türkiye bunun ağır bedelini ödemekte oluyor.''
Deniz Baykal, bankalardaki mevduata verilecek garanti konusunda da hükümetin aynı ''kafa karışıklığı'' içinde olduğunu savundu. Hükümetin 2 yıllık bir süre için mevduata tam garanti verme olanağını kendi üzerine aldığını ifade eden Baykal, ''Türkiye önlemleri geç alıyor, gecikerek alıyor ve yetersiz düzeyde alıyor. Geç tedavinin, yetersiz tedavinin amaca hizmet etmesi mümkün olmuyor'' dedi.
''KRİZDEN NEMALANMAK İSTEYENLER VAR''
Hükümetin krize yönelik ortaya koyduğu tek önlemin yurt dışındaki Türk vatandaşlarının tasarruflarının Türkiye'ye aktarılması olduğunu savunan Baykal, buna prensip olarak olumlu yaklaştıklarını, ancak bunun kara para aklama, mali saygınlığın ortadan kalkması gibi sıkıntılara yol açmamasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Bu düzenlemeye yönelik hazırlanan çalışmanın CHP'nin kaygılarında haklı olduğunu ortaya koyduğunu belirten Baykal, ''Krizden nemalanmak isteyen birilerinin bulunduğu anlaşılıyor'' dedi.
Düzenlemenin yurt dışından Türkiye'ye kaynak aktarmaya yönelik olmanın ötesinde bir vergi affı haline dönüştüğünü ifade eden Baykal, vergi denetiminden kurtulmak isteyenler için bir kalkan oluşacağını savundu. Baykal, bu sorunlarla kimlerin karşı karşıya olduğunun incelenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Baykal, bu düzenlemenin kara para konusunda ciddi bir gevşemeye yol açacağını da iddia ederek, ''Hayali ihracatçıların ve naylon fatura düzenleyenlerin bu suçları da düzenlemeyle affedilmiş olacaktır'' dedi. Baykal, düzenlemenin Deniz Feneri Derneği konusundaki sorumluluğun da ortadan kaldırılmasının kapısını açacağını ileri sürdü. Hükümetin yurt dışından para getirme konusunu dört elle sahiplendiğini belirterek, ''Bunun niye sahiplenildiği bellidir'' diye konuştu.