7 Haziran 2015 Genel Seçimleri için geri sayım sürerken
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümet üyeleri ve büroksi
arasındaki krizler bitmek bilmiyor.
Yüce Divan oylaması, Merkez Bankası krizi, Hakan
Fidan'ın adaylığı ve en son Bülent Arınç'ın çıkışıyla alevlenen
tartışmaların sebebi ne?
Gerçekten Erdoğan ile hükümet arasında anlaşmazlık mı
var?
Erdoğan ile hükümet arasındaki krizler seçim
sonuçlarına nasıl yansır?
Kritik soruların yanıtlarını kamuoyu araştırmacıları verdi. AK
Parti'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yakından tanıyan isimlerin bir
kısmına göre 'Bir sorun olduğu muhakkak.' Diğerlerine göre ise
Başkanlık sisteminin getirilmesi için seçmen üzerinde algı
oluşturuluyor.
Aljazeera'nın haberine göre kamuoyu araştırmacılarının
Erdoğan-hükümet krizine ilişkin yorumları:
STAR GAZETESİ YAZARI AHMET TAŞGETİREN:Bir sorun
olduğu muhakkak. Cumhurbaşkanı halk oyuyla seçildi. Cumhurbaşkanı’nın sembolik olma ötesinde
yetkileri var. Bunu kullanmak durumunda. Erdoğan’ın AK Parti
liderliği ortadan kalkmış görünmüyor. Erdoğan da bu ilişkiyi canlı
tutuyor. Cumhurbaşkanı ve hükümetin iç içe geçtiği bir konum ortaya
çıkıyor. Yasal çerçeve bunu karşılamıyor. Fiilen yarı başkanlık
uygulansa bile sorunlar ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı çerçevesinden
bakıldığında bu başkanlık sistemiyle çözülür. Ama bunu anayasal
statü sağlayacak. Seçimlerden öyle bir sonucun çıkması bekleniyor.
Seçimlerden bu yönde bir kompozisyon çıkmazsa bu sorunlu durum
devam edecek demektir. Bu gerilimle insanları başkanlık sistemine
ikna etme stratejisi varsa, insanlar AK Parti’ye oy veriyor olsa
bile bunu böyle algılamaz. Bu, halkın iki tarafın da yıprandığını
düşünmesine yol açar. Halk ‘En iyisi başkanlık stratejisini
getirecek Meclis aritmetiğini getirelim’ demez.
A&G ARAŞTIRMA ŞİRKETİ SAHİBİ ADİL
GÜR:Elbette mevcut yönetim sistemine göre çatışma
çıkıyor. Bu tür Cumhurbaşkanı - hükümet çatışmaları bir
strateji mi bilmiyorum. Zaten 'Cumhurbaşkanını halk
seçsin' dendiğinden beri 'Türkiye bu sistemle bu yola
devam edemez' de deniyor. TBMM vasıtasıyla Cumhurbaşkanlığı'nın
yetkisi azaltılmalı ya da eski sisteme dönülmeli ya da başkanlık
sistemine geçilmeli. Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi için
anayasa değişikliği yapılmalı. Seçimlerden sonra anayasa
değişikliğine gidilebileceği görünmüyor. Bu kutuplaşma artıyorken
bir konsorsiyumun sağlanması da zor, sistem değişikliği de zor
görünüyor. HDP barajı aşmasa da zor. Dolayısıyla bu gerginliği
anlamak zor.
KONDA ARAŞTIRMA ŞİRKETİ SAHİBİ TARHAN ERDEM:
Hükümetle Sayın Cumhurbaşkanı arasındaki tartışmanın, 'Türkiye başkanlık
sistemi dışında bir sistemle yönetilemez' savını seçmene
kabullendirmek amacıyla ortaya atıldığı görüşüne katılmıyorum.
Cumhurbaşkanı ve hükümetin yetkilerinin tartışmaya başlamasını
halkımız kabul etmez. Yönetim organizasyonu, yetkileri ve görevleri
hakkında çok ciddi deneyim yaşamış seçmenimiz çok doğru kararı
verecektir. Sayın Erdoğan'ın Ak Parti seçmenini bir önyargıya
bağlamak istediğini gösteren sözleri var, yakın bir gelecekte
seçmeni yönlendirmek yerine tartışma ortamının koşullarını
genişletmenin doğruluğunu anlayacağını sanıyorum.