Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fransa'da 50 devlet adamıyla birlikte
"Teröre Hayır" mitingine katıldığı için
eleştiriliyor.
Kimler tarafından?
Aylardır kasti tahriklerle insanları birbirine düşürmeye çalışan,
her şeyi terör estirmek için bir bahane olarak görenler
tarafından...
Gerekçeleri, ilkokul çocuklarına masal tadında... Aynı Davutoğlu o
yürüyüşe katılmasa bugün bambaşka bir dil kullanacaklardı...
Pürüzlü sesleriyle, "Dünya terörü lanetlemek için
ayaklanırken Türkiye ortalıkta yok. IŞİD'e destek verirsen, destek
verdiklerin Fransa'yı kana bularsa tabi ki gitmeye yüzün
olmaz" demeleri muhtemeldi...
Gölgelerin içindeki gölge gibiler...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geziye katılan terörist ülkenin katil lideri
Netanyahu'yu eleştirince ellerine yeni bir fırsat geçti.
Hep bir ağızdan, "Ama senin başbakanın onunla kolkola
yürüdü" demeye başladılar. Karın ağrıları Davutoğlu'nun o
yürüyüşe katılması değil aslında...
"Nasıl yaparız, ne ederiz de Erdoğan ile Davutoğlu'nun
arasını açabiliriz..."
Hani Davutoğlu çıkıp Erdoğan'ı eleştiren mini minnacık bir kelam
etse, bir çırpıda kahraman ilan edecekler.
Bu omurgasızlıklarına daha önce defalarca şahit olmuştuk.
Küfür ve hakaretlere boğdukları zamanlarda, sırf Sisi'yi tebrik
edip Erdoğan'la ters düştü diye Abdullah Gül'ü yalamaya başlayan
bunlardı...
Gözyaşları nedeniyle alay konusu yaptıkları Bülent Arınç Erdoğan'ın
dediğini demedi diye öve öve bitiremeyen bunlardı. Bülent Arınç
kendilerine yüz vermeyip, "Benim Erdoğan'a ihanet etmemi
bekleyen bıdıklar daha çok bekler" dediğinde yeniden
küfredenler de onlardı..
"Yolsuz" dedikleri Erdoğan Bayraktar sinirle
istifasını açıkladığında çok sevmişlerdi. Aynı Erdoğan Bayraktar AK
Parti'ye geri döndüğünde onların gözünde yeniden "Yolsuzluk
yapan bakan" oluvermişti, unuttunuz mu?
Hep kendi ağızlarıyla kendilerini mahkum ettiler, hep kendi
dilleriyle kendilerini rezil rüsva ettiler. Şimdi son umutları
Erdoğan ile Davutoğlu arasında yaşanacak anlaşmazlık.
İkilinin arasını bozmak için tımarhane delilerinin dile
getirmeyeceği senaryoları ciddi ciddi anlatmaları yok mu?
Bu gülünç hallerini izlemek insana pek bir keyif veriyor.
İkilinin arasının açık olduğunu anlatacak yalan haberler üretme
konusunda seri üretime geçtiler. Bu amaç için hangi haberlere,
hangi dedikodulara imza atmadılar ki...
Alın size bol bol örnek:
"Davutoğlu, üç dönem görev yаptığı için seçimde aday olamayacak
vekillere kolaylık sаğlаnmаsını istedi. Erdoğan'ın bunа karşılık
Başbakan'a “İşine bak” dеdi.
Erdoğan, sürekli Salı günü Davutoğlu’nun grup toplantısında
konuşacağı saate denk getiren programlar yapınca Başbakan bu duruma
isyan etti.
Erdoğan da Ahmet Davutoğlu da Ankara’da olmalarına rağmen
haftalık olağan görüşmelerini gerçekleştirmediler çünkü araları
limoni.
Erdoğan AK Saray'da gölge kabine kurdu, Davutoğlu artık sadece bir
kukla...
Erdoğan Paris'e giden Davutoğlu'nu, "Kime sormuş da
oraya gitmiş" diyerek haşladı!"
"Erdoğan Davutoğlu'nun misketlerini vermeyince araları
açıldı" demedikleri kaldı, yakında onu bile derler!
Başbakan her konuşmasında, "Biz Recep Tayyip Erdoğan'la
dünyada da ahrette de kardeşiz. Bizimki dava arkadaşlığı, koltuk ve
makam arkadaşlığı değil" diyerek onları madara etmekten
yoruldu, ama onlar yalan üretmekten bir türlü yorulmadı.
Buldukları her fırsatta Davutoğlu'na ihanet önermekten geri
kalmıyor bozguna uğrayan hainler çetesi. "Bak seni kukla
gibi kullanıyor. Yakında seni de silecek" sözleriyle
kulağına zehirli cümleler fısıldamalarına rağmen aldıkları cevap
her seferinde yüzlerindeki sırıtışı silip götürüyor.
"Belki bu kez olur" umuduyla yaptıkları her hamle
onlara birer tokat gibi geri dönüyor, yüzleri tıpkı güneşin ansızın
bulutların arasına girmesi gibi kararıyor.
Aylardır, "Yahu buradan size ekmek çıkmaaaaaz!"
diye yazıyoruz ama idrak iltihabı nedeniyle anlamaları mümkün
değil.
Ne yaparsanız yapın iki dava arkadaşını birbirine düşüremezsiniz,
boşuna debelenip durmayın. Dostlara ihanet, övünülecek bir meziyet
değil. Bu durum insana güç kazandırabilir ama şeref
kazandırmaz.
Aksine şerefsiz ve onursuz yapar.
Davutoğlu'nu Davutoğlu yapan davaya sadakat, ihanet değil. Ondan
böyle bir hainlik bekleyen sizi, sonsuz bir kahır bekliyor.
Allah size şeref ve onur bahşetmemiş, adam olarak yaratmamış.
Allah'ın adam olarak yaratmadığını kim, niye adam yerine koyup
muhatap alsın ki?..