Erdoğan gerçekten korkulacak bir lider
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın Diyarbakır konuşması gündeme bomba gibi düştü. Kamuoyu sürecin sonunun nereye varacağını merak ediyor
İktidar partisine yakın isimlerden Star gazetesi yazarı
Mustafa Karaalioğlu,"Erdoğan gerçekten korkulacak" bir lider diyor.
Başbakan'ın tahmin edilemeyecek bir isim olduğunu yazan
Karaalioğlu'na göre, çözüm sürecinden dönmek artık
imkansız.
Hiç kimze Başbakan Erdoğan'ın seçim arefesinde Kürt sorunan ilişkin bu denli "cesur" çıkış beklemiyordu. Bu şaşkınlık hükümete yakınlığıyla bilinen Star si Genel Yayın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu'nun yazısına yansıdı.
CUMARTESİ'DEN SONRA İMKANSIZ
Cumartesiyi eşitlik ve kardeşlik duygusununun en yakın olduğu gün olarak niteleyen Karaalioğlu, Cuma gününe kadar çözüm sürecinden geri dönmek zor ise, Cumartesi'den sonra imkansız olduğunu dile getiriyor. Yazar, ilklerin yaşandığı Diyarbakır'ı anlattığı yazısında, sözü Erdoğan'a getirip onun cesaretini alkışlıyor.
KENDİSİNİ TARİH ÖNÜNDE BAĞLIYOR
(...)Bu tablonun mimarı Başbakan Erdoğan'dır ve gerçekten
"korkulacak bir lider" olduğunu göstermiştir.
Erdoğan'dan korkulur... Böylesine kritik bir dönemde, çözüm için
beklenen adımların ağırdan alındığı sırada, muhaliflerinin hala
eski korkular üzerinden konuşmak için pusuda beklediği anda, Kürt
siyasetinin biraz daha ayrışma umduğu bir takvimde, art arda üç
seçimin başlangıç noktasında bir ezberi daha bozdu.
Dedikleri kadar var. Böyle bir liderden korkulur gerçekten.
Demokrasi ve barış yaklaştıkça, "Olmasın" diye
duaya çıkanların karşısında en beklenmedik anda "Hayır,
olacak" dedi.
Başbakan'm böyle kritik anlardaki öngörülemezliği Türkiye'yi
demokratikleştiriyor, Kürtleri özgürleştiriyor, Türkleri de
rahatlatıyor.
Kuzey Irak'ı Kürdistan diye anons ediyor, aynı zamanda Diyarbakır,
Ergani ve Bismil meydanlarında bayrak sallandırıyor. Korkudan,
nefretten ve "öteki"lerden arındırdığı
Cumhuriyet'e Kürtleri de gönül rahatlığıyla davet ediyor.
Erdoğan sadece tarih sahnesinde benzersiz bir gösteriye imza
atmıyor aynı zamanda kendisini de tarih önünde bağlıyor. Herkesi
elini taşın altına sokmaya çağırırken kendisi de çoktan o taşın
altına elini koymuş bulunuyor.
KÖPRÜNÜN YIKILMASI LAZIM
Yeni Türkiye önünde kalan eski Türkiye arasında köprü vazifesi gören Kürt meselesi olduğunu savunan yazar, yazısını böyle tamamlıyor
(...)Geri dönüşün imkansızlaşması için o köprünün yıkılması
lazım. O köprüden eski vesayet yıllarına dönmek isteyenlerin
umudunu kurmak için de çözüme ulaşmak lazım.
Cumartesi günü Diyarbakır'da o köprünün yıkılması, bu kanlı sorunun
üstesinden gelinmesi için gözyaşlanna bulanan apaçık bir irade
beyanı vardı. Barıştan başka derdi olan kim böyle gözyaşı
döker?"