Erdoğan iki tehlikeye dikkat çekti
Abone olBaşbakan Erdoğan, 2005 Birleşmiş Milletler (BM) Zirvesi Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı. Erdoğan hakların refahı önündeki en büyük iki engeli açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Vakit kaybetmeksizin savaş yerine barışı, yoksulluk yerine refahı, ihtiras yerine vicdanı, baskı ve şiddet yerine, hak ve özgürlükleri küreselleştirmenin imkanlarını hep birlikte aramalıyız'' dedi.
Konuşmasına, ''Barış içinde bir dünya umutlarımızı temsil eden bu çatının altında sizlere seslenmeyi büyük bir bahtiyarlık addediyorum'' sözleriyle başlayan Erdoğan, yeni bir yüzyılın başında gerçekleştirilen Milenyum Zirvesi'nde 5 yıl önce ortaya konan iradenin BM'nin kuruluş ideallerini 21. Yüzyıl'a taşımayı esas aldığını belirtti.
BM'nin o günlerdeki tanımıyla ''Büyük bir savaşın enkazı altında ezilen insanlığın barış evi'' olarak inşa edildiğini kaydeden Başbakan, aradan geçen süreçte ne yazık ki insanlığın büyük acılar çekmeye, büyük yıkımlar görmeye devam ettiğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
''Savaş, yoksulluk ve gözyaşının yanında barış dönemleri tarihimizin çok az bir bölümünü teşkil etmektedir. Birleşmiş Milletler, yeryüzünde işte bu dengeyi, barış ve refah lehine değiştirme temeli üzerinde yükseltmektedir. Yine bu sebeple BM'yi güçlendirmeye, bugün karşı karşıya bulunduğumuz insani acıların çözümünü bu zeminde aramaya mecburuz.
Kuzey ile Güney arasında gittikçe büyüyen gelir dağılımındaki adaletsizlik ile silahlanma yarışını, halkların refah ve mutluluğu önündeki en büyük engeller olarak görüyorum. Tarihin her döneminde insanlık için ortak bir tehdit ve kaygı konusu olan yoksulluk, salgın hastalıklar, çevresel tahribat ve terör,bugün her zamankinden daha korkutucu bir hal almıştır. Zira, dünyanın neresinde ya da kimin olursa olsun bu sorunların her biri, artık küresel boyutta tezahür etmektedir; ve artık tek tek her birimizin
sorunudur.
Bunun en önemli nedeni yaşadığımız küreselleşme gerçeğidir. Fiziksel olarak bizden uzakta oldukları için, bu sorunlara karşı artık ne gözlerimizi kapatabilir, ne de kulaklarımızı tıkayabiliriz.
Öyleyse vakit kaybetmeksizin savaş yerine barışı, yoksulluk yerine refahı, ihtiras yerine vicdanı, baskı ve şiddet yerine, hak ve özgürlükleri küreselleştirmenin imkanlarını hep birlikte aramalıyız. BM başta olmak üzere uluslararası kurumlarımızı, buna göre yeniden yapılandırmalıyız.
Hiç şüphe etmeyelim ki insanlık olarak ortak geleceğimiz buna bağlı olacaktır.'' Bugün küresel bir salgın halini alan çatışma kültürünün, kanaatince en öncelikli meselelerin başında gelmekte olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, New York'u, İstanbul'u, Madrid'i, Londra'yı, Şarm el Şeyh'i, Beslan'ı, Bağdat'ı vuran terörün bir kez daha hatırlanması gerektiğini söyledi. Erdoğan, ''Nihayet bize terörün, insanlığın ortak düşmanı olduğunu bu acı tecrübeler bir kez daha öğretmiştir'' dedi.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Yoksulluk içinde yaşayan, küreselleşmenin nimetlerinden yeterince pay alamayan, demokrasi ve özgürlüklerden yararlanamayan, dünyamızdaki büyük değişime ayak uyduramayan, çatışmaya, yok etmeye
kilitlenen insanlara nasıl yardım edebileceğimiz üzerinde ciddiyetle durmalıyız.
Düşenlerin yanında olmadığımız sürece, ayakta kalmanın giderek güçleşeceği aşikardır. Yaşadığımız bunca tecrübeden, geçmişte milyonlarca insanın hayatına mal olan yıkıcı çatışmalardan sonra, bugün hala farklı geleneklerin ve kültürlerin çatışma unsuru olarak
sunulması vahim bir hatadır. Biz, İspanyol meslektaşım Sayın Zapatero ile birlikte 'Medeniyetler İttifakı' girişimini bu inançla başlattık. Aynı inancı paylaşan Sayın Genel Sekreter, büyük bir duyarlılıkla bu çabamıza katılarak himaye etmiştir.''
BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Zirve'ye sunduğu rapordaki taahhüt ve önerileri de benimseyen Sonuç Belgesi'nin, uluslararası toplumun Binyıl Kalkınma Hedefleri'ne ulaşılması yolunda atılmış önemli bir adım olacağını kaydeden Erdoğan, Sonuç Belgesi'nde yer alan yapısal reformun, 60. Genel Kurul döneminde gerçekleşmesinin en içten dileği olduğunu ifade etti. Türkiye olarak, 2009-2010 yılı Güvenlik Konseyi adaylığının temel amacının, küresel barış ve refahın sağlanması yolundaki çabalara katkıda bulunmak olduğunu açıklayan Başbakan, ''Her şeyden önce kendini yenileyen, daha demokratik ve şeffaf, tüm üyelerin ortak
iradesini temsil kabiliyetine sahip, uluslararası ihtilafların çözüm zemini olan, dünya barışının teminatı olarak görülen, saygınlığı, tüm üyeleri tarafından yüceltilen, daha aktif ve daha dirayetli bir BM teşkilatı, insanlığın ortak yararınadır'' diye konuştu.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ı bu yöndeki çabaları için kutlayan Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, daha iyi bir dünya için umutlarını ve ideallerini muhafaza etmektedir'' dedi.