Erdoğan, hapse girmesine neden olan şiiri Siir'te tekrar okudu
Abone olSiirt 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıl önce okuduğu ve cezaevine girmesine yol açan Ziya Gökalp'in şiirini tekrar okudu.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
yerel seçimler kapsamında Siirt'te seçmene hitap etti. Erdoğan, eşi
Emine Erdoğan'ın memleketinde 22 yıl önce okuduğu ve cezaevinde
sonuçlanan Ziya Gökalp'ın şiirini yeniden seslendirdi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
''Biz gücümüzü Kürt'le Türk'ün, Arap, Laz, Çernek, Boşnak, Gürcü, Roman'ın kardeşliğinden alıyoruz. Biz gücümüzü medyadan değil şu karşımdaki meydandan alıyoruz. Gücümüzü baronlardan, lobilerden, elitlerden değil gece dua etmek için uykusunu bölenlerin samimiyetlerinden alıyoruz. Biz sırtımızı emperyalistlere, PKK'ya, PYD'ye dayayanlardan değil şu meydanı dolduran halkımızdan alıyoruz. Bu mücadeleyi de CHP gibi terör örgütün siyasi uzantılarını belediyelere doldurmak için değil, sizin için, milletim için veriyoruz. Sizden destek verdiğiniz sürece çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yoktur. 40 yıldır verdiğimiz hizmet mücadelesinden bizi çok iyi biliyorsunuz. Gizli, açık pek çok darbe girişimiyle karşılaştık.''
1912 yılında yazılan o şiiri tekrar okudu
Şiiri bu meydanda okudum, beni içeri aldılar. O şiiri bu
meydanda okudum. (Tezahüratlar üzerine) Bir daha mı? Ama birileri
rahatsız olabilir. Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler
kışlamız, müminler asker, bir şey bizi sindiremez. Kar, bora
fırtına yüklense biz yine imanıyla övündüğümüz ecdadımızla
zaferleri taçlandıran bir milletiz...
Erdoğan'ın tutuklanmasına neden olan şiir şöyle:
Minareler süngü, kubbeler miğfer; camiler kışlamız, müminler asker. Bir şey beni sindiremez; gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa; Biz oyuz ki; imanıyla övündüğümüz ecdadımız, titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş; zaferlerin kapısı, Anadolu'nun tapusu Malazgirt'ten ta Çanakkale'ye imanın geçilmez kalesine kadar bizi zaferden zafere koşturan şey işte şu anda içinde bulunduğumuz inanç birliğidir.' Bu yolda böyle yürüdük. Buralara böyle geldik.
Vatandaşıma terörist diyecek kadar enayi miyim?
Milli iradeyi, demokrasiyi CHP ve HDP'ye rağmen güçlendirdik. Barış, emniyet ve huzuru CHP ve HDP'ye rağmen perçiledik. 82 milyonun kardeşliğini CHP ve HDP'ye rağmen savunduk. Hukuk ve adaletten asla taviz vermedik. Cumhuriyet mitinglerine, Gezi olaylarına, 17-25 Aralık darbe girişimlerine, 15 Temmuz ihanetine kadar her türlü saldırının üstesinden işte böyle geldik. Şimdi bunlara birisi daha takıldı. Sözde İyi Parti. Öyle bir yanlış yapıyor ki, dün birlikte Denizli'ye gitmişler. Denizli'de yaptığı konuşmada bu hanımefendi benim Denizli'li kardeşlerime terörist dediğimi söylüyor. Medyada ne yazıyor, 1 hafta önce buraya geldi, Cumhurbaşkanı ne konuştu haberi yok. Ben Denizli'de konuştum. Ben vatandaşıma terörist diyecek kadar enayi miyim ya!
"Meral hanım hani sen geçmişin ülkücüsüydün?"
Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Benim Güneydoğu Anadolu bölgem, Doğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, Orta Anadolu, Ege bölgem var. Ama Kürdistan diyebir bölge yok. Sen istersen oraya git. '1 Temmuz'a kadar terörle mücadele kanunu kaldırmazsanız savaş çıkar' diyor. Sen kimsin ya! Biz inlerinize kadar sizi kovaladık. Bundan sonra da halkımın huzurunu kaçıracak olanları oraya kadar kovalayacağız. Bu milletin huzurunu kaçıramayacaksınız, bu vatanı bölemeyeceksiniz, parçalayamayacaksınız. Biz gücümüzü YPG/PYD-PKK'dan alıyoruz diyorlar. İşte terörist bunlar. Bayan Meral hanım rahatsız olmuş. İyi ki oldun. Hani sen geçmişin ülkücüsüydün, hani sen milliyetçiydin, noldu sana da bu kadar çabuk değişebildin. Bu partimi kurduğumuz zaman benimle beraber yola çıkanlardandır. Bizi Afyon'da yola çıkarken satanlardır. Bizi sattı kayboldu. Hatta kendi partisindenbile ayrılıyorum dedi, bir de baktık ki tekrar dönüverdi.
"Mesele kamyonla bomba taşımak değil"
Ülkesini, milletini, şehrini seven oraya yatırım yapar. Lafla peynir gemisi yürütmek kolaydır. Aslolan bunu icraata dökmektir. Sayın Özdemir, Limak bu terör bölgelerinde baraj yaptı, fabrika kurdu. Buralarda birçok sıkıntılar yaşadı, burada bir istihdam meydana getirdi, yatırımı yaptı her türlü tehditlere rağmen. Bize düşen nedir Başbakan olarak devlet başkanı olarak kendilerine teşekkür etmektir. Bu ülkede taş üstüne taş koyanın başımızın üstünde yeri var. Siirtli olmayan bu bölgeye gelip yatırım yaparsa bizim de onlara her türlü desteği vermek boynumuzun borcudur. Mesele belediyelerin kepçeleriyle teröristler çukur açmak, yol kapatmak değil altyapı yapmaktır. Belediyenin kamyonlarıyla bomba taşımak mesele değil çöpü taşımaktır. Mesele vatandaşın vergilerini Kandil'deki terör baronlarına aktarmak değil.
'Asalaklara rağmen yaptık'
Kürt kardeşlerimizin meselesini de Arap kardeşlerimizin meselesini de Alevi, Sünni vatandaşlarımızın sıkıntılarını da biz çözüme kavuşturduk. Hem de bütün bunları CHP ve HDP gibi Türkiye'nin kronik sorunlarına çözüm bulmak yerine onlardan beslenen asalaklara rağmen yaptık.