Erdoğan, ilkelerinden ödün vermedi
Abone olBaşbakan, Türkiye'nin içinde buluduğu süreçlere değindi. "Uyum Protokolü, Kıbrıs ve AB" Erdoğan'ın gündemindeydi. Erdoğan, eleştirilere yanıt vermeyi de ihmal etmedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İktidar Uyum Protokolü'nü
imzalamasın'' diye öneride bulunanlar olduğunu belirterek ''Kusura
bakmasınlar bizim bu tür telkinlere ihtiyacımız yok. Biz, bu işin
müzakeresini de istişaresini de en geniş anlamda yapıyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Ak Parti Ankara İl Başkanlığı Siyaset
Akademisi'nin 3. döneminin kapanışındaki konuşmasında, ''Milletle
iktidara geldiklerini ve milletin de kendileriyle iktidar
olduğunu'' söyledi. Göreve geldikleri zaman yüzde 70 olan nominal
faiz oranının şu anda yüzde 16'ya, yüzde 34 olan enflasyonun ise
yüzde 8'e indiğini anlatan Erdoğan, 2001 yılında -9.4 olan
büyümenin, 2004 yılı sonunda +9,9'a ulaştığına dikkati çekti. Bütün
bunların, ''durup dururken olmadığını'' ifade eden Başbakan
Erdoğan, başarı için insan ve finans yönetiminde başarıyı
sağlamanın esas olduğunu, AK Parti İktidarı'nın da bunu başarıyla
yürüttüğünü söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ''(Vekalet,
asalet) filan böyle şeyler söylüyorlar. Bunların hepsi yasaldır.
Vekaleten atamalar, bizim dönemimizde olmuş şeyler değil. Bunların
hepsi vardı, bizimle başlayan şeyler değil. Bu yasalar olduğu
sürece, bundan sonra da olacak. Biz burada, ebediyen kalıcı
değiliz, bizler de gidiciyiz. Bizden sonra gelenler de aynı şeyi
yapacak. Ben, başarılı olmayan birisini, zorla bir yerlerde
tutarsam, halkıma, milletime bunun hesabını veremem. Yarın seçim
meydanlarında hesabı, ben ve arkadaşlarım vereceğiz. Yanlış
atamalar da yapılmış olabilir. Şu anda bizim atayıp da görevden
aldığımız yok mu? Var... Bürokrat başarılı olacak ki iktidarımız
başarılı olsun. Başarılı olmayan, gösterdiğimiz istikamette
gitmeyen bürokratla biz çalışamayız. Kusura bakmasınlar. Bu bir
haktır ve siyasi irade bu hakkı kullanır, kimse de bunu
siyasallaşma olarak kabul edemez.'' Başbakan Erdoğan, turizm
gelirindeki artıştan söz ederken, bu alandaki yeniliklere dikkati
çekti. Van'ın Akdamar Adası'ndaki Ermeni Kilisesi'nin Kültür
Bakanlığı'nca restore ettirildiğini belirten Erdoğan ''bu, aynı
zamanda, sözde Ermeni soykırımı iddialarında bulunanlara da bir
cevaptır. Biz, düşüncemize, inancımıza güveniyoruz, dolayısıyla bu
özgürlüklerden de korkmuyoruz. Arşivlerimize güveniyoruz. Tarih
belgedir, bilgidir. Siz de çıkarın, varsa görelim. O zaman, gerekli
olan neyse, bunu yapalım. Ama yapamıyorlar, yaklaşamıyorlar. Biz
rahatız'' diye konuştu. Ekonomideki gelişmelerden söz ederken
faizin ''zulüm'' olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Geçmişte, faizle
anasını ağlattınız milletin, inim inim inlettiniz. Ama, bizim
dönemimizde, her geçen gün, bu düşüşe geçti. Faiz bir zulümdür. Bu
zulümden, hem halkımızı, hem kendimizi kurtaracağız'' dedi. Vergi
toplanması konusunda çok hassas olduklarını, göreve geldikleri
zaman toplanan verginin faiz borcunu ödemeye yetmediğini anlatan
Erdoğan, şimdi faizi ödediklerini, yatırıma da artık para
ayırabilir noktaya geldiklerini kaydetti. Eğitim, sağlık, adalet ve
emniyet konusuna, iktidarları döneminde, önem verdiklerini belirten
Başbakan Erdoğan, eğitimde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmeyen
bir performansı yakaladıklarını, sağlıkta ise SSK ve Sağlık
Bakanlığı'na bağlı hastanelerin birleştirilmesiyle bir devrimi
gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdoğan, ''gelirken bir şey
söyledim, 'üçüncü yılın sonunda ceplerinizde bir şeyler
göreceksiniz' dedim. Üç yılı doldurmadan bize nasıl saldırdıklarını
görüyorsunuz. Ama hamdolsun biz üçüncü yılın sonuna varmadan
ceplere birşeyleri koymaya başladık'' diye konuştu. AVRUPA BİRLİĞİ
Başbakan Erdoğan konuşmasında AB sürecine de değindi. AB ile ilgili
sürecin 1959'da başladığını anımsatan Erdoğan ''Biz aslında AB'nin
kurucuları arasında sayılabilecek bir ülkeyiz. Ama yanlış
politikalar maalesef Türkiye'ye farklı bir yere getirdi'' dedi.
Erdoğan şunları söyledi: ''1996'da Türkiye, AB'ye üye olmadan
Gümrük Birliği'ne giren ülke oldu. Diğer ülkeler, AB'ye girdikten
sonra Gümrük Birliği'ne üye oldular. Bizi ise AB'ye üye olmadan
Gümrük Birliği'ne kabul ettiler. Şimdi de farklı şekilde
davranıyorlar. Onları da anlamak mümkün değil. Son 10 üye AB'ye üye
oldu, ama Gümrük Birliği'ne girebilmeleri için bizim onlara onay
vermemiz gerekiyordu. Biz, her zamanki dürüstlüğümüzü, aynı şekilde
ortaya koyduk. Şimdi aynı dürüstlüğü muhataplarımızdan da
bekliyoruz. Gösterirler mi, Göstermezler mi? Biz Türkiyeyiz, Biz
Kopenhag siyasi kriterlerini, insanımızın yaşam standardını
yükseltecek diye, uyum yasalarını uygulamaya geçirdik.'' Uygulama
sürecinde bir zihniyet değişimi gerçekleştirildiğini, bunun kolay
olmadığını anlatan Erdoğan, ''Bu süreci biz, başarıyla atlatacağız.
Sonunda ne olacak; 'Efendim yine yapmadılar'... Biz Kopenhag siyasi
kriterlerini yerine getirdik mi? Getirdik. Uygulamaya çalışıyor
muyuz? Çalışıyoruz. Buna rağmen bize yanlış mı yaptılar, biz bunun
adını 'Ankara Siyasi Kriterleri' koyar yolumuza devam ederiz'' diye
konuştu. ''TELKİNLERE İHTİYACIMIZ YOK'' ''İktidar uyum protokolünü
imzalamasın'' diyenlerin bulunduğun belirten Başbakan Erdoğan
''Kusura bakmasınlar bizim bu tür telkinlere ihtiyacımız yok. Biz
bu işin müzakeresini de istişaresini de en geniş anlamda yapıyoruz.
Senin doğrun farklı, bizim doğrularımız farklı'' dedi. Dünyanın
hiçbir ülkesinde kimsenin kendilerine Kuzey Kıbrıs'la ilgili
olumsuz birşey söyleyemediğini kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Biz, hep Rumlar'ın bir adım önünde olduk. Şu anda biz, onurumuzla
yolumuza devam ediyoruz. KKTC, onuruyla gururuyla yoluna devam
ediyor. AB sürecinde de biz kararlı bir şekilde yolumuza devam
ediyoruz. Konulmuş olan ilkeler neyse, bu ilkelerde atılması
gereken adımları atarız. Ama her gün önümüze yeni bir kural
koyarlarsa, orda da 'kusura bakmayın' deriz. AB süreci bir
medeniyet çizgisidir. Biz, kendi medeniyetimizin değerlerini aynen
korumak suretiyle, modernleşme çizgisinde bu yola devam edeceğiz.
Biz AB'ye farklı bir medeniyeti taşıyoruz aslında. Biz, hep
'Türkiye'yi buraya almazsanız, bir Hıristiyan kulübü olursunuz'
dedik. Papa bir açıklama yaptı, Türkiye'ye nasıl bir rol, nasıl bir
yer biçtiğini görüyoruz. Bu bir anlayış. Temenni ederdim ki hiç
böyle bir açıklama yapmasın. AB, eğer Türkiye'yi arasına katmazsa,
bir Hıristiyan kulübü olarak kalır. Ama Türkiye'yi arasına katarsa,
o zaman orada medeniyetler arası bir diyalog, uzlaşma ortamı
oluşur. Onun için AB'nin vermesi gereken karar çok önemli. Biz
Türkiye olarak, rahatız. Görevimiz neyse, bunu yaparak, yolumuza
devam edeceğiz. Şunu unutmayın; AB konusunu, farklı mecralara
çekmek isteyenler var. Biz, içe kapalı bir siyaset, bir ekonomi
anlayışı düşünmüyoruz. Biz, dünyayla bütünleşme gayreti
içindeyiz.'' Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, Siyaset
Akademisi'nde eğitim görenlere sertifikalarını verdi. AK Parti
Ankara İl Başkanı Nurettin Akman da törendeki konuşmasında,
siyasetçi ve siyasetin yara aldığı bir ortamda AK Parti'nin
kurulduğunu söyledi. Akman, amaçlarının geleceğin siyasetçilerini
hazırlamak olduğunu ifade etti.