Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
"Hiç endişe etmeyin. Cesaretinizi asla
yitirmeyeceksiniz. Siz kalbinize umutsuzluğun
zehrini yaklaştırmayacaksınız, hüzünlenmeyecek, yeise
kapılmayacak, Allah'ın ve milletin bizimle olduğu şuurunu bir
an olsun unutmayacaksınız. Ülkeye ve millete hizmetkar
olmanın elbette bir bedeli var. Gerekirse bu bedeli
ödemekten hiçbir zaman kaçınmayacağız."
Bu sözler dün AK Parti Grup toplantısında konuşan Başbakan
Erdoğan'ın ağzından çıktı.
14 yıldır tüm partilerin grup toplantılarını izleyen biriyim. İlk
kez, adeta bir vasiyeti andıran böylesi bir konuşmaya tanık
oluyorum. Buna benzer sözleri en son, askeri darbeyle devrilen
Muhammed Mursi'den duymuştuk ve sonra neler olduğunu tüm dünya
izledi.
Erdoğan yargı cuntasıyla hareket edenlerin kendisine ödetmek
istediği bedel için hazır! "Bu bir istiklal
savaşıdır. Benimle veya bensiz. Bu yolda millet arkanızda oldukça
yürümeye devam edin" diyor açık açık!
Doğrusunu isterseniz haksız değil...
Yolsuzluk iddialarının kendisini yok edeceğini, sandıkta yenilgiye
uğrayacağını düşünmüyor. Belli ki aklı başında herkes gibi, oynanan
korkunç oyunu görüyor ve o oyunun nasıl biteceğini
kestirebiliyor.
Sizin de dikkatinizi çekti mi?
Savaşın başlamasına neden olan konular neredeyse unutuldu gitti.
Cemaate bağlı yayın organlarında dershanelerle ilgili tek haber
görebiliyor musunuz? "Bakan çocukları da paraları
götürmüş" diyen birkaç twitter avanağının dışında,
yolsuzluklarla ilgili haberlere rastlıyor musunuz?
İki yerden vurmaya çalışıyorlar.
Bir kesim ekonomiyi çökertecek hamlelerde bulunuyor. Borsayı
çökertilirken, Türk Lirası'nın değer kaybetmesini, doların tavan
yapmasını hedefliyor. Merkez Bankası'nın doların ateşini düşürmek
136 milyar dolarlık rezervini eritmesini hedefliyor ekonomi
suikastçileri...
Diğer kesim ise bambaşka bir şeytani planın peşinde. Türkiye ile
terör örgütü El Kaide arasında bir bağ bulmaya çalışıyor.
Bulamadıkça çıldırıyor, o bağ varmış gibi yalan yanlış mesajlar
gönderiyor uluslararası arenadaki efendilerine....
Zaman Todays'ın elemanı Mahir Zeylanov'un İngilizce, "Türk
savcıları El Kaideli teröristi yakalayacaktı. AK Parti engel
oldu" diye mesaj atmasının altında da... Suriye'ye giden
TIR'ın İHH'ya bağlı olduğu ve El Kaide'ye silah taşıdığı yalanının
altında da... İHH'ya bağlı depoların, "Burada El Kaide
elemanı çalışıyormuş" bahanesiyle basılmasının altında da
bu nedenler yatıyor...
Düşünebiliyor musunuz?
Cemaatin yayın organı olan Zaman Gazetesi'nde, Şahin Alpay
isimli bir sözde yazar, "Türkiye Japonya ile nükleer
anlaşmalar yapıyor. AK Parti'nin amacı bu sayede nükleer bomba
yapabilmek" diyerek ABD'ye ve NATO'ya, "Irak'a
girip nükleer bomba aradığınız gibi Türkiye'ye de gelin"
diyebilecek kadar hainleşebiliyor.
Cemaate bağlı tüm yayın organları, İHH'nın Kilis'teki bürosuna
yapılan kirli operasyonu, "El Kaide operasyonu"
diyerek Türkiye ve dünya kamuoyuna duyuracak kadar
alçalabiliyor.
Bakın şu haber yakın zamanda cemaate yakın yayın organlarında çok
masum bir şekilde verildi:
"Türkiye dünyaya yardım eden ülkeler arasında 4. sırada yer
alıyor. Yardım edilen ülkeler arasında Pakistan, Afganistan, Irak
ve Suriye başı çekiyor!"
Bu ülkeler neden ön plana çıkarılmış dersiniz?
Çünkü bu ülkelerin tamamında El Kaide terörü esiyor. Türkiye, tüm
dünyada bir numuralı terör örgütü olarak bilenen El Kaide'ye yardım
eden ülkeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Nedir amacınız?
NATO'nun toplanmasını, ABD'nin, İngiltere'nin Fransa'nın toplanıp
Irak'a girdiği gibi Türkiye'ye girmesini mi hayal ediyorsunuz?
Erdoğan'ın Saddam gibi yargılanıp asılması mıdır hayallerinizi
süsleyen şey? Yoksa "Filistin'deki terörist örgütlere yardım yaptı"
yalanıyla iktidardan düşürülen ve idam edilmesi için planlar
yapılan Mursi gibi bir son mu düşünüyorsunuz onun için?
Partisinden bazı isimler rüşvete ve yolsuzluk olaylarına mı
bulaştı.
Eyvallah!
Erdoğan bunun hesabını elbette hem sandıkta, hem de adalet
huzurunda verecek. Rüşvetle, yolsuzlukla suçlananlar şu an içeride
yatıyor ve adalete hesap vereceği günü bekliyor. O hesabı günü
zamanı geldiğinde hep beraber soracağız, bu konuda
yanınızdayız.
Ama sizin de bu ülke insanına bir hesap vermeniz gerekiyor artık.
En önce şu ses kayıtlarındaki sözlerin hesabını vermeniz
gerekiyor.
"Bankamıza yönelik bir operasyon yapılabilir. BDDK'daki
adamımızla irtibata geçin size bilgi sızdırsın"
sözlerinin...
Gezi olaylarından sonra Tüpraş'a yapılacak maliye denetiminin
önceden Koç'a haber verildiği itirafının... Maden ihalelerinin
kimlere verilmesi gerektiği talimatının hesabını vermeniz
gerekiyor.
Söyleyin lütfen!
Hükümet bazı medya patronlarına ricada bulunduğunda adına sansür
diyoruz. Peki, cemaat mensuplarının taa gazete patronlarına kadar
çıkıp yazarların yazılarının yayınlanmasını engellemesine ne isim
verelim?
Hükümet üyelerinin çıkar karşılığı iş tutmasına yolsuzluk diyoruz.
Peki, cemaat mensuplarının belli çıkarlar karşılığında sponsor
bulmalarına ne isim verelim?
Bakana hediye saat gelmesine rüşvet diyelim eyvallah! Peki,
yurtdışından hizmete hareket eden belli işadamlarına ananas
getirilmesine de aynı ismi verelim mi?
Bakan çocuklarının yolsuzluk yaptığını iddia ederek "Bu
seni bağlar Erdoğan. Bunun bedelini senin de ödemen
gerekiyor" diyoruz. "Sizin adamlarınızın
yaptıkları da sizi bağlar ve bunun bedelini de ödemeniz
gerekiyor" diyelim mi ne dersiniz?
Yayın organlarınız kendi ülkesinin Başbakanı'nı dünyaya
"Diktatör" diye tanıtacak. "Kelleni
keseceğiz" diyerek öldürülmekle tehdit edecek. "Bu
iktidar nükleer bomba yapma hazırlığında" diye şeytani
yalanlar uyduracak. "El Kaide'ye yardım yapıyor bu iktidar.
Ne duruyorsunuz, gelsenize" diyerek işgal için zemin
oluşturacak. İsrail'in tek hedefi olan İHH'yı terörist örgüt
sıfatına sokmak için çalışacaklar. İçeride hükümeti darbe ile
yıkmaya çalışan tüm kişi ve gruplarla işbirliği içinde
olacaklar.
Ama Erdoğan sizi, "Haşhaşiler çetesi"ne
benzettiğinde, ihanet içinde olduğunuzu söylediğinde isyan edecek,
"Bizim bu uluslararası komployla bir ilgimiz yok"
diyecek, "Bizim grubumuzdakilerin yaptıkları cemaati
bağlamaz" kurnazlığına başvuracaksınız.
Var efendim var!
Uluslararası komployla da, yargı cuntasıyla da, hükümeti
ayaklanmayla devirmek isteyen şehir iblisleriyle de bal gibi
ilginiz var!
İnkar etmek ayrı, ikna etmek ayrı şeylerdir.
Toplum ikna olup olmadığının cevabını 30 Mart'ta verecek
nasılsa...