Erdoğan ile İhsanoğlu arasındaki 9 fark!
Abone olVatan yazarı Hüseyin Yayman, Tayyip Erdoğan ile İhsanoğlu'nu karşılaştırdı ve Erdoğan'ın her konuda açık ara önde olduğunu savundu.
Vatan gazetesi yazarı Hüseyin
Yayman, cumhurbaşkanı adayları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu karşılaştırdı.
Kürt sorunundan Filistin meselesine, Fülen cemaatine bakışlarından
demokratikleşme vizyonuna kadar 9 farklı konuda iki adayı
karşılaştıran Yayman, tatamında Erdoğan'ın önde olduğunu savundu.
İşte Yayman'ın yazısından o dokuz fark:
1. KÜRT SORUNU: Erdoğan’ın
seçimdeki en büyük avantajını çözüm süreci oluşturuyor. İki yıla
yaklaşan eylemsizlik toplumda pozitif hava yaratıyor. ‘Analar
ağlamasın’ cümlesi aforizmaya dönüşüp, ona büyük toplumsal destek
sağlıyor.
İhsanoğlu’nu çözümü desteklemek birlikte Kürt sorunu karşısında tam
olarak ne dediğini bilmiyoruz. Öcalan’la görüşme başta olmak üzere,
anadilde eğitim, af ve kolektif haklar konusunda ikircikli bir
tutumu var. İhsanoğlu, af meselesine girdiğinde MHP’yi küstürecek.
Anadilde eğitim meselesine girdiğinde hem CHP, hem MHP’liler
darılacak.
2. FİLİSTİN MESELESİ:
İhsanoğlu ‘Türkiye’nin Ortadoğu ve Filistin konusunda tarafsız
kalması’ gerektiğini söyledi. Ancak yaptığı hatayı anlayıp düzeltme
yoluna gitse de siyasetin yıkıcı rekabetine kurban gitti. Yirmi beş
günde bu algıyı düzeltmesi çok zor.
Filistin meselesi Erdoğan’ın en güçlü yanını oluşturuyor. Van
minüt’le başlayan süreçte Erdoğan’ın İsrail’e özür diletmesi ve
tarihinde ilk defa geri adım attırması onu sadece Türkiye’de değil,
İslam dünyasında fenomen haline getirdi.
3. ORTADOĞU VİZYONU:
Erdoğan dış politika meselesini sezgileriyle yönetti. ‘Bekle gör’
yaklaşımı içinde ihtiyatlı bir tavrı vardı. Fakat Suriye meselesi
dış politikada büyük kırılma yarattı. Erdoğan halkların yanında
dururken, İhsanoğlu daha çok devletlerin yanında duruyor.
İhsanoğlu ise Ortadoğu’yu kitaplardan değil, yaşayarak biliyor. En
büyük avantajı Suudi Arabistan’ın dolayısıyla İngiltere’nin
desteğini kazanmış olması. CHP, İhsanoğlu’nu aday yapmakla
uluslararası güçlere ‘Erdoğan’a verdiğiniz desteği bana verin,
sizinle çalışmaya hazırım’ diyor.
4. GÜLEN HAREKETİ:
İhsanoğlu bu meseledeki ana fikrini bilmiyoruz. En son Today
Zaman’a verdiği röportajda Erdoğan’ı eleştirdi. İhsanoğlu’nun Gülen
Hareketi karşısında ikircikli bir tavrı var. İhsanoğlu adaylık
sürecinde Gülen’in etkisine ikna edici cevaplar veremiyor.
Tayyip Erdoğan ise paralel yapıyla mücadeleyi ‘istiklal
mücadelesine’ benzetip geri adım atmayacağını söylüyor. Vizyon
belgesinde yeniden tanımladığı ‘din-devlet ilişkisi’ hem Türkiye,
hem de Ortadoğu için paradigma değişikliği anlamına geliyor.
5. EKONOMİ POLİTİKALARI:
İhsanoğlu, icracı cumhurbaşkanı olmayacağını baştan söyleyerek
ekonomi politikalarına girmeyeceğini deklare etti. Ancak ‘Ekmek ve
Buğday Tarlası’ sloganı bu açıklamalarıyla çelişti.
Erdoğan ekonomi mezunu olmakla birlikte ekonomiyi sokakta öğrenmiş
bir lider. Ekonomik krizde aldığı ülkeye büyük sıçrama yaptırdı.
Politik desteğinin arkasında en çok bu kalkınma mucizesi var.
6. DEMOKRATİKLEŞME
VİZYONU: Erdoğan’ın demokratişkleşme perspektifi
karşısında İhsanoğlu görece daha statükocu/devletçi bir pozisyonda
kalıyor. Bunun sebebi İhsanoğlu’nun statükocu olmasından çok
Erdoğan’ın bu meseledeki söylem üstünlüğü. Erdoğan on iki yıldır
iktidarda olmasına rağmen yeri geldiğinde sert bir muhalif bir
söylem benimseyebiliyor.
İhsanoğlu ile ise CHP/MHP bloğunun onay verdiği ölçüde demokratik
dönüşümden bahsedebiliyor
7. CUMHURBAŞKANLIĞININ
FONKSİYONU: İhsanoğlu, klasik cumhurbaşkanlığı
yapacağını söylüyor. Erdoğan ise icracı bir cumhurbaşkanlığından
bahsederken yarı başkanlık sistemine geçileceğinin işaretini
veriyor. İhsanoğlu’nun ‘Erdoğan karşıtı’ cephenin adayı olması
mesajlarının oy beklediği kitleye ulaşmasına engel oluyor.
8. SİYASAL ÜSLUP:
İhsanoğlu’nun en büyük şansızlığı Erdoğan gibi karizmatik bir lider
karşısında aday olması. ‘Meydanların efendisi’ Erdoğan karşısında
derviş meşrep İhsanoğlu’nun politik olarak şansı hiç yok.
9. BÜROKRAT, SİYASETÇİYE
KARŞI: İhsanoğlu’nun bürokrat, Erdoğan’ın ise
siyasetçi olması ortaya asimetrik bir yaratıyor. Bunun yanında
İhsanoğlu’nun sosyolojik bir koalisyonun değil, politik bir
mühendisliğin sonucu aday olması dezavantaj oluşturuyor.