Erdoğan ile Merkez arasındaki savaşın nedeni bu!
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası arasında şiddetlenen 'faiz indirimi' tartışmasının perde arkasında hükümetin yeni politikası var.
Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan ile Merkez Bankası arasında uzun süredir devam
eden 'faiz indirimi' tartışmalarını bugünkü köşesine
taşıdı.
Uras'a göre hükümet ekonomi politikasında ciddi bir değişikliğe
gitmiş durumda. Bugüne kadar "Düşük kur/yüksek
faiz" politikası uygulayan hükümet "düşük
faiz/yüksek kur" politikasına geçti.
Erdoğan'la Merkez Bankası arasında bir süredir devam eden
tartışmanın nedeni de bu değişiklik. Güngör Uras'a göre Merkez
Bankası'nın salı günü yaptığı faiz indirimi de geç de olsa politika
değişikliğine uyum için yapılmış olabilir.
Peki "Düşük faiz/Yüksek kur" politikası ne?
Türkiye ekonomisi "Düşük faiz/Yüksek Kur"
politikasına uygun mu?
Milliyet yazarı Güngör Uras'ın köşesinden bu sorulara yanıt veren
bölümler özetle şöyle:
"Bugüne kadar Merkez Bankası, faizi, döviz fiyatlarında istenmeyen
tırmanışı kontrol altına alacak bir silah olarak kullanıyordu. Bu
politikanın yan etkisi olarak da enflasyonu aşağıya çekmeye
çalışıyordu.
Önceki günkü faiz indiriminden sonra Merkez Bankası tarafından
yapılan açıklamada;
1- Enflasyonu aşağıya çekme hedefinden söz edilmiyor.
2- Faiz indirimlerinin devam edeceği işareti veriliyor.
DEĞİŞİKLİĞİN ŞİFRESİ NİHAT ZEYBEKÇİ'DE
Güngör Uras, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin 24 Şubat4ta YASED
Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamanın politika değişikliğinin
şifrelerini verdiğini yazdı ve şöyle devam etti:
REKABETÇİ KUR İSTENİYOR
Bu konuşmasında bakan dedi ki:
"Türkiye'de aşırı değerli TL'yle, faizleri yukarıda
tutarak, TL'ye olan talebi yukarı çekerek, yurtdışından gelen
parayla ve ithalata dayalı bir kolaycılıkla yola devam etmek
sürdürülebilir değildir. Bu durumda 4-5 yılda bir balonumuz olur, o
balonu da patlatırız. Onun için reel, gerçekçi, ihracatı
destekleyen, gereksiz ithalatı da cazip olmaktan çıkaran bir TE
kuruyla, Türkiye'de yatırım yapılabilir ve büyümeyi destekleyen
faiz oranlarıyla bir ekonomi ortamı oluşturmamız
gerek."
Bakan hükümetin "Ekonomi Bakanı" ... Demek ki
hükümetin politikasını açıklıyor. Açıklamadan anlaşılıyor ki
hükümet bundan sonra Merkez Bankası'nın faizleri yüksek tutarak,
döviz kurunu kontrol altına almasını istemiyor. Yüksek faiz
nedeniyle ülkeye gelecek döviz sayesinde cari açığın büyümesini
istemiyor. Döviz fiyatının yükseleceği yere kadar yükselmesi, bunun
sonucu ithalatın gerilemesi, ihracatın artması bekleniyor.
ENFLASYON YÜKSELECEK
İç talebin yetersizliği nedeniyle büyüyemeyen üretimin, ihracat
talebindeki artışa dayalı olarak büyümesi, toplam talep büyümesi
sonucu yatırımların ve üretimin artması, yeni ekonomi politikasının
temeli olacak. Döviz fiyatlarındaki artışın enflasyonu yukarıya
çekmesi kaçınılmaz bir sonuç olacağından da enflasyonu aşağıya
çekme arayışı bir süre için erteleniyor.
... Eğer iktidarın ekonomi politikalarında gerçekten böyle bir
"radikal değişim" konusunda kararlılığı varsa, bu
çok hem de çok önemlidir. Bu tür bir yapılanmanın en önemli
yanı, döviz kurunun ihracatçıya getireceği rekabet avantajının
kullanılabilmesi için üretim yapısında da radikal değişikliğin kısa
sürede gerçekleştirilmesidir.
Basit anlatımıyla, aynı malların fiyatlarını yarıya indirmekle
ihracatı ikiye katlamak mümkün olamaz. Çünkü bizim ürettiğimiz ve
ihraç ettiğimiz malların talep elastikiyeti o kadar güçlü
değil.
İktidarın söylemlerini, Merkez Bankası'mn yaptıklarını
değerlendirerek, "neyin ne olduğunu" anlamaya
çalışıyoruz.
"Düşük faiz/yüksek kur uygulamasına neden geçiliyor, bu
uygulama gerçekten ekonomide "Radikal" bir politika değişikliğini
mi işaret ediyor?" Bunları yakında yaşayarak
göreceğiz.