Erdoğan eylemcilere çok kızdı!
Abone olBaşbakan Erdoğan bugün ekran karşısına geçti, hortumculardan AB'ye, Türkiye'nin durumundan dünkü YÖK eylemine varıncaya kadar hemen her konuya değindi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Cehalet en büyük düşmanımızdır,
onu ayaklarımızın altına aldık'' dedi. Başbakan Erdoğan, dün
İstanbul ve Ankara'da YÖK'ü protesto amacıyla düzenlenen
gösterileri ''demokratik ve hak arayışı olarak doğru bulmadığını''
belirtti. Erdoğan, Çayeli'nde Milli Eğitim Bakanlığı Hizmetiçi
Eğitim Enstitüsü ile Ahmet Hamdi İshakoğlu Anadolu Denizcilik
Meslek Lisesi'nin ortak açılış törenine katıldı. Burada yaptığı
konuşmada, 3 Kasım seçimlerinin ardından emaneti devraldıktan sonra
sağlık, eğitim, adalet ve emniyete öncelik verdiklerini kaydeden
Erdoğan, ''Bu konuda çok büyük açıklarımızın olduğunu biliyoruz.
Demirperde ülkelerinde okuma-yazma oranının yüzde 100 olduğunu
dikkate alırsak, Türkiye'nin nerelerde kaldığı ortada. Okuma-yazma
oranımız maalesef yüzde 85'lerde...'' diye konuştu. ''ALACAK, SANKİ
ÖBÜR DÜNYAYA GÖTÜRECEK...'' Hayırsever işadamlarından
memleketlerine eğitim ve sağlık kurumu yaptırmalarını isteyen
Erdoğan, ''Nedense eller cebe pek gitmiyor. Alacak sanki öbür
dünyaya götürecek. Halbuki eğitimde, sağlıkta ne yatırım yaparsa
onunla birlikte o gidecek. Gelin sağken bu yatırımları yapalım.
Ondan sonra da ebediyen hatıra bırakalım'' dedi. Rize'nin bir
cazibe merkezi haline gelmesi ve göçün durması için çaba
gösterdiklerini kaydeden Erdoğan, Karadeniz sahil yolunun da 2005
yılı sonunda faaliyete geçeceğini ifade etti. Erdoğan, ''Ne
aldanan, ne aldatan olacağız'' dedi. Başbakan Erdoğan, daha sonra
Ahmet Hamdi İshakoğlu Denizcilik Meslek Lisesi'nin açılışını
yaparak, dersliklerde incelemelerde bulundu. Erdoğan, basın
mensuplarının, gemi dümeni ile birlikte fotoğraf çekme isteklerini,
dümenin eski teknoloji olduğu gerekçesiyle kabul etmedi. ''BİR
ŞÜPHENİZ Mİ VAR?'' Bir gazetecinin, ''Rota nereye, ülke emin
ellerde diyebilir miyiz?'' yönündeki sorusuna, ''Bir şüpheniz mi
var, gelişmeler ortada'' yanıtını verdi. Erdoğan, bir başka
gazetecinin, ''(Yelkenler fora) diyerek dümeni AB'ye kırdınız.
Denizin, havanın durumu nasıl?'' sorusuna da şu yanıtı verdi: ''Bu
konuda kararlı olduğumuzu söyledik. Kararlı bir şekilde AB yolunda
üzerimize düşen ödevleri yerine getirdik, yaptık. Artık 17 Aralık
sürecinde AB ülkelerinin üzerine düşen görevi yapmasını bekliyoruz.
Bunda herhangi bir ümitsizlik söz konusu değil. ''HERHANGİ BİR
YANLIŞA İHTİMAL VERMİYORUM'' Biz AB sürecinde insanımızın
standardını yükseltmek için geceli gündüzlü çalışıyoruz. Eğer 17
Aralık'ta 2002 Kopenhag zirvesinde bize verilen söz yerine
getirilmeyecek olursa, Türkiye, Kopenhag siyasi kriterlerinin adını
Ankara kriterleri koyar yoluna devam eder. Çünkü Türkiye,
ülkelerden bir ülke değildir. Türkiye'nin de nevi şahsına münhasır
bir asilliği vardır, bir gücü vardır ve şu andaki yapısıyla da genç
dinamik bir nüfus özelliği vardır. AB üyesi ülkeler, bizim tüm
yaptığımız görüşmelerde ağırlıklı olarak olumlu görüşlerini beyan
etmişlerdir. 17 Aralık'ta inanıyorum ki bu süreç bizlerin istediği
biçimde devam edecektir. Herhangi bir yanlışa ihtimal vermiyorum.''
• Erdoğan: Aldatanlardan olursan bir gün sen de aldatılırsın
''DÜNKÜ GÖSTERİLERİ DEMOKRATİK BULMUYORUM'' Erdoğan, Ankara ve
İstanbul'da YÖK'ü protesto amacıyla düzenlenen gösterileri
değerlendirirken, ''Dünkü gösterileri demokratik bulmuyorum. Bu tür
gösterileri hak arayışı olarak doğru bulmuyorum'' dedi. Erdoğan,
şöyle devam etti: ''Düşünce, fikir özgürlüğü açısından,
özgürlüklerin arayışı açısından bu yol kullanılması gerekli yol
değildir. Kalkıp çevredeki cam çerçeveyi indireceksin, kaldırım
taşlarını sökeceksin ve araçların üzerine atacaksın, polisi
molotofkokteyli ile şununla bununla taciz edeceksin... Bununla
geçmişte bir yere varılmadı, bundan sonra da bir yere varılamaz.
Herkes arzu ettiğini, beklediklerini fikriyle, düşüncesiyle,
söylemleriyle dile getirmeli ama asla bu yollara başvurmamalıdır
diye düşünüyorum. Bundan kendileri kaybedeceği gibi, ülke de
kaybeder. Hiçbir zaman bu birliği ve beraberliği sağlamak mümkün
olmaz. Bu konuda süreç hızlanmaktadır. Bu süreci de temenni
ediyorum ki başarılı bir şekilde aşarız. Daha demokratik
uygulamalarla da bu talepler yerine gelir diye düşünüyorum.''