Erdoğan, huzurun sırrını açıkladı
Abone olBaşbakan Erdoğan, dünya barışı için önemli mesajlar verdi. Erdoğan, huzurlu bir yaşamın sırrına da değindi. Erdoğan, barışın ve huzurlu olmanın anahtarını gösterdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insanlığın büyük bir medeniyet
sınavından geçtiğini belirterek, ''Bu sürecin sonunda ya barışla,
ya dostlukla bu gezegeni mutlu bir gezegen haline getireceğiz, ya
da dünya göz yaşıyla, acıyla, mutsuz insanlarıyla bir kargaşaya
doğru sürüklenecektir'' dedi. Başbakan Erdoğan, 22. Dünya Mimarlık
Kongresi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, dünyanın bugün hiç
kimsenin tam olarak içine sindiremediği bir süreçten geçtiğini dile
getirerek, ''İlerleme fikrinin modernleşme ideallerinin başlangıçta
çok da hesaba katmadığımız bazı yan etkiler doğurduğunu, kalkınma
ve büyüme stratejilerinin insani değerleri ayakta tutmakta
yeterince başarılı olamadığını üzüntüyle fark ediyoruz'' diye
konuştu. Dünyanın yeterince huzurlu, insanların da yeterince mutlu
olmadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: ''İnsanlık
olarak büyük bir medeniyet sınavından geçiyoruz. Bu sürecin sonunda
ya barışla, ya dostlukla, yerel değerlerle beslenen bir evrensel
uygarlık kültürüyle bu gezegeni mutlu bir gezegen haline
getireceğiz, ya da dünya göz yaşıyla, acıyla, kaybedilmiş bir
tabiat ve mutsuz insanlarıyla bir kargaşaya doğru sürüklenecektir.
İnsanlığın ortak aklının mutlaka galip geleceğine ve insanlığın
uygarlığın ortak yolunu seçeceğine bütün samimiyetimle
inanıyorum.'' YENİ BİR GELECEK Başbakan Erdoğan, hep birlikte yeni
bir gelecek inşa etmek için herkesin kollarını bugünden sıvaması
gerektiğini vurgulayarak, ''Barış, hoşgörü ve kültürel
çeşitlilikten güç alan yeni insanlık fikirleri üretmeli, yeni bir
gelecek inşa etmeliyiz'' dedi. Bunun için sorumlulukları altında
bulunan her yerde insanca bir hayatın asgari şartlarını
oluşturmaları gerektiğini anlatan Erdoğan, yeni bir gelecek için
güzel, çevreyle uyumlu, çağdaş ve aydınlık şehirler inşa edilmesi
gerektiğini söyledi. Erdoğan, burada idarecilere olduğu kadar
mimarlara da büyük iş düştüğünü ifade ederek, ''Ben inanıyorum ki
kafasında insanlığa hizmet fikriyle gayret gösteren her mimar
sadece binaların ve şehirlerin değil, geleceğin de mimarları
arasında yerini alacaktır. Sizler yeni bir zamanın eşiğinde
böylesine önemli bir misyonun sahiplerisiniz'' diye konuştu.
ZORLUKLARI AŞMANIN YOLU VAR Dünyayı daha güzel, aydınlık ve huzurlu
bir hale getirmek için önlerinde pek çok maddi ve fiziksel
zorluklar olduğunu kaydeden Erdoğan, ama bütün bu zorlukları
aşmanın bir yolunun da bulunduğunu vurguladı. Erdoğan, ''İnsanlık
olarak insanı, hayatı, kentleri, hizmetleri, çevreyi yeniden
düşünecek, ilerleme yolunda nerede yanlış yaptığımızın muhakemesini
yapacağız. İnsanlık, ilerleme, gelişme, kalkınma gibi kavramlara
doğru bakmanın sırrını keşfetmeden ne mimaride, ne kentleşmede, ne
çevreyle ilişkilerinde doğru yolu bulamayacaktır'' dedi. Yeni
insanlarla, fikirlerle, yapılarla, şehirlerle yeni bir hayat
kurulmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''Bu ufku açacaklar, bu yeni geleceğin mimarları
sizlersiniz. Sizlerden, ülkeleri yöneten siyasetlere yol
göstermenizi, yön vermenizi, ufuk açmanızı bekliyoruz. Kendi adıma
bu kongrede söylenecek her söze, üretilecek her fikre, yöneltilecek
her eleştiriye duyarlı olacağımı açıklamak, benim için asla bir
kompleks değil, tam aksine ahlaki bir davranıştır. Türkiye'nin
şehirlerinin insanla, doğal çevreyle tarihi mirasla en uyumlu
şekilde ilerlemesini sağlamak için gayret göstermenin şu anda bir
aktif yolculuğunu yapıyoruz ve ülkemizin dört bir yanını adeta
yeniden ele almak suretiyle tarıyoruz.'' ERDOĞAN VATANDAŞLARLA
PİKNİK YAPTI Başbakan Erdoğan, törenden ayrılmasının ardından,
beraberinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la birlikte Yedikule Zindanları'nın
yakınındaki Kazlıçeşme'de piknik yapan vatandaşların yanına gitti.
Vatandaşlarla bir süre sohbet eden Erdoğan, kendisine ikram edilen
yiyeceklerden yedi. Erdoğan, çocuklara da çeşitli oyuncaklar
verdi.